Bir Pazar Günü

97 7 0
                                    

Herkes hayatı boyunca ruh ikizlerini arar. Bu söz sevgililer , eşler için söylenir. Halbuki hayatımızdaki ruh ikizlerimiz dostlarımızdır. Şansımız varsa bir , iki tane dostumuz olur. Ancak üç kişiyi çok az geçer. Zordur seni anlayanı ve içindeki herşeyi anlatabileceğin birini bulmak. Çünkü kendini anlatmak zordur. Anlatırken saklarsın gerçekleri insanlardan , yüzde yüz anlatamazsın. Yakınlığına göre , anlatacaklarının yüzdeleri değişir.Anlatamadığın yüzdeler ise içinde kitaplar oluşturur.Dost dediğin senin diğer yarındır. Sığınağındır.İster yanında olsun , ister bir telefonun ucunda ona anlatmak için sabırsızlanıyorsan , anlattıkça hafifliyorsan , seni yargılamadan , kıskanmadan, dinleyebiliyorsa ve anlayabiliyorsa arada yıllar ve yollar olduğunda bile kavuştuğunuzda hep kaldığınız yerden devam ediyorsanız işte bu hayatta ruh ikizinize sahipsiniz demektir. Sakın ha ! Kaybetmeyin onu...
Toyan'ın hiç dostu olmamıştı. Ama zamanında kader ortakları olmuştu.Gözlerinde aynı saklanmış hisleri , aynı acı , aynı utanmışlıkları yaşayan , beraber ağlanacak hallerine güldükleri , korkularını kendilerine saklayıp beraber boyun eğdikleri , çıkmazların çıkmazında olduklarını bilip
az da olsa birbirlerine destek oldukları arkadaşları olmuştu. Hayatının bıçak gibi kesildiği o zamanından sonra bir daha karşılaşmadılar.Toyan'ın ortamı değişti onlarsa orada kaldı.Arkadaşlıkları da o zamanda takılı kaldı.
Toyan'ın içi hep kapalı kutuydu.Ağzı hep mühürlüydü. Sessizliği kimsesizliğiyle alakalıydı.Ruh ikizi hiç olamamıştı. O hep kendiyle konuşmuştu. Ama o da Toyan gibi hep susmayı tercih etmişti. Annesiyle bir yere kadar konuşabilir , bir yere kadar anlatabilirdi. Bir yerden sonraki sözcükler yutulur. Paylaşılmaz , denizin derinliklerine atılır gibi kalbinin derinliklerine bırakılırdı.
Cemon Teyze bir haftadır evlerindeydi.Ne zaman Toyan ile karşılaşsa yanına gelir ona ufak tefek şeylerden bahsederken hayatını anlatır ve Toyan'dan da bir şeyler öğrenirdi. Karşısındakini dinlerken başını yana eğip gözlerini hafif kısardı , bu hareketi yaptığının farkında olduğunu bile sanmıyordu. Arada çocuksu bir kahkaha atardı.Ama en güzeli sana hak veren , seni anlamaya çalışan bir tarafı vardı . Bu onunla rahatça konuşmanı
sağlıyordu. İnsanları sevmeye
o kadar hazırdı ki... Oldukları gibi.Konuşmalarında ne çıkar, ne merak , ne kıskançlık , ne de önyargı vardı.Neyse o , neysen o... Gerçekten vakit geçirilmesi çok keyifli birisiydi.Onunla yaşıt olmayı çok isterdi.

Toyan o pazar günü penceresinden sızan güneş ışınlarına en son dakikaya kadar dayandı. Yastığı kucaklamış , yatağında oradan oraya dönüyordu.Geç kalkmak güzel bir şeydi.Kollarını açtı esnedi esnedi.Bugün sadece tembellik yapacaktı. Telefonun sesiyle elini körlemesine yerde gezdirdi, telefonu buldu.Mahmur bir halde:
-Günaydın anne, dedi
-Günaydın oğluşum , uyandırmadım deme ?
-Yok şimdi uyanmıştım.Keyif yapıyordum.
-Dinlen oğlum , bir günün var zaten. Pazar günleri bir iş yapıyor musun ?
-Yok sadece yemek yapıyorum.O da Cemon Teyze dayanamayıp çoğu zaman yapıyor zaten.
-Ne tatlı kadınmış, sağ olsun.Dünden beri bir şey yok deme ?
-Yok bütün gece çalıştım.Onları görmedim bile.Bir şey olmadı.
-Tamam , yat dinlen bütün gün.
-Merak etme öyle yapacağım bütün gün yatıp dinleneceğim .
-Öptüm canım.
-Sen de öpüldün.
Birden ayak sesleriyle doğruldu.
-Yok Teyze sen de duydun bütün gün yatacakmış.
Ayağa kalkıp merdivenlerden baktı.Cunna, arkasında ise Cemon Teyze vardı.
-Of !Öldüm oğlum bu nasıl merdiven? Ah! Hiç yaşlı olmayacaklarmış gibi ev yapıyorlar.Göreceğim Dui Bey, yaşlılığında nasıl çıkacaksın bu merdivenleri?
Toyan şaşkındı ne diyeceğini bilemedi.
-Şey çıkmayın ben geleyim yanınıza .
-Gel vallahi daha çıkamayacağım!
Toyan daha yüzünü bile yıkamamıştı.Üzerinde bol kolsuz gri bir tişört, altında yine bol kesim mavi şort vardı.Düz siyah saçları dağılmış , alnına dökülen saçları bir gözünü nerdeyse kapatmıştı.
Cunna hemen konuya girdi.
-Biz bugün pikniğe gidiyoruz sen de geliyorsun.
Dui odasından çıktı göz göze geldiler.Hemen kafasını eğdi.
-Gelemem işim var.
-Ne işin var ?
-Ailemi görmeye gideceğim
Cunna lafı yapıştırdı :
-Hayır yok,annenle konuşmanı dinledik.Boş boş yatacağım dinleneceğim , dedin .
Toyan olduğu gibi kaldı. Lafı değiştirdi. Teyzeye dönüp konuştu:
-Teyze siz gidin ailenizle beraber , ben evde dinleneyim.
-Aaa piknikten daha güzel dinlenme mi olur? Temiz havada oturup yiyeceğiz, konuşacağız, oyun oynayacağız, hadi hadi kalk hazırlan.
Toyan yine Dui'ye baktı belki bir şey söylerse diye.Belki "hadi sen de gel "derdi.Oysa o etrafta bir şeyler topluyor pikniğe hazırlanıyordu.
-Hadi Toyan, bak Melinda teyzemlerde şimdi burada olur.
Son bir deneyeyim,dedi:
- Bakın bir haftadır geceleri geç saatlere kadar çalışıyorum, biraz evde kafa dinleyim. Hem siz ailece gidin beni ne yapacaksınız?
Cemon Teyze alınarak baktı:
-Ne kadar ayıp bir şey! Ailece ne demek , sen de bu aileden birisin ne ayırıyon kendini oğlum sen de bu evde yaşamıyor musun ? Hadi hadi çık yukarı hazırlan çok içine kapanıksın, açıl biraz insan içine çık.
Toyan zorlana yukarı çıktı .Teyze hala arkasından bağırıyordu :
-Hadi hazırlan da in , bekliyoruz seni.
Konuşmanın devamını yine her zaman olduğu gibi kendisiyle konuşarak yapıyordu :
- Çok içine kapanık canım böyle olmaz ki , benim ufak oğlan da böyleydi.Evden dışarı çıkaramıyordum.
Hazırlandılar, evden çıktılar. Önde Cemon Teyze ve Dui arkada Cunna ve Toyan vardı.Arkalarından da Melindalar geliyordu. Toyan whatsAppta Dui'den gelen mesajı fark etti.Açtı
"Biz pikniğe gidiyoruz.Sen teyzeye annenle görüşeceğini söyle "
Mesaj o uyurken gönderilmişti. Görmemişti.Annesiyle olan telefon görüşmesini duymasalar yine gelmezdi.İçine bir taş oturdu.Canı sıkıldı.
İstenmediğini biliyordu ama direkt yazılınca bildiği şeyde olsa canı acıyordu.Kızmaması lazımdı o da görmüştü teyzesi ve Cunna bırakmamıştı. Bir kenarda durur ,varlığını fark ettirmemeye çalışırdı.

DönüşümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin