31 × Altay'ın Yaraları

1.6K 89 60
                                    

Bölüm ile ilgili bir sıkıntı var sanırım,
O yüzden tekrar paylaşmak durumunda kaldım.

_

Altay;

"Seninle beraber, bu evde kalacağım?"

"Evet!
Tek seferde anlama kıtlığın mı var?"

"Öldür daha iyi."

"Ölmeyi bu kadar istiyor olsaydın silahı doğrulttuğumda karşımda buz kesmezdin."

"Kendini romantik komedi filminde falan mı zannediyorsun? Gerçekten seninle aynı evde yaşayacağımı nasıl düşünürsün."

"Derdin ne senin? Borçtan kurtardım hatta o adamların elinden kurtardım seni.
Ve artık öldü biliniyorsun. Ayrıca çalışmayacaksın, yediğin önünde yemediğin arkanda olacak. Tek yapman gereken evden dışarı çıkmamak olacak o kadar. Şuan kimsesiz bir depoda cansız bir şekilde yatman daha mı iyi olurdu?"

".............."

"Ha tabii sen; ben durmam giderim dersen hiç bekleme, buyur siktir git. Kendi ölüm fermanını kendi ellerinle imzala.
Tabii bir tek kendininkini de değil. Senin yaşadığını öğrendikleri an beni de kurşuna dizecekler. Ha korktuğumdan değil, ben ölürsem babasız kalan evladımı düşünüyorum sadece.."

Son söylediklerinden sonra ne diyeceğimi bilemiyordum. Haklıydı, hayatımı kurtarmış , hatta kimsenin yapmadığı bir iyilik yapmıştı bana. Bu işler matruşka bebekler gibiydi..
Her birinin içinden biri daha çıkıyordu ve en tepedekine asla ulaşmıyordunuz.

Sadi denen bu adam da muhtemelen kolayca harcanabilecek biriydi ve kendi hayatını, hatta evladının babasız kalma ihtimalini bile göz ardı ederek hayatımı kurtarmış, ikinci bir şans vermişti bana.

Bu durumda ona borcumu ödeyerek gerekirse bu evde sonsuza kadar kalmam gerekiyordu.

"Tamam."

"Hayret, bu kadar çabuk yola gelmeni beklemiyordum."

"Ben de bekemiyordum ama bana yapılmış bir iyiliğin altında ezilecekte değilim. Sen benim canımı bağışladın, ben de karşılığında seninle yaşayacağım böylece ödeşmiş olacağız. Hem dışarıya çıkmak benim de işime gelmez zaten. Bu beladan kurtulmuş olmam herşeyin bittiği anlamına gelmez."

"Sen peşimde ki belalar falan diye birşeyler demiştin..
Bizden başka birileri daha mı var yoksa peşinde?"

Susmuştum..
Hikayemi bilmesine gerek yoktu..

"Sustuğuna göre, var demek ki. Başka birilerine daha mı borçlandın yoksa? Bak başkaları benim gibi insaf etmezler sana ona göre."

"Ailevi bir mesele , borç değil."

"Nasıl yani peşindekiler ailen mi?"

"Evet."

"Hani ailen yoktu?"

"..........."

"Ha tabii onları sildiğin için böyle söyledin değil mi?
İyi de neden peşindeler ki anlamadım. Kız meselesi falan mı?"

"Kız meselesi olmasını onlarda çok istedi ama işte..
Erkek meselesi olunca sorun oldu."

Susmuştu..
Yutkunarak kafasını 'anladım' anlamında sallamıştı.

"Eee birşey söylemeyecek misin? Öcü falan görmüş gibi de bakmıyorsun."

"Beni ilgilendirmez."

"Bana bunu diyenler genelde kendileri de öyle oldukları için derlerdi. Gerçekten anlayış gösterenler varsa bile benim karşıma çıkmadı. Çıkanlar öğrendiklerinde ya iletişimi kestiler, kesmeyenlerse mutlaka bir işlerine yaradığım için katlanmak zorunda kaldılar.
Yoksa sende mi?"

Dediğimde kaşları çatık bir halde bakışlarını bana kaydırırken, çocuğu olduğu gerçeği gelmişti aklıma.

"Pardon, bir çocuğun olduğunu unutnuşum."

"Beni ilgilendirmez dedim. Seni nikahıma almadığıma göre..
Kimden hoşlandığın, kimi sevdiğin benim meselem değil. Tabii böyle biri varsa da ikiniz adına üzüldüm. Görüşemeyeceksiniz artık malum."

"Merak etme, zaten istesem de ulaşamayacağım bir yerde."

Flashback

"Altay.."

"Cengiz abi,
Yusuf nerde, neden yalnız geldin?"

"Yusufu yakalamışlar Altay, vurmuşlar , öldürmüşler Yusufu."

Duyduklarımın ağırlığı karşısında bedenim kaskatı kesilmiş, Cengiz abi birşeyler söylemeye devam etse de duyamıyordum. Tüm kelimeler, tüm sözcükler anlamını kaybetmişti.
Hayat anlamını kaybetmişti, Yusuf gitmişti..

"Gitmen gerek Altay. Seni de yakalamadan, seni de öldürmeden buralardan gitmen gerek."

"Yusuf..
Yu-
O bana söz vermişti abi, geleceğim demişti. O gelmeden gidemem ki ben."

"Bak, Yusuf artık yok! Tamam mı , yok! Hayatına onsuz devam etmen gerek. Al şu parayı, çek git buralardan diyorum sana duymuyor musun beni?"

Duyduklarımın gerçekliğini hala kabullenemezken, Cengiz abi beni omuzlarımdan tutup sarsmaya başlamıştı. Kendime gelebilmem, duyduklarımın ağırlığından çıkabilmem için hiçbir söylediği etkili olmazkan, suratıma geçirdiği yumrukla kendime gelebilmiştim sonunda.

"Git burdan Altay, GİT!!!"

Çantamı sırtıma geçirip parayı da içine koyarak yola çıkmıştım.
Kimsenin bilmediği bir şehirde, yepyeni bir hayata.
Yusuf ile hayalini kurduğumuz , saklanmayı seçtiğimiz şehire onsuz gidecektim.

Texting

Altay: Ya yakalanırsak, ya bulurlarsa bizi. Amcamlar canımıza okur. Hele senin baban, amcanlar..

Yusuf: Beni düşünme sen. Sen iyi ve güvende ol yeter bana. Ben yakalanmışım , ölmüşüm umrumda değil.

Altay: Benim umrumda ama. Sana birşey olursa nasıl nefes alırım?

Yusuf: Bana birşey olursa yine benim için nefes alacaksın. Hem sen benim varlığıma mı aşık oldun sadece?
Hani sevda sadece yanındayken sevmek değildi? Ben ölürsem benim için yaşamaya, yeniden nefes almaya devam etmeyecek misin?

Altay: Ölüm lafını alma ağzına lütfen. Zaten her an birşeyler olacak diye diken üstündeyim. Lütfen güzel hayaller kuralım sadece.

Yusuf: Güzel olacak herşey sevgilim. Gideceğiz buralardan. Zor olacak belki ama başaracağız, yepyeni bir hayat kuracağız kendimize. Bize saygı duymayanlara, sevdamıza saygı duymayanlara inat.

Gerçekten inanmış mıydı söylediklerine? Beni güzel masallara inandırırken söylediklerinin gerçekleşeceğine kendisi de inanıyor muydu? Yoksa beni yeni bir hayata yalnız hazırlama planları mıydı hepsi?

Ne zaman vazgeçmişti kendi canından?
Ne zaman yitirmişti kavuşacağımıza dair umudunu..

Şerefsizce, alçakca, sırf bir erkeği sevdi diye evlat sevgisini hiçe sayarak canını aldıklarında, son nefesini verişlerini izlemişler miydi keyifle?

Kanı damarlarından çekildiğinde üşümüş müydü?
Aramış mıydı onu sarmaladığım kollarımı?

Sayıklamış mıydı son nefesindeyken adımı..

JIGOLO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin