39 × Kabulleniş

1.6K 92 66
                                    

Feyyaz;

Mutfaktan hızla ayrılıp kendimi lavobaya atmıştım.

Neden böyle yapıyordu, kaçmaya çalışırken her defasında neden karıştırıyordu aklımı?

Anlamıyordu..
Ailemin karşısına geçip ben bir erkeği seviyorum dersem başıma gelecekleri, ailemin akrabalarımın tepkisini anlamıyordu. Ben onun gibi rahat bir ortamda, büyük bir şehirde büyümemiştim işte.
Aileme, anneme , kardeşlerime karşı olan sorumluluğum , ailemin benim elime bakışı, ben de gidersem öylece kalakalacaklarını anlamıyordu.

Eğer senin de ona karşı hisslerin varsa,
Beraberken tüm zorlukların üstesinden gelebilirsiniz. Bak bize, neler neler atlattık. Bizim aşkımıza karşı çıkanlar olmadı mı, ne büyük acılar ile sınanmadık mı? Kaçmadım mı defalarca İzzet'den..
Susmaya, kaçmaya uzak kalmaya ne kadar mecbur hissedersen hisset eninde sonunda bir yerde patlak veriyor herşey. Kazanadabiliriz, kaybededebiliriz bunun bir garantisi yok belki ama dönüp geriye baktığımızda koca bir "Keşke'nin" altında ezilmektense, "Yaşadık be, en güzelini yaşadık." Diyebilmek çok daha güzel..
Eğer senin de Peyamiye karşı hisslerin varsa yaşa. Tüm korkuların, tüm engellerine rağmen yaşa.
Yaşanması için fırsat varken yaşanmayan şeylerin keşkesi çok ağır bir yük olarak bir ömür sırtına biniyor insanın..

O kadar kolay mıydı yaşamak? Herşeye rağmen, korkusuzca yanında olabilmek kolay mıydı?

Artı seviyor muydum onu? Ona karşı hisslerim var mıydı? Ona karşı duyduğum hissler basit bir alışkanlıktan ve onunlayken eğleniyor olmaktan mı ibaretti sadece?

Cevap bulması gereken öyle çok soru vardı ki..

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıktığım sırada Meltem uğursuzunun odaya koşmasıyla neler olduğuna anlam vermeye çalışıyordum.

"Yasemin ne oldu neden toplandılar orda?"

"Peyami bey, Peyami bey panik atak geçiriyor."

Duyduklarımın etkisi ile kalbim sıkışmış, nabzım ciddi derecede yükselmişti.
Kalabalığın içinden geçtiğimde, koltukta nefes almakta zorluk çeken Peyaminin yanına oturmuştum.

"Ambulansı aradınız mı?"

Meltemin korku dolu sesiyle yüzümü ona dönüp kalabalığı dağıtmasını ve ambulansa gerek olmadığını söylemiştim. Çalışanların çoğu odadan çıkmışlardı ama çıksalar bile kapının önünde durmuş izliyorlardı.

Peyaminin kravatını gevşetip gömleğinin düğmelerini nerdeyse yarıya kadar açmıştım. Ardından Meltem de camı açmış, ve Peyaminin eliyle elime tutunmasını sağlayarak konuşmaya başlamıştım.

"Benimle beraber nefesler alıp vermeye devam et!
Derin derin nefesler al.."

Birkaç kez aynı işlemi uyguladıktan sonra nefesi azda olsa düzene girmişti. Ardından doktorun yazmış olduğu ilacını da içirmiş ve konuşacak duruma döndüğünde herkes işinin başına dönmüştü nihayet.

"Sen eve geç dinlen istersen, yada burda koltuğa uzan, kalkma bir süre."

Gitmeye yeltendiğimde kolumu kavramıştı..

"Gitme, lütfen.."

Başını omzuma usulca yasladığında, saçlarının kokusu, bir bahar sabahı, ılık rüzgarın etkisiyle buruna dolan bahar çiçeklerinin kokusu kadar naif ve akılda kalıcıydı.

JIGOLO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin