Öncelikle Feyyaz ile ilgili birşeyler yazmak istiyorum buraya..
Feyyaz yaşanmışlıkları olan bir karakter bunu daha önce de söylemiştim. O konulara henüz girmediğimiz için şuan Peyaminin aşkından kaçıyor gibi gözüküyor olabilir ama altında yatan nedenlere geldiğimizde (ki çok az kaldı) sizler de neden kaçmaya çalıştığını anlayacaksınız.Ayrıca köyde ve oranın adetlerine, geleneklerine göre yetiştirilen birinin eşcinselliğini bile kabul etmesi oldukça zor bir durum.
Yani Feyyaz'ın sadece biraz anlayışa, iyileştirilmeye ihtiyacı var. Okurken bunu göz önünde bulundurursanız karakterin tepkilerini de daha net anlayabilirsiniz.Bu da böyle bir açıklama olarak kalsın burada 🍂
Keyifli okumalar.
_
Feyyaz;
Dün Peyaminin arkadaşı gelince, ve ardından Peyaminin acil çıkması gerekince konuştuklarımız yarım kalmıştı.
Sabah erkenden ofise gelip Peyaminin gelmesini beklemiştim. Genelde sabahları çok önemli bir işi olmadığı sürece, işe ondan sonra gelmemi istediği için, odaya girdiğinde şaşırmış bir şekilde yanıma adımlamıştı.
"Bu saatde ne yapıyorsun burda?"
"Dün konuşmamız yarım kalmıştı, konuşalım mı?"
"Benim acil çıkmam gerek birazdan.."
Dediğinde ne yapmak istediğini anlamıştım.
Kaçıyordu ve kaçmaya devam ettikçe işleri daha da zorlaştıracaktı."Kaçmaya çalışmakla çözülmeyeceğini biliyorsun değil mi?"
"Kaçtığım falan yok."
"O zaman işime son ver, gideyim."
"Benden bu kadar mı kurtulmak istiyorsun?"
Demişti karşıma geçerek..
Gözleri gözlerime gitme diye yalvarırcasına bakarken canım acıyordu..
Ama mecburdum işte, Allah kahretsin ki mecburdum."İşine son vermeyeceğim unut bunu."
"Beni burda zorla tutamazsın.
Hani zorluk çıkarmam, yolunda durmam diyordun? Bu mu senin sevgin?""Evet zorluk çıkarmam, karşında da durmam. Eğer mesele bensem, benden uzak durmak istiyorsan hallederiz. Yüzümü bile görmezsin gün içinde emin ol."
Yüzünü bile görmemeye, sesini bile duymamaya hazır mıydım? Bu ofise, ona , ilk defa düzenli ve normal giden hayatıma elveda demeye hazır mıydım?
"Nasıl olacakmış o?"
"Benim herşeyden önce İzzet'e bir sözüm var, seni koruyacağıma, yanında olacağıma dair. O yüzden sen istesen de seni bırakamam. Fıratın yanına vereceğim seni."
"Bizim Fırat bey mi?"
"Evet. Biliyorsun o daha çok şantiye tarafında olduğu için sadece önemli toplantılar esnasında şirkette oluyor. Ne zamandır da senin gibi iyi bir asistan arıyordu."
"Peki sen, sen ne yapacaksın?"
"Ben kendime birini bulurum merak etme."
"............"
"Şey yani asistan olarak."
Dediğinde kafamı olumlu anlamda sallamıştım.
Üstünde birde açıklama yaparcasına sadece asistan olarak diye belirtmesi ona olan hayranlığımı biraz daha artırmıştı..Belki de sadece basit bir hayranlıktan çok daha fazlası olmaya başlayan hisslerimi..
Ama o hissleri zamanında kontrol altına almalı, ondan mümkün mertebe uzak durmalıydım.
"Ama sanma ki gözümden uzak olursan gönlümden de olursun..
Ben sen kendini hazır hissedinceyedek hep burada, bu odada seni bekleyeceğim..
Sevgime , aşkıma inanıncaya, kimsenin bu aşkın önünde durmaya cesaret edemeyeceğini anlayacağın güne kadar bekleyeceğim seni..
Kızmadan, küsmeden, nefret etmeden.."Öyle güzel seviyordu ki..
Kabul etsem bile bu sevgiye layık olabilir miydim?
Birgün böylesi muhteşem seven bir adama evet diyebilir miydim?Keşke...
Gözlerim dolarken ağlamamak için kendimi gücümün yettiğince kasmıştım.
Peyamiyse bir adım daha atarak, yüzümü avuçlarının arasına almıştı."Biliyorum,
Senin de sevdiğini, en az benim kadar istediğini gözlerinden okuyabiliyorum. Seni durduran bir acının, bir yaranın olduğunu da biliyorum. Keşke sadece 'yanımda ol' diyebilsen ve yaralarını nasıl saracağımı, nasıl iyileştireceğimi gözlerinle görsen. Ama olsun..
Ben bekleyeceğim seni. Söz..."Kendimi tüm gücümle tutmama rağmen gözümden akan bir damla yaşla kendimi tutamamış ve yere çöküp ağlamaya başladığımda, Peyami de benimle beraber yanıma oturmuştu.
"Ağlama,
Kurban olurum gözyaşlarına..""Bu kadar güzel sevmek zorunda mısın? Canımı böyle yakmak, olduğum yere çivi gibi çakmak zorunda mısın beni?"
Bir çocuk gibi azarlanıyormuş gibi baışını öne eğerken daha çok sinirlenmiş ve olduğum yerden ayağa kalkarak konuşmaya devam etmiştim.
"Senin gibi kimseye hesap vermeden, istediğim hayatı istediğim gibi yaşamayı bende çok isterdim. Evet 27 olmama az kalmışken hala eşşek gibi çalışarak aileme bakmakta ve onlar ne derse onu yapmakta yükümlüyüm. Çünkü ben başka türlüsünü yapamıyorum, yapamam anlıyor musun?
Eşcinsel olduğum için öldüresiye dövülmeyi, sürgün edilmeyi, annemin, kardeşimin çığlıklarını duymak istemiyorum. Ben seni de kendimle beraber bir belanın içine sürüklemek istemiyorum..
Belki beni bu kadar çok severken, herkesin aradığı , herkesin sahip olmak isteyeceği türden bir sevgi beslerken bu yaptıklarım sana şımarıkça gelebilir ama değil işte!!!!!
Biz beraber olamayız, ben seni sevemem, bu yanlışı yapamam anla beni ve unut lütfen.."Söyleyeceği herhangi birşeye fırsat vermeden çıkıp gitmiştim ofisten. Kendimi sokaklara atarken esen sert rüzgar bile içimin yangınını söndürmeye yetmemişti..
Bir bankta oturup saatlerce ama saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlamış, yaşadığım berbat yılları tek tek hatırlamıştım.
Hani ben anneme, kardeşlerime sahip çıkacak, büyük şehire geldim diye değişmeyecektim? Hani annem'e verdiğim sözü tutacaktım..
Flashback
"Kendine dikkat et yavrum olur mu?
Yanlış kişilerle arkadaşlık yapıp adımızı, namusumuzu kirletme..
Olanları gördün , baban zaten hasta..
Birde sen üzme onu emi oğlum. Bu ailenin reisi sensin artık.""Merak etme ana..
Hem İzzet abiyi tanıyorsunuz zaten arar sorarsınız sık sık. Ben de ararım, gelirim arada. Çalıştıkça para göndereceğim, babama çok iyi bak olur mu ana?
Babam, kardeşlerim sana emanet.""Söz ver bana oğlum, gittiğin gibi geri dönüp hayırlı bir kısmetle evlenecek babanın başını öne eğmeyeceksin."
"Söz veriyorum ana, söz.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JIGOLO | BXB
General Fiction[TAMAMLANDI] Hayatını jigololuk yaparak kazanmaya çalışan Ertan ve oto tamirhane ustası İzzet'in hikayesi. Başlangıç: 27.08.2022 Bitiş: 05.11.2022