36 × Tefecinin Asistanı

1.4K 82 59
                                    

Feyyaz;

Akşama kadar öylece oturmuştum bankta. Verdiğim kararı tekrar tekrar gözden geçirdiğimde, doğru bir karar verdiğime inanarak kendimi rahatlatmaya çalışıyordum, gelen arama ile telefonumu cebimden çıkardığımda, gözyaşlarımı ve boğazımı temizleyerek konuşmaya başlamıştım.

"Ertan, kardeşim."

"Naber lan sürgünlerin kralı."

"Bak ya,
Hala orada mısın?"

"Tabii ordayım oğlum, e naber nasılsın?"

"İyi , ne olsun ev iş arası geçiyor hayatımız. Asıl haberler sende, ne yapıyorsunuz ustam nasıl?"

"Ustan Ozan'ı gezmelere götürdü, ben de bir arayayım dedim bakalım ne yapıyorsunuz. İştesin değil mi, söyle o puşta telefonlarımı açsın. Senden önce kaç kere aradım açmadı."

"Iıı şey-
O biraz yoğun ya, ondan görmemiş olabilir ama söylerim."

"Sen iyi olduğuna emin misin?
Sesin biraz kırgın geliyor sanki hasta falan mı oldun?"

"Olmadım iyiyim."

"Oğlum ben kaçın kurasıyım. Hadi anlat ne oldu?"

"Neyi anlatayım ki yok birşeyim."

"Yemin ediyorum İzmirden bir uçarım sana feleğin şaşar!
Anlat dediysem anlat lan!!! Hani kardeştik biz? Yanında olmayabilirim ama anlarım."

"Şey bir saate falan müsait olabilir misin? Hatta ustam da olursa iyi olur, konuşurum, anlatırım neler olduğunu."

"Hani birşeyin yoktu?"

"Vazgeçmeden anlatmamı istiyorsan kapat Ertan, eve geçince bilgisayardan görüntülü arayacağım."

"Tamam tamam, görüşürüz."

Ertanla konuşmamız bittikten sonra eve geçmiş ve tekrar aradığımda ustama da ona da herşeyi anlatıp akıl almıştım. Korkmamam gerektiğini, zorluklar olabileceğini ama aşabileceğimizi söylemişlerdi.

Belki de şuan tanıdığım tek eşcinsel çift oldukları için duymak istediklerimi duyabilmek için aramıştım onları.

Kafam yine allak bullak olmaya başladığında, kendime bir tost hazırlayarak hızlıca yemiş, ardından banyonun yolunu tutup sıcacık bir duş alarak uykunun kollarına bırakmıştım kendimi.

Gözlerimi kapattığımda gözümün önüne gelen tek şey sadece onun yüzüydü..

_

Altay;

"Çıkıyor musun?"

"Evet, birşey mi oldu, dışarıdan istediğin birşey mi var?"

"Yoo merak ettim sadece."

"Neyi merak ettin? Nereye gittiğim çok açık değil mi, borç var tahsil etmeye gidiyorum."

"Öldürmeye kıyamayıp alıp eve getirmezsin diye umuyorum."

Dediğimde gülümsemişti..
Bu eve geldiğimden beri ilk kez gülümsemişti. Bembeyaz dişleri ila hafif kahkaha ataraken kendimi sinyal reklamında sanmıştım..

"Merak etme, borcunu her ay tıkırında ödüyor. Senin gibi 150 binin üzerine çöreklenmedi."

"Benim borcum 10bindi, 10! Kıt mısın nesin anlamıyorum ki?"

"Hık demek ister misin Altaycığım?"

"Tamam sustum.
Hem ben şey diyecektim, bende dışarı çıkabilir-"

"Aklında bile geçirme. Hoş zaten kilit sistemini çözemezsin de.."

"Seninle çıkmak istiyorum zaten."

"Benimle?"

"Evet, randevuya çıkacakmışız gibi bakmasana alt tarafı gittiğin yere beni de götür. Sadece hava alayım, ne bileyim iki insan yüzü göreyim yeter. Amcamlar ve sizin sayenizde adrenalin dolu yıllar geçirdiğim için bu ev üstüme üstüme geliyor."

"Sinema salonuna in, birşeyler izle. Ne bileyim bilardo salonuna in, orda oyun konsoluda var oyna.
Ben eğlenmeye değil, ciddi bir iş yapmaya gidiyorum."

"Oha, bu evde sinema salonu mu var?"

Dediğimde gözlerimi şaşkınlıkla büyütürken gülümsemiş, ardından kulağıma doğru eğilmişti.

"Sana bir sır vereyim ister misin Altay?"

Adımı söyleyişi, her vurgusu farklı hissettiriyordu.

"Bu evde spor salonu bile var."

"Hoyy maşallah.
Sen de az zengin değilmişsin. Nolurdu sanki 150bini çıkarıp şak diye ödeseydin?"

"Sonra benim ödediğimi öğrenip canıma okusalardı."

"İyi de nerden öğreneceklerdi ki? Hem bu sayede bende özgürlüğüme kavuşacaktım."

"Tüm finansal hayatım iş yaptığım adamlar tarafından sağlanıyor akıllı bıdık."

Diyerek yanağımdan bir makas alıp kapıya doğru yönelmişti.

"Ben??"

Masum kedi garfield maskemi takarak son kez denemiştim şansımı.

"İyi gel benimle."

Diyerek beni giyinme odasına götürüp takım elbiseleri üzerime tutup denemeye başlamıştı.

"Bu olmaz..
Yok bunu da beğenemedim."

"Öteki olur gibiydi sanki."

"Hah, bak bu olur. Giy bakalım."

Dediğinde yutkunmuştum hafifçe.

"Tamam sen bekle dışarıda giyinip gelirim."

"Yav giyin işte, daha gözlük ve şapka seçeceğim sana."

"Takım elbiseye şapka?"

"Güneş şapkası değil herhalde. Giyin hadi."

Dediğinde üzerimdekileri çıkarmaya başlamıştım.
Altımda sadece boxer'im kalırken , gömleği üzerime geçirdiğimde biraz daha yakınlaşıp yakalarını iliklememe yardım etmişti.

Hay ben bu işin içine!
Niye atmaya başladın yine hızlı hızlı. Ben sana nefes alan herhangi bir canlıya atmayı yasaklamamış mıydım..
Yusufumun ruhuna ayıp edersen, kurşuna dizerim seni amına koyduğumun kalbi!

Gömleğimi giyinip pantolunumun içine tıkıştırdıktan sonra, çeketimi de giydiğimde en son siyah şapkayı kafama geçirmişti Sadi.

"Bu ne lan?"

"Kamufle ediyorum seni, anlamıyor musun?"

"Dur bakalım şu sigara nerdeydi.."

Çekmeceleri birkaç saniye karıştırdıktan sonra tekrar yanıma dönmüştü.

"Hah al bakalım şunu da. Gittiğimiz yerde yakmaya başlarsın."

"Ne bu, tefecinin asistanı kombini mi?"

"Ne bu, tefecinin asistanı kombini mi?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
JIGOLO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin