26 × Evlilik Teklifi

2.7K 117 32
                                    

İzzet;

Odamızın kapısından içeri girdiğimde
Ertan yatakta bacaklarını kucaklar bir şekilde oturuyordu.

Yanına doğru adımlayıp karşısına oturduğumda, olduğu yerden doğrulup sıkıca sarmıştı boynumu.

"Annem..
Annem benim yüzümden ölmüş."

Diyerek ağlamaya başladığında, yüzünü avuçlarım arasına alıp sakinleştirmeye çalışmıştım.

"Bak yapma böyle..
Ağlamaktan harab ettin kendini. Annem de gelmiş yanına, öğleden beri ağlıyormuşsun öylece.."

Mektubu elime tutuşturduğunda, hızlıca göz gezdirmiştim.
Ağlamakta sonuna kadar haklıydı, fakat geçmişi değiştirebilme gibi bir gücümüz yoktu maalesef. Elimizde iki seçenek vardı sadece.

Ya geçmişe takılıp kalacağız, başa sarıp sarıp orada hayatımızı yaşayacağız. Yada bugünümüzü güzelleştirerek gelecekte, geçmişimize dönüp baktığımızda daha güzel anılarla karşılaşacaktık..
Sonuçta bugünümüz de yarınımızın geçmişiydi ve herşey kendi elimizdeydi.

"Bak istediğin kadar ağla, geçmişinle yüzleş, babanla olan iyi kötü tüm hatırlarını hatırla. Ama ne olur kendini suçlama tamam mı? İşte ben buna dayanamam. Sen kimsenin hayatını mahvetmedin! Aksine, hayatı mahvolmak üzere olan birçok insanın hayatını değiştirdin..
En başta benim. Sen olduğun yere ancak güzellik getirebilirsin. Annenin ölümü ne senin kararın, ne senin seçimin değildi ki. Dünya üzerinde doğum esnasında gelişen sorun yüzünden hayatını kaybeden, riskli hamilelik yaşayan onlarca insan var. Evet ateş düştüğü yeri yakar demişler. Ben annesizlik çekmedim, seni anlayamam belki ama kendini suçlamana da müsade etmem. Ben şimdi aşağı iniyorum, biraz sonra tepsiyle geri döneceğim. Birşey yememişsin güçsüz düşecek bünyen."

Ayağa kalkıp gitmeye yeltendiğimde, Ertan bileğimi hafifçe kavramıştı.

"Gitme.."

Bakışları o kadar masum, o kadar çaresizdi ki içim gitmiş, geçip yanına oturmuştum..
Hatta biraz dinlensin diye beraber yatağa uzanmış, bebekler gibi koynuma yatırmıştım.

"Bak yaşanması gerekenler yaşanır, acı çekilecekse çekilir. O yüzden ağlaman gerekirse ağla , acı çekmen gerekirse çek ama sakın kendini suçlama olur mu? Seni seven, seni düşünen bir ailen daha var, ben varım unutma. Ayrıca kendini babanı affetmeye, cenazesini kaldırmaya veya kardeşin konusuna da mecbur hissetme. Cenaze işlemleriyle gerekirse ben ilgilenirim. Miras konusuysa tamamen senin kararın. İster kabul et, ister reddet. Bizim zaten maddiyata ihtiyacımız yok biliyorsun. Yani canın nasıl isterse öyle davran. Hiçbir şeye mecbur değilsin bebeğim tamam mı?"

Dediğimde, göğsümden hafifçe doğrulup, sırtını yatağa yaslamıştı.

"Peki doğrusu ne? Yani babamla birbirimize olan karşılıklı nefretimizi bir kenara bırakırsak yapmam gereken ne? Çünkü ben kayboldum sanki, çıkmaz bir sokağa girmiş gibiyim..ne yapacağımı bilmiyorum."

"Doğrusu babanın ve eşinin cenaze işlemlerini halletmemiz.
Dediğim gibi, onu affedip affetmemen tamamen senin kararın ama en azından evladı olarak kendi üzerine düşeni yapman. Kardeşin konusuna gelince; O da şuan seninle aynı kaderi yaşıyor..
Annesini , hatta babasını bile bilmeden büyüyecek. Ama eğer sen de sahip çıkmazsan sadece onları değil, ailesinden kimseyi bilmeden büyüyecek. Evet, devlet himayesinde büyüyecek ama bir aile ortamında büyümesiyle asla aynı olmayacak. O eksikliği ölünceyedek hissedecek."

"İyi de ben ona anne baba sevgisini nasıl verebilirim ki?
Nasıl yapabilirim.."

"İste yeter ki. Eğer istersen biz onun ailesi oluruz. Annesi, babası, arkadaşı, abileri..
Ne istersen o oluruz. Ama yine de son karar senin. Hadi şimdi yemeğe inelim, bak annemiz de üzülmesin."

JIGOLO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin