32 × Öpücük

2K 96 43
                                    

Feyyaz;

Üç gündür Peyam'inin evinde kalıyordum.
Ateşi normale dönmüş, hatta kendini gayet toparlamıştı.

"Hazırsan çıkalım mı?"

"Çıkalım."

Diyerek arabaya doğru ilerlemiştik. Arabaya bindiğimizde yüzünü tekrar bana dönmüştü Peyami.

"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Yanımda oldun, sen olmasan belkide daha kötü olurdum , havale bile geçirebilirdim ateşten."

"Yok canım geçirmezdin. Hem teşekküre gerek yok. Hadi gidelim artık."

Peyaminin durumundan dolayı ertelediğimiz toplantıya katılmak için yola koyulmuş, yarım saat sonra toplantının yapılacağı mekana varmıştık.

"Kusura bakmayın Yalçın bey, iki oldu toplantıyı ertelemek durumunda kaldık."

"Üstüne on dakika da geç kaldınız."

Alt tarafı on dakika trafikte takılmıştık. Sanırsın beklerken ağaç olup kök salmıştı adam.

"Tekrar kusura bakmayın, toplantıya geçelim mi?"

"Olur geçelim."

_

"Bir dakika ben anlamadım bizim belirlediğimiz fiyatın altında bir rakam ama bu."

"Bakın o kadar bekledim, iki kez toplantı ertelendi üstüne geç kaldınız. Beş kuruş daha işlemez benden."

Adam sinirlerimi öyle bozmuştu ki, masadan kalkıp dalmamak için zor tutmuştum kendimi. Gerçi kendimi neden tutuyorsam, ağzımla da pekala dalabilirdim.

"Ama sizin bu yaptığınıza işi yokuşa sürmek denir Yalçın bey."

Karşımızda duran adamın ve masada ki birkaç kişinin gözleri şokla aralanmıştı.
Müdahele etmek senin ne haddine bre asistan der gibi bakıyorlardı resmen.

"Ayrıca, manavdan karpuz seçmiyorsunuz. Ne demek beş kuruş daha işlemez? Siz bu araziyle ilgilenmeden önce fiyatını bilmiyor muydunuz? Anlaşmaya varmak için toplantı yapmadık mı biz? Tamam iki kere ertelenmiş olabilir. Ki buna ertelenmek de denmez! Sizin toplantı için verdiğiniz ilk tarih, çok yakın arkadaşlarımızın düğün gününe denk geliyordu. İkinci toplantı gününden bir gün önceyse Peyami bey hasta olduğu için katılamadı. Takdir edersiniz ki, sağlık konusu şakaya gelmez ve hiçbir işten önemli değil."

Söylediklerim bir tek Peyamiyi rahatsız etmemiş, hatta gözlerinin içinin parlamasına neden olmuştu. Elinde olsa masadan kalkıp aferin len diyerek boynuma atlayacaktı.
Hoş normal günlerde atlamamak için de zor tutuyordu kendini.

"Asistanım haklı Yalçın bey, bu yaptığınız iş ahlakına aykırı. Haydi Feyyaz kalkalım."

Adamın etekleri tutuşmuş olacak ki araziyi kaybetmemek adına , sert çıkıştığı için özür dilemiş ve ilk fiyatdan satın almayı kabul etmişti. İmzalar atıldığındaysa Yalçın beyin bizimle beraber yürütmek istediği projenin detayları konuşulmuştu.

Ardından yemeklerimizi yiyerek ofise doğru yola çıkmıştık.

"Ne güzel konuştun öyle."

"Sinirimi bozdu mal herif. Aklınca fiyatını düşürecek. Bizimle pazarlık yapabileceğini zannediyor işte o cücük beyniyle."

Peyamiden her hangi bir tepki gelmeyince, kafamı çevirmiş ve gülen yüzüyle karşılaşmıştım. Tam da tahmin ettiğim gibi, bu yaptığıma hayran kalmıştı..
Nefes alsam hayran kalıyordu gerçi. Ah be ihtiyar..ne yapacaktım ben seninle.

JIGOLO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin