"Karasawa~ Klasik edebiyat sorularını yaptın mı~"
"Evet yaptım, ama sen yine yapmadın değil mi Kijima! Notların sorun yaratacak bu gidişle!"
"Biliyorum~ Ama hoca bugün benle uğraşır gibi geliyor ya. Bi foto almama izin ver, bi kerecik!"
“Bu ay kaç defa 'bir kerecik?' dedin acaba? Sen yok musun..."
Sıralarımızı sınıfın köşesine itip birlikte öğle yemeğimizi yedik. Beta olmasına rağmen... Hatta hayır, beta olduğu için Kijimanın ders çalışmaya dair herhangi bir isteği yoktu. Bu nedenle de notları benimkilerden kötüydü.
Sınav sezonu açılmışken bu şekilde davranmasının hiç iyi olmaıdğını düşünüyordum. Ama o her daim notlarımı çalıp "mezun olduktan sonra bir iş bulurum" derdi.
Ben de eskiden her defasında şikayet ederdim ama şu an onu salmış durumdayım.
Diğer yandan, Amami herhangi bir derse çalışmak zorunda olmayan türden bir alfaydı. Çünkü o en net tabiriyle ders çalışmakta iyiydi.
Şu anda da bizim etkileşimimizi gülümseyerek seyrediyordu. Bugünün öğlen yemeğini götürmekle meşguldü: krema dolu bageti andıran bir ekmek.
Ben normalde tatlı yemem. Bu nedenle sadece bakmak bile midemi ekşitmişti.
"Geçenki deneme sınavına girdin değil mi Karasawa? Nasıldı?"
“Şu an için hala ilk tercihime yerleşmem biraz zor gibi. Diğer seçeneklerim A veya B olurdu ama.
“Öyle mi~ O zaman elinden geleni yap. Peki ya sen, Amami?"
“A benim de ilk tercihim. Ancak şu noktada kesinlikle savsaklamaya cesaret edemem."
"Iyh. Lanet olası onur öğrencileri" dedim ve sosisli sandviçime daha da fazla hardal sıktım. Bu her öğle yemeği gördükleri bir şeydi bu yüzden ikisi de yemeğime yorum yapmadı.
Kijima deneme sınavlarımı soran ilgili bir insandı. Kendisi bu sınavlara girmemesine rağmen.
Acaba ders çalışmak yerine iletişim becerilerini mi güçlendiriyordu? Eğer ki bu ilgiyi kızlara görterseydi en az birinin ona aşık olması işten bile olmazdı.
Ama ne yazık ki öğle yemeğinde benim sırama resmen uçma huyu vardı. Bu nedenle Kijima'nın ilgili tarafının kızlara yöneldiği günler gelecek gibi durmuyordu.
"Doğru ya! Karasawa, geçenlerde istasyonun karşısındaki yeni ramen dükkanına gitmek istediğini söylememiş miydin?"
“Evet"
"Bende beleş yumurta ekleme kuponu var. Bugün gitmek ister misin?"
"Olur! Senden beklendiği gibi. Ya sen, Kijima?"
“Tüh, zamanlamaya bak... Benim yarı zamanlı işim var! Siz keyfinize bakın. Eğer iyiyse sıradaki sefer damlarım!"
Kijima sık sık okul sonrası yarı zamanlı işe gidiyordu çünkü motor almak istiyordu. Bu da geçen aylardan beri Amami ile daha fazla zaman geçirmeme neden oluyordu. Ama bundan hiç rahatsızlık duymadım.
Bunun nedeni diğer alfaların aksine Amami'nin statüsünü suistimal etmemesi ve diğer ikincil cinsiyetlere üstten bakmamasıydı.
Aksine alçakgönüllü ve yumuşak bir mizacı vardı. Bizimle -betaymış gibi yapan bir omega ve ders çalışmaktan nefret eden delifişek bir beta- niye bu kadar çok zaman geçirdiği bir gizemdi.
Ama eğer Amami bizim varlığımızdan bizim onunkinden aldığımız gibi keyif alıyorsa biz de onun arkadaşı olmaktan dolayı onur ve mutluluk duyuyorduk.
İstasyonun karşısındaki ramen dükkanı son derece lezizdi. Özellikle baharatlı tsukomenlerini beğenmiştim. Baharatlı yiyecekleri sevsem de 'ekstra baharatlı' şeyleri asla yemezdim.
Çünkü bu yiyecekler resmen acı çekmenin yemek haliydi. Benim tercihim, köri seviyeleri ile açıklamak gerekirse, orta-baharatlı seviyesiydi ki buradaki noodlelar tam da bu seviyedeydi.
Eğer ki yeterince baharatlı olmasaydı hep yanımda taşıdığım ѕhісhіmі (yedi baharat) şişesini çıkarmam gerekecekti ancak burada buna gerek kalmamıştı.
“Sevdin mi? ”
“Çoook iyiydi. Sıradaki sefere Kijima'yı da çağıralım!"
“Tabii”
“Çok yedim, bir yerlerde dinlenelim haydi.”
"E çünkü açgözlü davranıp kızarmış pilav da söyledin..." dedi Amami bıkkın bir şekilde.
E ne yapalım, kendime hakim olamamıştım. Yan tarafta oturan yaşlı adamın yediği kızarmış pilav çok lezzetli görünüyordu ben de söylemiştim yani.
Amami de lezzetli ramenden memnun kaldığı için gülümsüyordu. İstasyona yürüdükçe etrafımızdaki bakışları hissedebiliyordum. Ya da daha doğrusu yanımdaki gülümseyen yakışıklı erkeğin etrafındaki.
Аmаmі aşırı popüler biriydi. Ama onu hiç kızlarla çevrelenmiş veya bir omega tarafından asılınırken görmemiştim.
Ona uzun uzun baktığımdan olsa gerekti ki bana şüpheli bir şekilde baktı.“Ne? Yüzümde bir şey mi var?”
“Неу, Аmаmі, sen popülersin değil mi?”
“Aniden ne alaka?”
Vardığımız park sessizdi. İstasyondaki atmosferden tamamen farklıydı.
Küçük olduğu ve yeteri kadar kaydırağı vesairesi olmadığı için çoğu insan istasyonun diğer tarafındaki daha büyük olan parka giderdi.
Birkaç banktan birine oturdum, çantamdan çıkardığım suyu içtim. Baharatlı yiyecekler beni susatıyor bu nedenle yanımda hep bol bol su taşırım.
Amami de ana caddeden aldığı teneke kahveyi içiyordu. Bu şeyinden nefret ediyordum: böyle bir zamanda rahatça siyah kahve içmesinden. Ona Kijima ile giremediğimiz bahisten bahsettim.
"Ne diye insanların aşk hayatı üzerine bahse giriyorsunuz?"
“Çünkü kız arkadaşınla alaklı hiçbir ipucu vermiyorsun, Amami! O zaman cevap ne? Senin kendinden büyük, işkolik, büyük memeli ve gözlüklü bir kız arkadaşın var, değil mi?"
“Nasıl oldu da böyle spesifik bir düşünceye sahip oldun?”
Amami açıkça tiksinmiş bir ifade ile kahvesini yudumladı. Bu tarz konuşmaların sağlıklı liseli erkekler arasında normal olduğunu zannederdim...
Ama belki de o sadece dıştan değil içten de saf biridir? Ama bakir olması imkansızdı, değil mi? Amami deriiin bir nefes verdi, belki de onu utanmazca tepeden tırnağa süzdüğümden dolayı.
"Yanlış anlaşılmak istemiyorum o yüzden sana söyleyeceğim... Ben birine platonik olarak aşığım. Sandığın gibi büyük memeli bir kız arkaşım yok yani.”
“P-Platonik aşk!?!”
Sen, bir alfa?!? Bunu neredeyse sesli söyleyecektim ama hızla çenemi kapadım.
Ona sadece bakınca bile apaçık belli olsa da kendi ikincil cinsiyetini belirtmemiş birinin ikincil cinsiyeti hakkında konuşmak kaba bir şeydi.
Ama Amami'nin dediği şeyde daha derine inmek istemekten kendimi alamıyordum.
"Şey... aşkın sosyal statün yüzünden mi karşılıksız yoksa ikincil cinsiyetin yüzünden mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spicy Omega
Fanfiction"Baharatlı omega." Tek Türkçe çevirisidir. Bölümler İngilizce çevirinin de ötesindedir. Açıklama: 'Feromonlarım belli ki baharat gibi kokuyor' Karasawa, bir omega, sakin bir lise hayatının tadını arkadaşları Kijima, bir beta, ve Amami, bir alfa, il...