Anın tadını doyasıya çıkarmak için gözlerimi kapadığımda, Amami kulağıma fısıldadı.
''Sevgili olalım mı?''
Amami'yi kendimden tüm gücümle uzaklaştırdım. İki elimle omzundan yakaladığım adamın suratına bakakalmıştım.
Noluyordu lan?? Acaba aşırı istemekten falan işitsel bir halüsinasyon falan mı görüyordum?
''Pardon, duyamadım. Bir daha desene?''
''Çıkalım. Sen ve ben''
Halüsinasyon değilmiş!! Bu çocuk ne diyordu be?! Tamamen normal bir şey demiş gibi davranan Amami, uzaylı gibi gelmişti bana açıkçası.
''Şey... Neden aniden öyle bir şey dedin?''
''Yani, sen her zaman savunmasızsın. Ve arkadaşın olarak seni korumamın bir sınırı var diye düşünüyorum.''
''Korunmaya ihtiyacım olacak kadar zayıf olduğumu sanmıyorum...''
"Ama her zaman bu seferki gibi senden daha güçsüz herifler olmayabilir. Böyle bir durumda, eğer ki çok geç olursa, kendimi asla affedemem.''
Onu omuzlarından sarstığım için öne arkaya hareket ediyordu ancak sesi sakindi ve herhangi bir heyecandan yoksundu, adeta dün izlediği bir televizyon programından bahsedermiş gibiydi.
Bana panik olmamın garip olduğunu düşündürecek kadar sakindi. Onu dinledikçe, ben de sakinleştim.
''...Diğer bir deyişle... Alfalar sevdiklerini bir tür sahiplenme sembolü olarak işaretleyebilirler, ki bu da basit bir ifadeyle 'Benim, yaklaşmayın' anlamına gelir.
Daha düşük seviyeli alfalara ve betalara karşı özellikle etkilidir. Kişinin cinsiyeti ne olursa olsun fark etmez.''''Hmm, anladım''
Demek böyle bir şey vardı...
Alfaların herkesin üstünde olduğu söylenirdi ama alfa hiyerarşisinde belli ki alt seviye alfalar da üst seviye alfalara karşı çıkamıyordu.
Kesinlikle, eğer ki alfalar eşit olsaydı kesinlikle ortalık eşyalar ve insanlar için girdikleri rekabetten ötürü cehenneme dönerdi ve onları durduracak kimse de olmazdı.
Anlayabiliyordum ki bu saçma görünen ve kast sistemini andıran sistem, zaten az sayıda olan alfaların çıkabilecek sıkıntılardan ötürü daha da azalmaması için vardı.
Bu sahiplenme işaretine çok da sıcak bakmasam da, başıma bir şeyler gelebilirdi ve alfalar arasındaki bu kast sistemi sayesinde bu feromonlar bana bu tarz durumlarda olabilecek en iyi korumayı sağlardı yüksek ihtimalle.
Durum sadece bu işaret ve feromonlardan ibaretse, sevgili olmak gerekli miydi? Tam aklımdan bunu geçiriyordum ki Amami konuşmaya devam etti.
''Eğer ki bu işarete sahip olursan böyle şeylerin yaşanma ihtimali azalır. Ben de seni mezuniyete dek koruyabilirim.''
Bu sözler buz kesmeme neden olmuştu.
────Mezuniyete dek────
Başka birisine aşık olan birisinin sevgilisi olabileceğim ihtimalini düşünmemiştim.
Amami'nin kaderinde zaten biri vardı.
Onun bu teklifinin altında derin bir anlam yoktu, o sadece bir adam tarafından saldırıya uğramış arkadaşını mezun olana ve kaderindeki kişiye kavuşana kadar korumaya çalışıyordu, o kadar.
Eğer ki bir anlam çıkarmaya çalışıyorsam, bu tamamen benim sorunumdu.
Böylesine samimiyetsiz bir teklifi reddetmeliydim. Amami için ve onunla vakit geçirmeyi seven Nishikawa'nın mutluluğu için.
İçimden böyle geçirsem de ağzımdan çıkan sözler tamamen farklıydı.
"Tamam"
──Ah, ne kadar da rezilim.
''Gerçekten mi? Mükemmel, artık endişelenmeme gerek yok.''
''Lütfen bana iyi bak''
''Bu kadar resmi olmana gerek yok. Sevgilimsin sonuçta.''
Amami'nin utangaç gülümsemesinden, sanki endişeleri yok olmuşçasına bir rahatlama sezmiştim. Hala oturuyorken bana sarıldı, ben de bu sefer karşılık verdim.
Belki de bir zaman sınırımın olması benim için bir şanstı. Bu, hayatıma bir beta olarak gereksiz şeyleri almayacağım anlamına geliyordu.
Bunu, normal hayatıma devam edebilmek adına ilk ve son aşkımdan vazgeçmek için bir ritüel olarak görme kararı aldım, böylelikle olay dayanılabilir bir hal alırdı belki.
Bir şeyi kaybetmekten ötürü endişe duymak kişiliğime uygun bir şey değil.
Sonunu baştan tahmin edebildiğim için çok daha sıkıntı olmazdı bence.Yani, ders çalışmak da bir hedefti. Düz ve basit bir dünyada yaşıyorduk sonuçta, bir şeyi elde edebilmek için çaba göstermenin yettiği...
(Eğer ki kişinin kendisi bunun sorun olmadığını düşünüyorsa o zaman birkaç ay boyunca iyi vakit geçirmeye odaklanmak en mantıklısı)
Daha birkaç gün tanıdığım ve arkadaş da olmadığım Nishikawa'nın umurumda olmadığını düşünmeye başladım.
Ve kendimden iğrendim.
Hep kalbime bir diken saplanmış gibi hissedecektim, ama bunun bir önemi yoktu.
(Sana vücudumu ve ruhumu vereceğim. Karşılığında, geleceğim benim olacak.)
Kendi düşmanım bendim.
Sevgimden geriye kalanlar, sıkıca kapatılmış bir kapağı zorla açmanın verdiği acıyla dolup taşacak olsa bile, bu konuda yapabilecek bir şeyim yoktu.
Mezuniyete üç buçuk ay kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spicy Omega
Fanfiction"Baharatlı omega." Tek Türkçe çevirisidir. Bölümler İngilizce çevirinin de ötesindedir. Açıklama: 'Feromonlarım belli ki baharat gibi kokuyor' Karasawa, bir omega, sakin bir lise hayatının tadını arkadaşları Kijima, bir beta, ve Amami, bir alfa, il...