10 (ikinci kısım)

107 9 0
                                    

Sonraki gün, hastaneden çıktım. Yeni verilen bastırıcı ilaç önemli bir yan etkiye neden olmadan gayet güzel bir şekilde işe yaramıştı şimdiye kadar.

Salgıladığım feramon miktarı kontrol altındaydı ve doktorun da dediği gibi bu ilaç öncekinden de etkiliydi.

Annem de babam da beni hastaneden almaya gelmişti, ki buna biraz şaşırmıştım.

Onları azarladım ve ikisi de meşgul oldukları için böyle bir şey için izin almalarına gerek okmadığını söyledim.

Sonuç olarak, annem ağlamanın eşiğine gelmiş, babam da öfkeden çıldırmış bir şekilde beni azarlarken eve gitmiştim.

"Çocuğumuz bayılıp da hastaneye götürülmek zorunda kalınca biz endişelenmeyip ne ne yapalım!"

Annemi ağlarken göreli çok oluyordu ve babamın gittikçe daha da sertleşen azarı omuzlarımı küçültük sürekli özür dilememe neden olmuştu.

Kafamı güzel ve puslu yapmadan işe yarayan bu ilaç sağolsun "soğuk algınlığı" ile sıkıcı günler geçirdim.

Arkadaşlarımdan soğuk algınlığım hakkında endişelendiklerini söyleyen birkaç mesaj almıştım.

Ama yalan söylediğim için suçlu hissettiğimden bu mesajlara sadece kuru kuru 'iyiyim' diyr cevap vermiştim.

Amami'nin mesajlarına da aynı şekilde cevap vermiştim. Ama Kijima bana hiç mesaj atmamıştı.

"Peki o zaman, bugün karar günü."

Nihayet tüm hafta boyunca olan tatilim bitmişti ve bugün okula dönüyordum.

Ne kadar sıkılırsam sıkılayım 'soğuk algınlığım' yüzünden dışarı çıkamadığım için evde egzersiz yapmıştım.

Tabii, her zamankinden erken yaptığım vücut çalışması ve sabah koşusu hariç.
Ders çalışmak bile okuldakinden daha verimli olmuş olabilirdi.

Amami'nin bana ne işlediklerini atması sağolsun, hiçbir şeyden geri kalmadan hazırlığımı tamamlamıştım.

Kendimi gaza getirmek için kahvaltım olan miso çorbama bol bol shichimi (yedi baharat) serptim. Annemin yüzü seğirdi ama umuyordum ki bunu görmezden gelirdi.

"Günaydın"

"Aa, Karasawa! Soğuk algınlığın geçti mi? Yoksa grip falan mı olmuştun?"

"İyiyim tamamen iyileştim. Grip değildi, sadece soğuk algınlığı."

"Sevindim."

Sınıfa bir haftanın ardından girdiğimde bazı sınıf arkadaşlarım bana selam vermişti.

Enerjimi geri kazandığımı göstermek için onlara bir gülümseme ile cevap verdim ve yerime oturdum.

(Kimse bilmiyor gibi duruyor, değil mi?)

Ne zamandır tuttuğumu fark etmediğim nefesimi iç geçirerek verdim.

Kijima'nın zaten gidip sınıfımıza omega olduğumu söyleyeceğini düşünmemiştim ama yine de bunu gerçekten kendine sakladığı için minnettar hissetmekten kendimi alamamıştım.

Okulda geçirdiğim kızışmayı Kijima'dan başka birisinin de fark etmesi ihtimalinin de olduğunu düşünmüştüm ama açılış seramonisinden sonra az insan olduğunu düşünüyordum bu yüzden bu korkum asılsız gibiydi.

Sakince çantamı sıramdaki askılığa astığımda Kijima arkamda duruyordu.

Genelde sinir bozucu derecede sesli olan Kijima, bana hiçbir ses çıkarmadab yaklaştı ve omuzlarımın haffiçe ürpermesine neden oldu.

"Karasawa, öğle tatilini bana ayır"

"...Aa, tabii ki."

Onaylayışımı başını sallayarak onayladıktan sonra Kijima yürüyüp gitti.

Bilinçsizce onu yarıyola kadar gözlerimle takip ettim ve Amami ile göz göze geldim.

Amami'nin kaşları hafifçe çatıktı ve yüzünde alaycı bir gülümseme vardı. Kesin Kijima'nın tutumu ile alakalı garip şeyler olduğunu fark etmişti.

Bakışlarımı başka yere yönlendirdim ve göğsümün üzerine deli gibi atan kalbimi sakinleştirebilmek adına elimi koydum.

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin