11.5 (Kijima)

102 13 0
                                    

Kijima'nın bakış açısı

Büyük menüyü, vücudumun üst kısmını tamamen kaplayacak kadar dik tutarak sırıtışımı sakladım.

Okuldan sonra Karasawa ve Amami'yi ayarladıktan sonra, ikisini hemen okulun arkasındaki istasyonun yakınındaki bir aile restoranına götürdüm. Ki Amami bana olan borcunu ödeyebilsin.

Bu restoran, bir aile restoranı için oldukça yüksek fiyatlı ve gelmesi zor bir yerdi bu yüzden amaçlarımdan biri başkasının parasıyla et yemekti.

Ama tek sebep bu değildi.

Dik duran tek bir menüye birbirlerine omuz omuza yaslanmış olan Karasawa ve Amami bakıyordu.

Karasawa başını eğdiğinde, hafifçe uzamış kakülleri gözlerinin üzerine düştü ve Amami, onun ince parmaklarıyla saçını kulağının arkasına itmesini izlerken gizlice gözlerini kıstı.

Amami'nin bakışından habersiz olan Karasawa, menüde dikkatini çeken yiyeceği işaret etti, başını kaldırdı ve Amami'nin yüzünü yüzüne beklediğinden daha yakın görünce şaşırdığından arkasına yaslandı.

Gözleri hafif kızarmıştı. Hmm, adeta çifte kumru gibilerdi!

Bu restoran zincirinde dört kişilik iki koltuklu oturma düzeni vardı ve her koltuk için yalnızca iki büyük menü bulunuyordu.

Ben de koltuklardan birini işgal ederek onları diğer koltuğu paylaşmak durumunda bırakmıştım.

Doğal olarak, sınırlı alan nedeniyle yakın olmak zorunda kalmışlardı ki bu ikisinin de mutlu olacağı bir kazan-kazan durumuydu bence.

Böylesine düşünceli ve şeytanice bir planlama, tam benlik.

Önümdeki bu aşık çift, ikisi de karşılıksız aşk yaşadığını düşündüğü için son derece geri zekalıydı.

Karasawa'nın da Amami'ye duyguları olduğunu öğrendiğim an yüzümdeki kaslar sırıtmamak için hayatımın en büyük çabasını göstermişti.

Karşılıksız aşkından çoktan vazgeçmiş olan Karasawa'ya gerçeği söylemeyi gerçekten çok istemiştim.

Ama, eh, ben spoiler vermeyi seven biri değilimdir.

Karasawa'nın, Amami'ye karşı olan duygularının sadece son zamanlarda farkına varmaya başlamış olsa da o kadar dikkatsizdi ki Amami'nin yoğun bakışlarından tamamen habersiz olduğunu söylemek abartı olmazdı.

O kadar yakınlardı ki onları izlemek utanç vericiydi ama şu anda doğal olarak bir araya geldiklerine dair neredeyse hiçbir işaret yoktu.

Doğal olarak bir araya gelmeleri gerekiyor, gerçi. 

Amami açıkça açılsa bile, Karasawa inanılmaz çarpık olumsuz düşünceleri ile bunu onun arkadaşlık ile aşkı karıştırdığına ya da cinsel arzularını çabucak tatmin etmeye niyetlendiğine yorardı kesin.

Her zaman kendi kendini yok etmesine neden olan olumsuz düşünceler bulurdu.

İki beta gibi âşık olmalı, doğal olarak bir araya gelmeli ve sonra bunun kader olduğunu anlayarak aralarındaki bağı daha da derinleştirmelilerdi.

Bu kadar. 

İşte ben, bir shoujo mangasının gelişimini mükemmel bir şekilde anlayan düşünceli bir şeytanım.

"Kijima, karar verdin mi? Karasawa bunu alacağını söyledi."

"Amami, bunun senin için uygun olduğundan emin misin?"

"İkiye böleceğiz değil mi?"

Ben kendi kendime beyin fırtınası yaparken anlaşılan o ki ne söyleyeceklerine karar vermişlerdi.

Doğal bir şekilde, yemeklerini ikiye bölmeyi çoktan planlamışlardı.

Bu yaşta kardeşler bile onlar kadar samimi olmayabilirdi ama onlar için normal olduğu için bunu sorgulamıyor gibilerdi.

Karasawa muhtemelen Amami'yi yemek seçimleri ile tongaya getirilmeyip sorunsuz bir şekilde yemek paylaşabileceği bir arkadaş olarak görüyordu.

Karasawa'nın yemek tercihlerini mükemmel bir şekilde anlayan Amami'nin Karasawa'nın tereddütünü gidermek için hoşuna giden yemeği ikiye bölerek paylaşmayı önererek sergilediği sevgi dolu davranışı gerçekten sıradan bir şey falan değildi.

Liseli kızlar gibi oldukları şakasını yapacak enerjiyi bile toplayamıyordum.

En nihayetinde, Amami yemeği ikiye böleceğini söylese de zekice keserek Karasawa'nın daha fazla paya sahip olmasını sağlamıştı ve ve Karasawa da Amami'nin eylemlerinin doğallığı nedeniyle hiçbir şeyden şüphelenmemişti.

Gerçekten bir bakıma birbirlerine uyuyorlar.

"Ben de karar verdim."

"Tamam, garsonu çağıralım."

"Tamamdır."

Karasawa masada bulunan garsonları çağırmaya yarayan zile uzanırken eli yanlışlıkla Amami'nin aynı anda uzanan eline dokunmuştu.

"Ah..."

"Kusura bakma, basabilirsin."

Karasawa, sadece parmak uçları dokunduğu için acılı bir ses çıkarırken, Amami devasa art niyetlerini açığa çıkarmayan canlandırıcı bir gülümsemeyle özür dilemişti.

Bunu açıkça kasıtlı olarak yapmıştı. 

Amami'nin koltuğu ile çağrı düğmesi arasında epey bir mesafe vardı!

Karasawa gözle görülür şekilde kızarmış ve başını eğerek yanaklarını saklamaya çalışmıştı.

Bunları izlemek gerçekten utanç verici. Sinirlenmeye başlıyorum.

(Umarım yakında bir araya gelirler...)

Dirseğime yaslanarak öne eğildim ve eline geçen her fırsatta Karasawa ile flört etmeye çalışan Amami'ye ve ayak uydurmayı asla beceremeyen ve ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip olmayan zavallı Karasawa'ya dalgın dalgın baktım.

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin