Sınava giren son sene lise öğrencileri olarak bir senedir veya daha da uzun zamandır sıkı çalışmaktaydık.
Ve Amami bana kutlamayı benle yapmak istediğini söylemişti, başka birisiyle değil. Bu da beni tuhaf tuhaf sesler çıkarmak isteyecek kadar çok mutlu etmişti.
Düşününce, sanırım Amami'nin evime gelmesi üzerinde biraz daha düşünseydim iyiydi. Geçen sefer, sadece oturma odasına girmişti.
Ama bu sefer amaç sadece yemek yemek değil, online duyuruya bakmaktı.
Yani bu, zamanımızı muhtemelen oturma odasında rahat rahat takılarak değil, gergin bir şekilde bilgisayar karşısında odamda geçireceğimiz anlamına geliyordu.
Eğer ki aşırı heyecanlı ve enerjik hissetmeseydim tüm haftamı odamı toplayarak geçirebilirdim.
Bu düşünceler maalesef ki aklıma sadece dün gelmişti ve yüzüm de bembeyaz olmuş olmalıydı.
Etrafa saçılmış kıyafetleri toplayıp çamaşır sepetine koydum. Ardından da yere saçılmış kağıt ve kitapları da toplayıp kitaplığa tıktım.
Masadaki pisliği temizledim ve açmış olduğum abur cuburları çöpe attım.
Bilgisayardaki sakıncalı dosyaları silip gizledim ki Amami görmesin.
Birkaç yetişkin dergim yok değildi... Ama onlar da giysi dolabının en üst rafının en dipteki köşesindeydi, yani sıkıntı yok gibiydi.
Babamın yurt dışından getirmiş olduğu tuhaf maske ve flamaları duvardan alıp giysi dolabına soktum.
İlkokuldan beri kullandığım utanç verici desenleri olan çarşafı babamdan çaldığım düz çarşafla değiştirdim. Ardından da yastık kılıfını da yeni çarşafla uyması için değiştirdim.
Çöp kutusunu bir çöp torbasına boşalttım ve kapıya kadar birikmiş postaları toplayıp başka bir torbaya koydum.
Odaya şöyle bir bakınıp nihayet toplamayı başardığımı düşündüm. Ama çoktan gece yarısı olmuştu.
"Ne yapıyorum ben..."
Bana her zaman odamı toplamamı söyleyen annemin zafer kazanmış ifadesini şimdiden hayal edebiliyordum.
Genelde evi temizleyen kişi ben olsam da kendi odam söz konusu olunca hep erteliyordum, sonuç da böyle olmuştu.
Erkeklerin odalarının dünyanın her yerinde böyle olduğuna inanmak istiyordum.
Odayı süpürmeyi yarına bırakmaya karar verip yorulmuş bedenimi yatağa attım.
Sonuçların açıklandığı gün gelmişti.
Oldukça erken uyandım, odamı süpürdüm, saçımı düzelttim, odama bakındım, öğle yemeği için gerekli malzemelerin buzdolabında olduğuna emin oldum ve tekrar odama bakındım.
Düzenliydi... değil mi? Bir terslik yoktu... değil mi?
İşe gitmeye hazırlanan anneme, kabul-red sonuçlarımı bir arkadaşımla bakacağımı söylediğimde annem tahmin ettiğim gibi benle görmek istediğini söylemişti.
''Akşama dek sürer, yani biraz zor...''
''Olabildiğince erken gelmeye çalışırım!''
İşe giden annemi geçirip hızla Amami'yi almak için istasyona koştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spicy Omega
Fanfiction"Baharatlı omega." Tek Türkçe çevirisidir. Bölümler İngilizce çevirinin de ötesindedir. Açıklama: 'Feromonlarım belli ki baharat gibi kokuyor' Karasawa, bir omega, sakin bir lise hayatının tadını arkadaşları Kijima, bir beta, ve Amami, bir alfa, il...