17 (ilk kısım)

74 10 0
                                    

Karasawa'nın bakış açısı

Kendime özel bir odaya sahip olduğum 10dan fazlaca senedir bana iç huzuru vermiş olan odama bakındım.

Bana daha önce hiç anksiyete, sabırsızlık ve dehşet gibi duygular yaşatmamıştı ve gelecekte de yaşatmayacak gibiydi.

Umarım, ya da.

"Odam pis!"

Etrafa saçılmış olan çoraplardan girişe düşmüş olanlarını toplarken (bu arada, asla çift halinde değillerdi) haykırdım. Dünkü kendime uçan tekme atmak istiyorum.

İlk kattan getirdiğim çamaşır sepetini odamın girişine koyup kollarımı sıvadım.

Şimdi, bir hafta öncesine gidelim.

Tüm sınavlarımı bitirmiş, odamda aylaklık ediyordum. O gün, 'ev partisi' vardı. Yani, annem sınavlarımı bitirmem şerefine eve erken gelmişti ve akşama en sevdiğim yemekleri yapacaktı.

Baharat kokuları şimdiden odama gelmişti. Sağolsunlar, ailem her zaman bencil isteklerimi dinlemiş ve her zaman okul ücretlerini kafama takmamamı söylemişlerdi.

Tabii ki, burs sistemini kullanmayı planlıyordum. Ama aslında onların istediklerine uymayan bir kariyer yoluna isteyerek para vermezlerdi. Üstüne üstlük, ilk tercihim özel bir okuldu.

Ne kadar teşekkür etsem azdı.

Onlara minnetimi gösterebilmem için, sınavı tek seferde geçmem, düzgünce mezun olmam ve iyi bir eğitim almış ve iyi bir iş bulmuş biri olarak kendi ayaklarım üzerinde durabildiğimi göstermem gerekiyordu.

Kendimi tam gaza getirmişken, boğuk elektronik bir ses duyuldu.

Çantamda unuttuğum telefonumu çıkardığımda Amami'nin aradığını gördüm.

Sadece ekranda çıkan ismi görmek bile kalbimi aptal gibi çarptırmıştı.

Sakin ol, artık sarılabilecek kadar yakındık. Hep gergin olmanın ne faydası vardı? Kendimi bunun gibi pek de ikna edici olmayan şeylerle ikna etmeye çalışıp telefonu açtım.

''Merhaba''

"Oh, açtın. İyi akşamlar. Şu anda müsait misin?''

"Evet"

"Sevindim. Sınavlarını bitirip eve döndüğünü düşündüm de, ondan aramıştım''

Amami'nin kulağımdaki sesi yüzünden kıpır kıpır hissetmiştim, ben de aşırı mesafeli de olmayan arkadaşça bir konuşma yapmaya çalıştım.

Özellikle son zamanlarda Amami ile konuşunca aşırı utanmaya ve arada bir de boş bulunma korkusundan aşırı kısa kesmeye başlamıştım.

Tabii, her eve döndüğümde neyi neden dediğime dair kendimi eleştiri seansı düzenliyorken buluyordum kendimi.

İçimden 'sakin kal', 'sakin kal' diye tekrar ettim.

'Bugün tüm sınavların bitti, değil mi? Bitirdiğin için tebrikler.''

''Senin sınavların da dün bitti, değil mi? Sana da tebrikler.''

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin