Kijima'nın bakış açısı
"Karasawa çok savunmasız ve bu çok tehlikeli bir şey''
''Ne diyorsun be? Bu iki uç gibi.''
Karasawa'nın evde işleri olduğunu söyleyip okuldan sonra hemen eve kaçtığı bir gün, Amami ile istasyona yakın bir fast food restoranına girmiştik.
Okula en yakın istasyonun etrafında devriye gezen birkaç hoca oluyordu arada o yüzden dikkatli olmak lazımdı.
Ama tabii, onlar böyle restoranlara filan girmezlerdi. Bu yüzden ikinci kattan bir masa kaptığımız sürece sıkıntı yoktu.
Her kış çıkan sınırlı sayıdaki leziz özel menünün tadını çıkarmaktayken Amami'nin tuhaf cümlesine anında cevap verememiştim.
''Savunmasız derken?''
''Ensesini benden korumak için bir harekette bulunmuyor.''
"Ah~ Bu tehlikeliymiş."
İçinde sıvıdan çok buz olan gazlı içeceğimi pipetimle höpürdetirken onu onayladım.
Her zaman Karasawa'nın omega olduğunun çok da farkında olmadığını düşünmüşümdür. Ancak omegaların enselerini koruma hareketi genelde reflekssi ve içgüdüsel bir şeydi.
Bunlar sevgili olmuş olabilirdi ama bir omeganın ensesini alfalardan koruma içgüdüsü ile romantik ilişki ayrı ayrı şeylerdi.
Tabii bir ihtimal de Karasawa'nın bunu yapmaktan omega olduğu açığa çıkmasın diye kaçınmasıydı, zira o hala omega olduğunu saklayabildiğini zannediyordu.
Ya da belki de alfa ve omegalar arasındaki eş olma konusu hakkında çok bir şey bilmiyordu...
Ama bu bilgiler ortaokul ders kitaplarında bile yer almaktaydı ve bu nedenle en azından temel şeyleri biliyor olmalıydı... değil mi?
''Bu sana güvendiği anlamına gelmez mi, Amami?''
"Bence bu daha çok kendisini böyle bir hareketin hedefi olarak görmemesiyle alakalı''
''Ah...''
Yarım yamalak tesellim ters tepmiş gibiydi.
Amami, Karasawa'nın onun duygularını hiç fark etmeden ve ona hiçbir şey hissetmeden sadece anlaşma üzerine sevgili olduğunu düşünüyordu muhtemelen.
İkisi de birbirine aşık olsa da tek taraflı duygulara sahip olduklarını sanıyorlardı.
Bence Karasawa'nın Amami'nin sevgili olmak istediği anda ona olan duygularını anlamış olması lazımdı.
Ama Karasawa'yı biliyordum, o, dersler dışındaki konularda şaşırtıcı derecede kalın kafalı olabiliyordu bu yüzden muhtemelen anlamamıştı ve anlamayacaktı.
Bazenleri, bu kadar her şeyden bihaberken nasıl yaşayabildiğini merak ederken bulurdum kendimi, dürüst olmak gerekirse.
Karasawa sıradan bir aileden geliyordu ve anne babası asla akademik başarı odaklı baskıcı insanlar değillerdi.
Bu nedenle, ortaokuldan beri özel okula gidiyor olması herhalde ailesinin bu konuda endişelenmelerinden kaynaklanıyordu.
Yani, sonuç olarak o özel ortaokulda beyaz atlı prensiyle, veya, takipçi sapığıyla karşılaşmıştı. Hakikaten Karasawa'nın ailesini önsezileri için tebrik etmek lazımdı.
Amami muhtemelen Karasawa'nın ne kadarına izin vereceğini test ediyordu.
Bana korku feramonu işaretlemesi hakkında anlattığı parça parça şeylerden sınırlarını fazla zorladığını çıkarmıştım.
Karasawa, her yaptığı şeyi kabul etmişti, bu nedenle Amami biraz acele ediyor gibiydi. Ya tamam da, madem acele edecektin, niye en baştan deneme yaptın ki.
''Karasawa'nın savunmasızlığı beni de endişelendirdi. Bana bak, onu zorla işaretlemeye niyetin var mı?''
''Yok.''
''Sen de az değilsin''
Tek sıkıntı, Amami'nin geçenlerde 'Her şey planladığım gibi gidiyor' gibi bir ifadesinin olmasıydı.
Alfalar genel olarak yetenekli ve belli ölçülerde de kıskanç ve kurnaz insanlardı. Eş olmak istedikleri biri olduğunda, asla affetmiyorlardı.
Amami eğer ki gerçekten Karasawa'yı eşi olarak işaretlemek isteseydi, onu kolayca kaba güçle zapt eder ve kendisinin yapardı.
Ayrıca, etraftaki kimsenin buna sesini çıkarmamasını sağlayabileceğine de şüphe yoktu.
Bu senaryonun yaşanmasının tek sebebi, Amami'nin böyle bir niyetinin olmamasıydı.
Şimdi sevgili arkadaşım yavaşça köşeye sıkışırken benim de bu konuda çelişkili şeyler hissetmem normaldi.
Ama, Amami Karasawa'nın eşi olmasını sadece çocuk sahibi olabilmek için istemiyordu. Her şeyden çok kalbini arzuluyordu.
Bu nedenle adım adım hareket ediyordu.
En nihayetinde, bu çabaları meyve veriyordu da. Ve durum bu olduğu için, ben de asla yardımımı esirgemeyi düşünmüyordum.
''Yani, anladığım kadarıyla işaretleme işe yarıyor, değil mi? Ona tek dokunan sen olduğun için sıkıntı yok, değil mi?"
"..."
Amami, iki eliyle sıcak kahvesini tutmuş, bir şeyler mırıldanıyordu, ben de soğuk içeceğimi kasıtlı olarak sesli bir yutkunma ile içtim.
Sonuçta, burada Amami'nin saçmalıklarını dinlemek için buluşmuştuk. Keşke ona yemeği ısmarlatsaydım.
''Kış tatilinde ne yapacaksın?''
''Mümkünse onu görmek istiyorum ama derslerine engel olmak da istemiyorum... Ama belki de yılbaşında ilk tapınak ziyaret vaktinde tapınağa gidebiliriz.''
''İyiymiş, tam bir sevgili gibisin. Çoktan yılbaşını mı düşündün?''
"Biraz... ama hala düşünüyorum.''
Yani, Amami'den bahsettiğimiz için birdenbire yüzük falan alacağını sanmıyordum ama bu onların birlikte geçirecekleri ilk yılbaşı olacaktı.
Bence sadece diğerleri ne yapıyorsa onu yapsalar ve ortamdaki havaya uyum sağlasalar sıkıntı olmazdı. Yine de, bana ne, kendileri bilir.
''Ya sen yılbaşında ne yapacaksın Kijima?''
"Hı?"
''Bence çalışma hayatına atılmadan kendine iyi birini bulsan iyi olabilir.''
''Kes be! Eğer ki biri olsaydı şu anda burada mı olurdum!''
"P-pardon."
Evet. Bu yılbaşında da, geçen seferde de olduğu gibi seksi veya romantik bir etkinliğim yoktu.
Yılbaşı arefesi kimin umurundaydı?
Tüm çiftler yok olabilirdi. Ah, Karasawa yok olursa bu sorun olabilirdi o yüzden sadece Amami yok olsa da olurdu.
Öğrencilik senelerinde uzun süreli bir ilişkiye sahip olmak... Bu sürekli anne babamın beni sahip olmam için azarladığı bir şeydi.
Ama yüce alfa Amami'yi bile bu şekilde gördüğümde tekrar tekrar anlıyordum ki hayat öyle her zaman yolunda giden bir şey değildi.
Kesinlikle popüler olmamamla ilgisi yoktu. Kesinlikle.
En sonunda, benim için bu gerizekalı çifte haddinden fazla karışmak herhangi bir fayda sağlamayacaktı.
Sadece arkadaşları olarak onları uzaktan seyretsem yeterli olurdu.
''Ah~. İnşallah deli gibi kar yağar da yılbaşında her şey iptal olur!''
''Sussana be. Kötü şans getireceksin"
Yılbaşının iptal edilmeyeceğine dair mantıklı ama boş şeyler söyleyen Amami'ye pis pis baktım ve masaya saçılmış patatesleri kıtlıktan çıkmış gibi yemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spicy Omega
Fanfiction"Baharatlı omega." Tek Türkçe çevirisidir. Bölümler İngilizce çevirinin de ötesindedir. Açıklama: 'Feromonlarım belli ki baharat gibi kokuyor' Karasawa, bir omega, sakin bir lise hayatının tadını arkadaşları Kijima, bir beta, ve Amami, bir alfa, il...