6 (üçüncü kısım)

136 9 0
                                    

Аmаmі bulaşıkları yıkamayı önerdiğinde ona bulaşık deterjanı verip mutlulukla bu teklifini kabul ettim.

Yemeği olabildiğince çabuk yapmaya çalışmış olsam da yememiz bittiğinde her taraf karanlık olmuştu bile. Bulaşıklar bittiğinde Amami'ye bir fincan çay demledim ve onu koltuğa oturttum.

“Seni geç saate dek tuttuğum için kusura bakma.”

“Hiç sıkıntı yok! Özür dilemesi gereken kişi benim, bana tam teşekküllü bir yemek hazırladın. Каrаѕаwа, sen harika bir aşçısın.”

“Sadece sıradanım. Daha önemlisi, yatıya kalacak mısın?”

“……Ne?”

Uzun bir sessizliğin ardından ağzından adeta zorla bir kelime çıkarabilen Amami'ye şaşkınlıkla baktım.

“Çok geç bir saat oldu ve istasyondan bayağı bir uzağız, değil mi? Yedek bir futonum var ve yarın okul yok, bu yüzden ben senin..." diye mırıldandım ve cümlenin sonunda söylediğim 'kalabileceğini düşünmüştüm' ifadesi sesim alçala alçala duyulamayacak kadar kısık çıkmıştı.

Kelimelerim beni huzursuz etmişti. Sanki bir şeye bahane arıyormuş gibiydim. Ama ne için? Kim için?

Kafam karışmış bir şekilde her zamanki kibar gülümsemesini takınmış olan Amami'ye baktım. Az önce göstermiş olduğu güçlü reddediş kaybolmuş gibiydi. Ama yine de, bundan sonra söylediği kelimeler kaskatıydı.

“Ben eve gideyim.”

“Öyle... mi? O zaman sana istasyona dek eşlik edeyim."

“Yok, yalnız olsam da olur. Eve çok geç olmadan varmış olurum."

“Аh, аhh…”

Daha fazla ısrar etmeme olanak tanımayacak bir tonla reddedilmiştim, aniden utanmış hissettim.

Onu pervasızca, herkesten daha iyi tanıdığım bir arkadaş olduğunu düşünerek davet etmiştim.

Ama Аmаmі sadece sınıf arkadaşı seviyesinin biraz üzerinde olan bir arkadaşın evini görev itibari ile ziyaret ettiğini düşünmüş olabilirdi.

Üstüne üstlük, muhtemelen yatıya kalmayı direk kabul edecek az insan vardı. Yarın okul olmasa bile Amami'nin yapacak işleri olabilirdi sonuçta.

Soğuk bir reddediş yüzünden incinmiş hissetmenin niye yanlış kişiyi suçlamak olabileceğine dair iyi sebepler vardı.

Amami'nin kibarlığını biraz fazla suistimal etmiştim anlaşılan. Kendimden iğrenmeye batma hissini bastırıp Amami'yi ayakkabılarını girişte giyerken geçirdim.

“Bugün için teşekkür ederim. Senle akşam yemeği yemek güzeldi, Аmаmі.”

“Ben de aynı şekilde hissediyorum. Кіјіmа ve diğer arkadaşların da yatıya kalıyorlar mı?" dedi Amami, sırtı bana dönükken.

Düşününce, arkadaşlarım evime geleli uzun zaman oluyordu.

"Hayır. En son bir arkadaşım evime geldiğimde altıncı sınıftaydım, sanırım... Yatıya kalmaktan çok memnun olurdum aslında ama hiç birinde yatıya kalmadım ve kimse de bende yatıya kalmadı."

“Anladım. Çok şükür.”

“Ney?”

“Yok bir şey. Каrаѕаwа, eğer ki sorun etmezsen seni tekrar ziyaret etmeye gelebilir miyim? Sıradakine hediye de hazırlarım hem."

"Cidden hediyeye gerek yok. Ne zaman istersen gelebilirsin."

“Tamam, teşekkür ederim. Yemek enfesti."

Onu geçirmeme müsaade etmediği için Amami ile ön kapımda ayrıldım. 'Tekrar ziyarete gelebilir miyim' genelde nezaketen söylenen bir şey olsa da Amami söylediğinde gerçekten tekrar gelecekmiş gibi hissetmiştim.

Bu da göğsümün derinliklerinde sıcak ve anlayamadığım bir şeyler hissetmeme neden olmuştu. Kendime güldüm. Sanki ikinci sefer olacakmış gibi!

Lise hayatıma geri dönüp baktığımda, bence çok çekingendim ve omega olduğumu saklamaya çabalamakla çok meşgul olmuştum. Arkadaşım diyebileceğim Kijima ve Amami'den başka kimse olmamıştı.

Ona göre ben muhtemelen sayısız arkadaştan biriydim ancak bana göre o sahip olduğum en önemli arkadaşlardan bir tanesiydi.

Mezuniyetten sonra yollarımız ayrılacak olsa da, arada sırada buluşup birlikte yemek yiyebilmeyi veya bir şeyler içebilmeyi umuyordum.

Bu yüzden şu anda lisemi sessiz sakin bir şekilde bitirmeye odaklanmalı, Amami ile olan ilişkimin derinliğini yanlış anlamamalı, ikincil cinsiyetimi gizlemeye devam etmeli ve kimseye sıkıntı yaratmamaya çalışmalıyım.

Kendime bunu asla ama asla unutmamamı hatırlattım.

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin