14 (üçüncü kısım)

88 10 1
                                    

"Ee... Amami..."

"Hmm... Karasawa, her zamanki gibi çok güzel kokuyorsun."

"..."

Korku feramonları uzun süre kalmıyor gibiydi, bu nedenle arada bir etkisini tazelemek gerekiyordu. Bana bunu en baştan söylemişti.

Bunu sağlamak için çeşitli yollar vardı belli ki, ama en kolay ve hızlı olanı sarılmaktı. Diğer yolları sormaya korkmuştum, yalan yok.

Tabii, bu yüzden kendimi sabahın köründe teras merdiveninin altında bulmuştum, korku feramonlarını tazeleme işleminin ortasında.

Sarılmanın da parktaki gibi hafif bir kucaklaşmadan ibaret olacağını düşünmüştüm ama şu andaki durum bundan son derece farklıydı.

Sırtımı duvara yaslamış, belime sarılıyordu. Utanıp Amami'yi ittirmeye çalıştım ama elimi tutup parmaklarımızı birbirine geçirerek beni engelledi.

Ardından, elimin arkasını okşayan başparmağı, kolumun kontrolsüzce titremesine neden olmuştu.

Amami'nin sinir bozucu derece uzun bacakları bacaklarımın arasına girdi, ki bu birçok yönden çok tehlikeliydi. Ama en tehlikelisi, Amami'nin burnunu boynuma gömmesiydi.

Omega feromonları birçok yerden salgılanırdı ama ana kaynağı ensedeydi. Birisiyle eş olurken omeganın ensesinin ısırılması da feramonların geçtiği önemli bir organın orada olmasından ötürüydü.

Kötü kokum da oradan salgılanıyor olmalıydı.

Amami'nin, bir alfanın, oraya dokunmasına izin vermek sadece kalbim için kötü olmakla kalmıyordu, aynı zamanda da çok anormal bir durumdu.

Feromonlarımın salak saçma kokusuna daha fazla mutlu olamazdım. Tek yapabileceğim şey, bunun fark edilmemesi için dua etmekti.

''Şey, daha bitmedi mi? Dersler başlayacak birazdan.''

"Hmm... birazcık daha."

Amami inledi ve yanağını yanağıma bastırdı. Burnuma değen yumuşak saçları beni gıdıklamıştı, neredeyse hapşıracaktım.

Bu utanç verici pozisyon gerçekten gerekli miydi?  Ama hayır, ondan yardım alan kişi benim. Bu nedenle o istediği için, ona en çok uyan yolu kabul etmekten başka bir çarem yoktu.

Belki de omegaların sezebildiği bir şey değildi, belki de Amami'ye özgü bir şeydi ama her niyeyse artık Amami'nin feramonlarını algılayamıyordum.

Hatta, daha önce hiç alfa feramonu kokladığımı bile sanmıyorum.

O nedenle, şu anda Amami harbiden feramon salgılamak adına bir şeyler yapıyor muydu yoksa kaytarıyor muydu anlamamın bir yolu yoktu. Her şeye rağmen, bu durum...

''Haah, tamamdır. Biraz sürüverdi... Karasawa, iyi misin?''

"────Ee, iyiyim! Hadi sınıfa dönelim!''

Enerjik taklidi yapıp, suratıma sahte bir cesaret ifadesi yerleştirip Amami'nin kollarından resmen uçarak çıktım. 

Atlaya atlaya merdivenden indim ve çit görevi gören zincirin altından geçtim. 

Şimdilik en azından o alandaki birtakım hareketleri önlemeyi başarmıştım. Eğer ki bir dakika daha devam etseydik, sıkıntı olabilirdi.

Kendimi asla gecenin bir yarısında sokaklarda birbiriyle sarmaş dolaş olan sarhoş bir kadın ve erkek yerinde bulacağımı düşünmezdim.

Daha da önemlisi, o durumda kadının yerinde yer alacağımı asla düşünmezdim.

Ki bu yüzden de beynim az önce yaşananları algılamayı reddediyor ve illüzyon muamalesi yapmaya çalışıyordu.

Yani,  Hasegawa olayına dek erkekler bir yana bir kadın tarafından bile hiçbir şekilde bana yürüyen biri olmamıştı.

Açıkçası, korku feramonlarına ihtiyacı olan birisi olmadığımı düşünüyordum. Ve bir anlığına kabul edivermemiş olsaydım bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.

(Siktir ya, tam bir hayal kırıklığıyım)

Midemde oluşan sıcaklığı takmayarak koridora çıktım.

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin