28 (ikinci kısım)

44 5 16
                                    

"Günaydın Karasawa"

"Aa, günaydın Wakatsuki!"

Çoktan oturmuş olan Karasawa'ya seslendiğimde arkadan bana masumca gülümsemişti.

Yan sıraya saçılmış olan defter, kalem gibi gereçlerini kenara çekip bana yer açmıştı, ben de sakince oraya oturmuştum.

Her zaman ondan aldığım o derin bir ormanı anımsatan alfa feromonu hafifçe burnuma gelse de hemen dağılmıştı.

Sadece alfa feromonu koklamaktan ötürü bir kötü olan omegalar da vardı ama Karasawa'nın kıyafetlerindeki koku ona bir rahatsızlık çıkarmıyor gibiydi.

Herhalde koku (ona karşı) kötücül olmadığındandı.

Birbirimizi neredeyse her gün gördüğümüzden olsa gerek ki Karasawa bana oldukça bağlanmıştı.

Tabii, etrafındaki omegalarla olan arkadaşlığını güçlendirmeye çalışıyor da olabilirdi, zira onu arada sırada benden başka kişilerle konuşurken de görüyordum.

Birkaç gün önce, Karasawa bir alfa tarafından işaretlenmiş gibi duruyordu.

Yani, bu benim çıkarımımdı çünkü o bu konuda hiçbir şey dememişti.

Ne de olsa, geçen hafta hiç üniversiteye gelmeyen Karasawa'yı çevreleyen havanın bu derece değişmesini arkadaşlarının fark etmemesi imkansızdı.

Arada beliren, çiçek gibi bir gülüşü vardı.

Şöyle bir düşüveren göz kapakları oldukça göz kamaştırıcı idi.

Mutlu görünüyordu, sanki şu ana dek onda eksik olan bir şey nihayet tamamlanmış da o da bu duyguya engel olamıyormuş gibi.

Karasawanın uzun boynunda herhangi bir ısırık izine rastlamamıştım.

Gerçi söz konusu alfanın hareketlerine bakılacak olursa oldukça ölçülü ve dikkatli biri olduğu kesindi, bu nedenle muhtemelen ısırık izinin yerini bile hesaplamış ve saç ile gizlenebilecek bir yeri seçmiş olmalıydı.

Evet, Karasawa her ne kadar beta gibi görünse de o olağanüstü bir omegaydı.

"Günaydın Karasawa~"

"Günaydın, Takenouchi."

"Bunlar geçen haftanın A dersi ve yabancı edebiyata giriş derslerinin notları."

"Vayy, yardımın için çok teşekkür ederim. Sana mutlaka bir şeyler ısmarlayacağım.'

"Hiç gerek yok"

Sınıfa ders başlamadan hemen önce giren Takenouchi, Karasawa'nın hemen arkasına oturmuştu.

Ardından da omzunun üstünden notlarını uzatmış ve dönmüştü.

Konuşmalarını yandan yandan bakışlar atarak dinlerken Takenouchi'nin Karasawa'ya baktığını fark ettim.

Arkadan görülüyordu belki: alfanın sahiplik işareti.

Karasawa'nın görünüşü değişen tek şey değildi. Üstündeki alfa feromonları da hafifçe değişmişti.

Karasawa'nın biriyle beraber kaldığını biliyordum. Ve bu kişinin eşi olduğunu varsaymak çok da mantıksız değildi.

Dolayısıyla, alfa onu işaretlerse Karasawa'nın etrafındaki korkutucu alfa feromonlarının gideceğinden korkmuştum.

Bu olursa da zar zor elde ettiğimiz güvenli alanımızın da gideceğini ve sıkıntılı günlerin yeniden başlayacağını düşünmüştüm.

Ama sonuç olarak bu korkularımın yersiz olduğu ortaya çıkmıştı.

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin