25 (ilk kısım)

60 5 0
                                    

Üniversite hayatı, bölüm 4

Karasawa'nın bakış açısı

Kafede yediğimiz hafif yiyecekler sağolsun aç değildim.

Eve giderken ani bir kararla bir alışveriş merkezinin zemin katından çokça garnitür almıştım, bu yüzden bu akşamki yemek biraz lüks olacaktı.

Bu "ev randevusu" işi beni oldukça germişti başlangıçta... ama sonra sıradan bir tatil gününü evde her zamanki gibi geçirmek olduğu ortaya çıkmıştı.

İkimiz de en sevdiğimiz geniş kanepemizde oturuyor, gelişigüzel bir şekilde televizyon seyrediyor veya dergilere göz atıyorduk.

Kasten ağırlığımı omzuna verdiğimde o da bana aynısını yaptı.

Ren bana ağırlığını verdiğinde ben bunu kaldıramadım ve yıkılırcasına koltuğa gömüldüm.

Bu her nedense ikimize de komik geldi ve güldük.

"Birazdan akşam yemeği yiyelim mi?"

"Olur, garnitürleri ısıtayım."

Ren önden mutfağa gitti, ben de onu takip ettim.

Yeniden ısıtılmış olan yiyecekleri ve sebze çorbasını oturma odasına götürdüm çünkü sadece ısıtılmış garnitürleri yemek dengeli bir diyet tüketmememize yol açardı.

"Alışveriş merkezindeki yiyecekler pahalı olsalar da lezzetliler, değil mi?

"Harbi mi? Senin ev yemeklerin daha lezzetli, Shinya."

"...Yok yok, onlar profesyoneller. Kesinlikle benim amatör yemeklerimden daha lezizlerini yaptıklarına eminim.

"O zaman şöyle söyleyeyim. Ben senin yemeklerini daha çok seviyorum, Shinya."

Masanın karşısında bana neşeli neşeli gülümseyen bu adama günde kaç defa daha aşık olmam gerekiyordu?

Arkadaşlarımın dedikleri ne kadar doğru olursa olsun ve ne kadar özgüvensiz olursam olayım, bana böyle nazikçe davranan sevgilime güvenmemem aptalca bir şey olurdu.

Ağzıma utanarak attığım yiyecek de oldukça lezzetliydi, bu yüzden bu yemeğin tarifini bulup sıradaki sefere yapmaya karar vermiştim.

Yemek yedikten sonraki o boş zamandaydık.

Koltuğun ucunda oturuyordum ve tekrardan gergin hissetmeye başlamıştım.

(Konuyu nasıl açabilirim...)

Belki yeterli bilgiye sahip olmayabilirdim ama dersimi çalışmış ve öğrenmiştim.

Fiziksel olarak da hazırdım... biraz tuhaf ve zorlu olmuştu ama bir şekilde kendi başıma halletmiştim.

En nihayetinde, bu kalple ilgili bir meseledeydi.

Ben de başkasının yedeği olmadığıma ve Ren'in görünüşümden hoşlanmıyor olmamasına inanmamla özgüven kazanmıştım.

Geriye kalan tek şey Ren'i havaya sokmaktı.

En zor kısım da buydu zaten...

(Eğer ki bunu ertelemeye devam edersem tekrardan gerilip tuhaf şeyler söyleyebilir ve Ren'in hayal kırıklığına uğramasına neden olabilirim...

Bu yaşanmadan önce gerginliğimden az da olsa kurtulmaya çalışmalıyım.)

Ben de  bir erkektim sonuçta.

Belki bir alfanınki gibi ''tehlikeli''  bir boyutta değildi bu ama kendini tutmanın acısını bilmiyor da değildim.

Ren de böyle bir şeye dayanmaktaysa o zaman benim (son dakika) tecrübelerimin işe yaraması lazım gerekti.

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin