18 (ikinci kısım)

73 11 2
                                    

Sürekli ve peş peşe sır tutmak... İyi bir sonuç doğurmuyordu.

"Çünkü, seni seviyorum, Amami..."

Birdenbire gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Çabucak yüzümü sakladım. Acınasıydım. Böyle bir şey için ağlıyordum...

Bu sadece karşılıksız aşktı, o kadar. Öyle nadir bir şey de değildi. En başından beri sorun olacağını biliyordum zaten.

"Özür dilerim....."

Sana aşık olduğum için özür dilerim. Göz yaşı kanalları bir kez açıldığında, ne kadar silsem de gözyaşlarım kontrolsüz bir şekilde akmaya devam ediyordu. 

Bir erkek olmama rağmen ağlıyordum ve zaten birisine sahip olan bir Alfa'ya aptalca karşılıksız bir aşk besliyordum. Yaklaşımım çok saftı ve sırlarım pek de işe yaramamıştı.

Kendimi perişan ve perişan hissederken sıcak eller, titreyen omuzlarıma kondu ve kocaman bir beden beni sarmaladı.

İlk başta, bunun bir yanılsama olabileceğini düşündüm. Ama, bir süre sonra bile, his kaybolmadı. Korkuyla gözlerimi açtım ve Amami'nin vücut ısısını eskisinden çok daha yakın hissettim

"A...mami?"

"Haa... Sevindimm. Senin kadar aklı bir karış havada biriyle bir şey yapmanın imkansız olduğunu düşünmeye başlamıştım''

"...?"

"Artık duygularımız karşılıklı. Çok mutluyum."

"Karşılıklı mı?"

Kimi kastediyordu bu??

"Ben ve sen."

"Ne?"

"Oh, kusura bakma. Yanlış sırada söyledim. Seni seviyorum, Karasawa."

Sanki az önceki soğuk ortam hiç yaşanmamış gibi, Amami'nin yüzü her zamanki gülümsemesi ile yüzüme yaklaşmaya başlamıştı.

''Seni sessizce öpmeyi düşünüyordum.''

"Ne, hayır, buna gerek yok."

"Ne?"

''Karşılıklı duygulara falan hiç gerek yok...''

İki elimi de kullanarak Amami'nin ilerlemesini engelledim ve olabildiğince fazla mesafe yaratmak için kollarımı ittim. Ama bana hala sarıldığı için fazla mesafe yaratamadım.

''Gerek olmadığını söylesen de, bu bir gerçek...''

"Ama sen kaderinde birisi olduğunu söylememiş miydin? Seni seviyor olabilirim ama metresin olacak kadar da açık görüşlü biri değilim!''

"Ne?"

"Ne?"

Uzun bir sessizlik oldu. Asla dinmeyeceğini sandığım göz yaşlarım kurumuştu bile.

Amami'nin yüzünde aşırı garip bir ifade vardı, muhtemelen aynısını ben de yapıyordum şu anda.

Birbirimize hiç hareket etmeden bakmaya devam ettik ama az önceki ateşli ortam tamamen yok olmuştu.

Bir süre sonra Amami başını eğdi ve deriiiin bir nefes verdi. Bu abartılı hareket de neydi? Bir daha ağlayacaktım.

''Haah, anladım. Bunu anlamamıştım. Durum aslında tam tersi, ama...''  

Düzgün duruşunu koruyan Amami, soğukkanlılıkla bir şeyler mırıldandı.

Bir dizi beklenmedik olay yaşamış ve ağlayacak kadar kafam karışmıştı, ama Amami her şeyi anlamış gibi görünüyordu. İnanılmaz derecede sinir bozucuydu!

"Anlamamıştım derken ne demeye çalışıyorsun?''

''Yani, işe yarayıp yaramayacağından emin değilim ama kesinlikle kabul edeceğin bir yöntem var. Denemek ister misin?''

Hala Amami'nin ne demeye çalıştığını anlamamıştım. Ama sanki çok önemli bir şeyi açığa çıkarmak için söylüyormuş gibi gelmişti.

Bana kabul edeceğim bir sebep verse iyi olurdu.

'Tabii, olur' anlamında başımı salladığımda birden beni koltuk altlarımdan kaldırıp yatağa ittirdi.

"Noluyor be..?''

''Biraz şaşırabilirsin ama merak etme, kötü bir niyetim yok. Sadece bir şey olursa sağlama almak için yapıyorum. ''

''Nee... Neeee?!''

Yatağa yarı uzanır haldeyken gülümsemesi genişlemiş olan Amami'ye baktım. Amami kafasını eğdi ve burnu boynuma yaklaştı.

Direnmek için kollarımın tüm gücünü kullanırken birdenbire odaya görünmez bir şey yayılmaya başladı.

İçgüdüsel olarak bu şeyin kaynağının önümdeki kişiden geldiğini anlamıştım.

(Bu... Alfa feromonu mu?)

Bununla ilgili daha önce bir şeyler duymuştum. İkincil cinsiyetlere bağlı olarak çeşitli feromon türleri vardı ve doğal olarak alfalarda da bu türlerden bazıları vardı.

Omegaların diğerlerini kendilerine çekmelerini sağlayan feromonlarının aksine alfaların feromonları diğerlerini uzaklaştırmaya yarardı daha çok, ki buna korku feromonları denirdi.

Ama, işaretlemek için bir feromon türünün daha var olduğunu duymuştum... ve bu, Amami'den bu tür feromonları hissettiğim ilk seferdi.

"Ahh...aahhh..."

Hayır, ilk sefer falan değildi. Amami bana her sarıldığında ondan gelen serin, çimensi kokuydu bu.

Ve şimdi o koku, inanılmaz bir yoğunlukla bedenimi sarıyordu.  Çoktan kaldırabileceğim sınırı aşmış olan bir feromon seviyesine maruz kalan kollarım ve bacaklarım kontrolsüzce titremeye başladı.

Ona o kadar yakındım, bunca zamandır... Nasıl fark etmezdim? Buna inanamadım.

────Bu alfayı istiyorum.

Vücudumdaki tüm hücreler ''Eğer ki ona ellerimi sürebilirsem hiçbir şeye ihtiyacım kalmaz!'' diye haykırmaya başladı.

"Amami, Amami..."

Titreyen elimi kaldırmayı başarıp  bana çok yakın bir mesafeden bakan adamın yanağına koydum.

Onun yumuşak tenine dokunan parmak uçlarımdan, beni kucaklayan kollar ve omuzlardan ve birbirine geçmiş bacaklarımızdan kontrol edilemez bir mutluluk hissi içime dolup taşmaya başladı.

Kayıp bir yapboz parçasını nihayet bulabilmişim gibi hissediyordum... Arayıp durduğum diğer yarımı bulmuşum gibi...

Onun tarafından arzulanmanın mutluluğu tüm benliğimi kapladı.

"Kaderindeki kişi bendim demek...?''

''Nihayet fark ettin."

Bu sefer yaklaşan dudakları reddetmedim. İlk defa tattığım bu yumuşaklık o kadar güzel ve tatlıydı ki ağlayasım gelmişti.

Yazar notu (Japonca, Orijinal Yazar): Omegaverse hikayelerinde betaların gerçekten çok büyük hakkı var...

Queenz182: Şükürr sonundaa

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin