16 (ilk kısım)

82 10 0
                                    

Kalın kıyafetler giyiyor olsam da, soğuk rüzgar bana saldırıp iliklerime kadar titrememe neden olmuştu.

Nefes verdiğimde çıkan hava beyazdı ve içime çektiğim hava soğuktu.

Boynumu saran atkıyı burnuma kadar çektim.

Trende geçen on dakikanın sonunda akademik başarı konusunda bilinen yerel bir tapınağa gelmiştim.

Tapınak ziyaretini, en yoğun gün olan yeni yılda yapmaktan kaçınmış olsam da üstünden bir gün geçmiş olmasına rağmen ziyaretçilerin sayısında bir azalma yokmuş gibiydi. Zira çok fazla kişi kalın kıyafetleri ile geçip gitmekteydi.

Tapınağın arazisinin sınırında duran büyük Torii kapısının altında, bugün buluşma ayarladığım kişiyi gördüm.

Telefonuna bakıyor ve boş boş duruyor gibi görünüyordu.

Acele etmeye niyetim yoktu, bu yüzden geç kalmama rağmen ona kasıtlı olarak yavaşça gittim.

"Bekledin mi?"

"Ah! Günaydın, Karasawa. Hiç ses çıkarmadan gelince şaşırdım ya.''

Bana gülümseyen Amami'nin burnunun ucu kırmızıydı.

Onu bu kadar uzun süre bekletmiş olabileceğim için kendimi kötü hissettim.

Ama, buluşma vaktini düşünecek olursam sadece bir dakika geç kalmıştım. Yine de özür diledim.

"Erken gelen bendim, sıkıntı yok. Mutlu yıllar. İstersen tapınağa dua etmeye hemen gidebiliriz.''

"Aa, mutlu yıllar. Gidelim, olur."

Tapınağın çevresine akın eden insan kalabalığının arasında yürüdük.

Ellerimiz o kadar doğal bir şekilde birleşti ki ben bunu anında fark etmedim ve beş saniye sonra panikle elimi kurtarmak için salladım.

"Sana bunu kalabalık yerlerde yapmamanı söylemiştim!"

"Niye böyle diyorsun anlamıyorum, Karasawa. Bu kadar insan varken kimse bize dikkat etmiyor."

"..."

Tapınak alanı daha şimdiden dua edenlerle dolup taşıyordu ve biz de kalın bir sıraya girdik, ki bu sırada başkalarının ellerini görmemiz imkansızdı. 

Çevremizdeki insanların çoğu ya akıllı telefonlarıyla oynuyor ya da sohbet ediyordu. 

Bize bakıyor olmaları düşük bir olasılıktı yani.

Utangaç olmakla suçlanmak utanç vericiydi...

Ancak, durumun böyle olması el ele tutuşmamız gerektiği anlamına gelmiyordu. Bu tamamen farklı bir konuydu.

''Her neyse, el ele tutuşmak yok! Buraya başarı için dua etmeye geldik yani flörtöz davranmak kesinlikle yasak!''

"Aaaa..."

" 'Aaaa' deme bana!!"

Reddettiğimde, Amami açıkça gözle görülür bir şekilde hayal kırıklığına uğramış bir ifade yapmıştı, ancak bunun sadece bir rol olduğunu görebiliyordum.

Belki de onu biraz hayal kırıklığına uğratmak gerekliydi.

Bu, kış tatili başladığından beri Amami'yi ilk görüşümdü.

Aslında işaretimi yenilemek için geçen ayın 25'inde buluşmayı planlamıştık. Ama o gün on yıllardır ilk kez kar yağmıştı.

Karlı bölgelerden gelen kişiler için gülünç miktarda bir kar yağmış olabilir ama araba lastiklerinin bile çivisiz olduğu bu bölgeye çok büyük bir darbe olmuştu bu kar.

Spicy OmegaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin