...
Genç kız, ağrıyla zeminden kalktı. Kim bilir ne kadardır öylece uzanıyordu yerde. Belini tutarak Doğruldu acılı bir ifadeyle. Dizlerinin üzerinde oturdu.
En son neler yaşadığını hatırlamaya çalıştı. Hafızası bulanıktı.Neyseki bir kaç saniyede hemen aklına dolmuştu anılar.
O karanlık suyun altında süzülürken gördüğü o korkutucu Sanbi, sarı-kırmızı gözlerini kendisine dikmiş olan Sanbi...
Çığlık atışı, ikisinin birbirine bakması.Sonrası yoktu.
Kafasını tuttu acıyla İnleyerek. Neyi kaçırıyordu?
"Sonunda uyanabildin, uyuyan güzel."
Duyduğu sesle donup kaldı adeta. Küçük dilini yutacak kadar tabiri caizse.
Gözleri sonuna kadar açılırken, titrekçe yavaş yavaş arkasına çevirdi kafasını.
Sesin geldiği yöne. Korkulu gözleri, karanlık tarafa baktı.
Bir tür kafes ya da zindan gibi bir şey vardı hemen önünde, siyah demir kocaman parmaklıklarla çevriliydi.Oturduğu yer ile zindan arasında pek bir mesafe yoktu. Oldukça yakındılar.
Yutkundu ve ayağa kalktı."S-sen..." dedi zindanın içerisindeki karanlığa bakarak.
"Sen Sanbi'sin."
Karanlıkta oturan gölge, yavaşça ayağa kalktı parlayan gözleriyle. Parmaklıklar yaklaşmaya başladı ağır ağır. Loş bir ışık, ağır bir hava varda içeride. Genel olarak karanlık, siyah hakimdi. Çok az aydınlatılıyordu.
Korkutucuydu.
Sonunda iyice yaklaştığında parlayan gözleri haricinde yüzü ve bedeni de ortaya çıkmıştı yavaştan. Loş ışığa çıktıktan sonra, kendisine şaşkına bakan kıza baktı küçümseme ile."Aferin sana parlak zeka, Sanbi olduğumu da nereden anladın acaba(!) "
Açıkça, dalga geçiyordu. Rin cevap vermeden devam etti kafasını sağa sola sallayarak.
"Küçük bir çocuğa, üstelikte bir kız çocuğuna mühürlendiğime inanamıyorum. Rezillik. "
Daha çok kendi kendisine söyleniyor gibiydi kızgınca.
Sabır dilercesine gözlerini yumdu. Anlaşılan tepesi bayağı bir atmıştı.
Kıza baktı."Hey, velet. Bedenini bana ver ve bu iş bitsin. Burada-"
Etrafı işaret etti.
"-Kalmak istemiyorum. Yıllardır özgür olan beni ne cürettle yeniden içeri tıkarsın? Siz insanlar hepiniz aynısınız, bencil yaratıklarsınız.
Rin yutkundu. Açıkçası kendisini suçlu hissediyordu. Gördükleri, kardeşi hakkındaki endişesi onu acele bir karar almaya gitmişti. Kabul ediyordu. Ama bedenini vermek...
"Üzgünüm." dedi usulca kafası önüne eğikken.
"Böyle olmasını istememiştim. Amacım sana bir eşyaymışsın gibi el koymak değildi."
Hüzünlü gözleri ellerine bakarken,devam etti.
"Sadece... Sadece o an düşünebildiğim tek şey-"
"Kardeşin miydi? Uzumaki Naruto."
Şaşkın mavilerini, canavara çevirdi hemen kafasını kaldırarak.
"Sen... Sen nereden biliyorsun?"
Alayla güldü.
"Biraz anılarında gezindim diyelim."
Sarı göz bebeklerini kıza dikti.
"Hepsinde. Doğduğundan beri olan her şeyi izledim sen mışıl mışıl uyurken."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born To Die | Rin&Sasuke
Fanfiction... Gözleri dolu doluydu kızın. Kolay ağlamazdı, ama şuan... O kadar karışıktı ki durum. Ne hissedeceğini bilmiyordu. Ne yapmalıydı nereye gitmeliydi? Kardeşini çok seviyordu,canından çok. Ama o... Neden? O yanlış yapmamıştı. Sadece onu korumuştu. U...