..
Aradan günler geçiyor, Rin hem Antrenman hem de bilgi toplamak için uğraşıyordu. Evet, Antrenman.
Tsunade, kendisine boş durmaması gerektiğini söyleyerek başına bir sürü iş açmıştı.Kadın kıza tekmelerini öğretiyordu.
Aslında yumruk öğretmek istemişti, ama Rin pek fazla yumruk kullanmazdı. Takımda yumruk Sakura'ya aitti. O genelde ellerini kullanırdı.
Rin ise ayaklarını, bacaklarını kullanırdı. Tekmeleri havada uçuşurdu.
İşte tam da bu yüzden, Tsunade ona bu tekmeleri nasıl yıkıcı hale getirebileceğini anlatıyor ve gösteriyordu.Uğraştırıcı idi.
Bir yandan da Rinnegan ile ilgili öğrendikleri vardi. 3 büyük göz tekniği arasında en güçlü ve bilinmeyen olanıydı. Sharingan veya Byakugan yanında bir hiçti neredeyse.
Kullanan kişinin çakra boyutuna ve şekline göre güç seviyesi değişiyordu. Eğer çakra havuzu çok geniş olan biri kullanırsa neredeyse sonsuz güçle eşitti.Çok etkileyiciydi.
Rin,Pain denen herifin çok büyük bir çakra havuzu olduğundan emindi. Kukla olarak kullandığı o bedenleri idare ettirmek için çok büyük bir güce ihtiyacı vardı çünkü.
Ama madem böyle birisi neden karşılarına kendisi çıkmıyordu?Bu soru kızı yiyip bitiriyordu.
Rin, aslında onun bedeninin iyi durumda olmadığından bile şüphelenmeye başlamıştı. Çünkü yanında bulundurduğu o siyah çubuk parçasının bazı zamanlarda çakra gücü öyle bir zayıflıyordu ki...
Sanki ölüyordu.İşte, Pain.
Aslında ölümle ve hastalıkla yüzleşen bir shinobi olmalıydı. Çevresinde muhtemelen kendisine yardım eden birileri vardı ama genel olarak zayıftı. Bedenen ve ruhen.İşte bu yüzden kendisi yerine kuklaları geliyordu.
Kukla bedenler.Hepsine bağladığı bu çubuklar ile kontrol ettiği o bedenler.
Derin bir nefes aldı. Bunları artık Tsunade ile paylaşmalıydı. Artık emindi. Pain'i yenmek için ilk önce kuklaları etkisiz hale getirmeli sonra da gerçek bedeni bulmalılardı. Zaten kuklalar neredeyse beden de ona yakın olurdu. Yakın bir mesafeden onları kontrol ediyor olurdu.
Ayağa kalktı.
Gerçekten günlerdir araştırma yapmak insanı yoruyordu.
Biraz gerindi ve esnedi. Göz altları çökmüştü resmen.Üzerine, askıda duran ceketini aldı ve kendisini evden dışarı attı. Naruto olmayınca ev gerçekten çok sessizdi.
Adım adım, Hokage binasına ilerliyordu. Shikamaru, Sakura ve o kız büyük ihtimal hala daha şifrede takılılardı. Pek umursadığı söylenemezdi. Emin olmadan onlarla bir şeyler paylaşmak istememişti sadece.
Düşünceler arasında boğulurken bir anda durdu. İçini garip bir his kaplıyordu. Bütün tehlike çanları çalıyor kızı uyarıyordu. Bir şey...
Bir şeyler yaklaşıyordu. Çok tehlikeli ve büyük bir çakra enerjisi hissediyordu.Cebinde hareket eden şeyi de çıkarıp baktı. Bu o cesetten aldığı siyah çubuktu. Deli gibi hareket ediyordu. Neydi bu?
Neler olduğunu anlamaya çalışarak telaşla etrafına bakındı. Köyde,etrafındaki kimse bunu fark edememişti henüz. Hayat normaldi.
Rin ilk başta kendisini sorguladı onları böyle görünce. Acaba bunca olandan sonra yanlış bir hisse mi kapılmıştı psikolojik olarak?
Gözleri gidip gelmeye devam ederken elini alnına koydu. Sanırım fazla düşünüyordu. Derin bir nefes aldı ve sakinleşmeye çalıştı. Bunlar hayal gücünün yaptıkları olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born To Die | Rin&Sasuke
أدب الهواة... Gözleri dolu doluydu kızın. Kolay ağlamazdı, ama şuan... O kadar karışıktı ki durum. Ne hissedeceğini bilmiyordu. Ne yapmalıydı nereye gitmeliydi? Kardeşini çok seviyordu,canından çok. Ama o... Neden? O yanlış yapmamıştı. Sadece onu korumuştu. U...