35|Ölüm Ve Keder

214 29 5
                                    

...

Koş koş ve Koş.

Nefes nefese, yetişmek için çabalıyorlardı. Sasuke gitmeden önce onu yakalamalıydı Naruto. Ama, bu çaba boşunaydı.
Alana Vardıklarında, her taraf siyah alevlerle yanıyordu. Yok oluyordu.
Kakashi onları uyardı. Eğer ateşe en küçük bir temasları olursa çok büyük tehlike olacağını belirtti.

Bu ateş, Ameterasu, değdiği şeyi yakıp kül edene kadar sönmeyen bir ateşti.
Yamato'nun sayesinde onu atlattılar adam tahta jutsusunu kullanarak hapsetmişti alevleri. Ama o geride kaldı, jutsusuna devam etmek için ve diğerleri o yere girdiler. Anlaşılan eski bir Uchiha sığınağıydı. Parçalanmış, darma duman olmuştu iki kardeşin kavgasında.

Rin, ayağını alana bastığı an, molozlara, yıkılan taş duvarlara bastığı an hissetti. Kim bilir ne kadar korkunç şeylere şahit olmuştu bu cansız varlıklar.
Hinata, artık ne Sasuke'in ne de diğerlerinin çakrasının hissettiğini söyledi usulca. Üzüntüyle sarışına bakıyordu.

Çocuk, dağılmış gibiydi.

Rin, usulca yavaş adımlarla yıkılan duvarın ayakta kalan son kısmı olan şeye yaklaştı. Uchiha Amblemine.
Koca sembolde, narince elini gezdirdi. İçi bir garipti. Nedense duvarda, yüklü bir hüzün hissetmişti. Bu duvarda, sanki...

İtachi'nin son anları vardı. Çakrası, bedeni, ruhu...

Ellerini titreyerek, elektrik çarpmışçasına geri çekti. Yüzünde korkunç bir ifade vardı. Ağlayacak gibiydi.

Nedendi ki?

Bastığı yere bakma ihtiyacı hissetti.
Gözleri faltaşı gibi açıldı. Yerde, İtachi ve Sasuke'yi yan yana yatarken gördü anlık olarak. Dudakları titredi. Her yer kandı. Kan, kan ve yine kan.
Acıyla inledi ve gözlerini kapatarak kafasını eğdi.
Bir yandan da yüzünü tutmuştu.

Bacaklarında derman yoktu. Kendisini yere bıraktı.
Tam, İtachi ve Sasuke'nin karşılıklı yattığı yerin ortasındaydı.

İkilinin ortasındaydı, dizleri üzerinde. Rin, burnuna gelen kan kokusundan kurtulamıyordu.
Canı yanıyordu.

O gerçekten bir şey yapmamıştı.

İstemsizce söylenirken buldu kendisini.

"Yemin ederim ben yapmadım... İsteyerek olmadı!"

Sanki,kendisi değildi konuşan.

Bilinç altıydı.

Başına giren sonsuz bir ağrı vardı. Canı çok yanıyordu, nefret ediyordu. Neden...
Neden bunlar oluyordu? Kafasının ve görüşünün bulandığını hissetti. Artık karanlığa gömülüyordu, bilinci kapanıyordu.
Zaten dizlerinin üzerinde ki bedeni sola doğru düşmeye başladı. Boşluğa kavuşmu, yere çarpacaktı. Saçları savrulurken yanına gelen kardeşi olmasaydı.

Naruto.

Hiçbir şey demeden öylece kardeşini tuttu. Omuzlarından doğrulttu, kendisine yasladı. Kzı zaten dünden razıymışçasına ona daha da sokuldu.
Sarışın, yüzündeki Umutsuz ifadeyle kıza baktı. Çok kötü gözüküyordu. Henüz iyileşmemiş kız kardeşine bunu yapmamalıydı, yapmayacaktı.

"Şimdi ne yapacağız Naruto?
Sasuke-kun'u-"

"Hayır.." dedi Naruto.

Umutsuz gözleri pembe saçlı kızı buldu. Gözlerinde karanlık vardı.
Kız kardeşini biraz daha kendisine bastırdı.

"O bu haldeyken olmaz dattebayo."

Mırıldandı ve ayağa kalktı yavaşça. Rin'in üzerine pelerinini örttü. Yüzündeki mutsuz ve Umutsuz ifadeyi silmeden kendisini izleyen arkadaşlarının arasından geçti. Kucağında, saçları aşağı sarkan kız ile.

Born To Die | Rin&SasukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin