Bu bölümden sonra kendi uydurmamla yazacağım, çünkü referans aldığım kitap tamamen canon değilmiş fanfic karışıkmış ve ben açıklamayı okumadığım için farketmemişim. Ondan kopyala yapıştır yapmış gibi oluyorum o zaman ve bu rahatsız edici benim için. Bu bölümü yazmışım, heba olmasın diye atıyorum. Ama bundan sonra yine kendi senaryom olacak.
Ek olarak yorum yapmayı unutma!!😼
...
Rin sert bir şekilde bıkkın bıkkın tavanı izliyordu yattığı yerde. Adamın esiri gibiydi tabiri caizse ve Rin onu,çetesini ve binayı patlatmamak için zor duruyordu.
Isobu kızın ruh halini anlıyordu. Yattığı yerden sataşırcasına konuştu onu kendine getirmek adına."Koskoca huysuz Rin'in düştüğü hallere bak."
Rin tepesi atarken konuştu.
"Kes sesini aptal sürüngen. Dikkatimi dağıtma, düşünüyorum."
"Ben sadece fikrimi söyledim."
Rin derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı ve kendisini Isobu'nun karşısında buldu. Dik dik uyuklayan kaplumbağaya baktı.
"Sinirimi bozmaktan başka bir şeye yaramıyorsun. Biraz yardımcı olsan ölür müsün?"
Isobu omuz silkti ve burnunu kaşıdı.
"Yeterince yoruluyorum zaten."
Rin güldü tepesi atarken. Sonra aniden bağırdı saçları havalanırken. Isobu sesin şiddeti ile geriye savruldu.
"SEN CİDDİ MİSİN SENİ APTAL KAPLUMBAĞA!"
Rin gzoleri sinirle açılırken öfkeyle yataktan kalktı. Sarı saçlarını gelişigüzel düzeltti ve parmaklıklarla çevrili pencereye yaklaştı.
Ay'a baktı.Güzel gözüküyordu. Acaba kendi Ay'ı ne haldeydi? Tedirgin hissetti eli kalbine giderken.
"Benim sevgili Ay'ım..."
Mırıldandı aklına Sasuke gelirken. Ne yapıyordu, mağarayı bulmuş muydu? En önemlisi, iyi miydi?
Sıkıntıyla nefes verdi kalbini sıkarken. Yeniden Ay'a baktı. Bur kaç saate kaybolacaktı ve güneş doğacaktı. Bu ay kaybolabilirdi ama Rin'in Ayı kaybolamazdı. İzin vermezdi. Göz altı torbalarıyla oflarken gözüne hır gram uyku girmemesi eşi yüzündendi.
Onu merak ediyordu. Uzun zamandır ilk defa birbirleri olmadan bir gece geçirmişlerdi. Rin, ona bu kadar alışabileceğini hiç düşünmezdi.
Sanki onunla birlikte olmak...
Kalbini sıktı.Onunla birlikte olmak onunla birlikte her şeye göğüs germek tüm acılarını unutturmuştu sanki. Onunla her şeyi yapabilir gibi hissetmişti.
Rin, aşk bu mu diye düşündü? Delicesine seviyor muydu?
İkisi ilk önce yabancıydılar, düşman oldular, sonra takım arkadaşı oldular, sonra yeniden düşman oldular. Yeniden yabancı oldular ve en sonunda...
Sevgililer oldular. Karı koca oldular. Rin onun karısı oldu, o Rin'in kocası oldu.
Birlikte takım olarak savaşıyorlardı şimdi karı koca olarak. Karısı olarak.
Bu düşünceler istemsizce gülümsetti.Birkaç saatin sonunda nihayet güneş doğarken tüm bu zaman boyunca Rin Ayı ve Güneşi izledi. Birinin batmasını birinin doğmasını izlerken, eşsiz düzenlerine hayran kaldı. Kardeşi ve Sasuke'yi düşündü istemsizce. Isobu'nun sesini duydu.
"Bunu da halledersin. Üzülme, ne de olsa ben her zaman yanında olacağım herkesten fazla. Eger o herifler sinirini bozarsa bu dünyayı başlarına yıkarız olur biter. Ayrıca kocan da deli Uchiha'nın teki, onu indirmeleri zor biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born To Die | Rin&Sasuke
Fanfiction... Gözleri dolu doluydu kızın. Kolay ağlamazdı, ama şuan... O kadar karışıktı ki durum. Ne hissedeceğini bilmiyordu. Ne yapmalıydı nereye gitmeliydi? Kardeşini çok seviyordu,canından çok. Ama o... Neden? O yanlış yapmamıştı. Sadece onu korumuştu. U...