Tuanadan:
Off ya kayboldum. Lan odun arıyodum odun! Nasıl kaybolabilirim?! Hepsi Çağanın suçu, o söyledi kaybolcaksın diye! Yoksa oyun mu bu?Onu bunu bırakın da korkmaya başladım ben. Etrafıma öylece bakıyodum. Hava kararıyodu. Zar zor görüyodum. Aşırı çok korkmaya başladım. Gerçekten normalde tırsmam böyle şeylerden ama şimdi tanımadığım bir yerdeyim ve akşam.
Hafiften yağmur damlaları yüzüme düşmeye başladı. Hava da soğumaya başladı. Ne de olsa kış geliyo değil mi? Çağan napıyo acaba ya? Kesin nasıl dalga geçiyordur. İnşallah sen de benim düştüğüm yere düşersin Çağan!
Birden birisinin ismimi anmasıyla irkildim. Çağandı bu! Gelmişti, gelmişti, beni kurtarmaya gelmişti!
Tuana: "BURDAYIM! " yüksek sesle bağırdım.
İnşallah Çağandır, İnşallah Çağandır!
Hemen arkamdan birisi geldi.Çağan: "Tuana nerdesin sen? Ya sana biş-"
Onu dinlemeden sarıldım. Çok korkmuştum. Önce dona kalmıştı. Ama sonradan o da bana içini çekerek sarıldı. Eliyle saçımı okşadı. Şu anda ikimiz de yağmurdan yavaş yavaş ıslanmaya başladık.
Tuana: "Çok korktum. "
Çağan: "Tamam bak geldim. Şimdi kalıcak yer bulmalıyız yoksa ıslanıcaz. "
Tuana: "Bir yerde kalamayız ki. Off Çağan kurtlar yicek bizi" ince ses tonuyla söyledim
Çağan: "Kurtlar seni yiyemez seni ancak be- Tuana nelerle uğraştırıyosun beni hadi gel bak buralarda kulübeler varmış bugün orda kalırız"
Ne diyeceğini az çok düşünmüştüm. Yüzüm hafiften allandı. Elimden tuttu ve yürümeye başladık. Hızlı olmamız lazımdı yoksa tamamen ıslanıcaktık.
Uzun yürüyüşlerimizin ardından o küçük eve vardık.
Çağan: "Burası olmalı hadi gel içeri girelim"
Yavaş yavaş bakına bakına içeri girdim. Evin içerisinde sadece 1 koltuk vardı. Sadece...
Tuana: "Ne minik bir yer"
Çağan: "Senin gibi" fısıldadım
Tuana: "Benim karakterim büyük canım"
Çağan: "Benim de bazı şeylerim büyük ama ben bahsetmiyorum"
Bana bi kal geldi. Ne diyo lan o? Ben mi yanlış anladım yoksa?
Tuana: "Aynen aynen evin, okulun, şirketin hepsi büyük mesela " anlamamış gibi söyledim.
Çağan: "Aç mısın? Üşüyo musun? "
Tuana: "Yok, aç değilim. Sen? "
Çağan: "Sen beni merak etme "
Koltuğa oturdu.
Çağan: "Gel hadi uyuyalım da bir an önce yarın olsun. "
Tuana: "Tamam geli-" hapşırık "yorum "
Çağan: "Hasta oldum deme sakın" Ayağa kalktım ve koltuğa oturttum.
Yine hapşurdum. Resmen inat gibi yine hapşurdum. Elini alnıma yaslayarak ateşime baktı. Ateşim yoktu. Benimle ilgilenmesi o kadar hoşuma gidiyor ki anlatamam. Kelimeler yetmezdi.
Bu arada hasta değildim. Sadece Naz yapıyodum. Eee boşuna ismimi Naz koymamıilar değil mi?
Tuana: "Neyse hadi sen de otur da uyuyalım"
Dediklerimi uygularcasına oturdu. Evet oturdu ve beni kucağına oturur pozisyonda aldı. Şaşırdım. Ve heyecanlandım.
Tamam itiraf ediyorum aşıktım. Hatta o da aşıktı bence. İnşallah aşıktır ya.
Çağan: "Böyle daha fazla yerimiz olur uzanmak için. Hadi iyi geceler"
Tuana: "İyi geceler"
Kendisini geriye doğru verdi ve kafamı göğsüne koydu. O buram buram kokusu beni deli ediyodu. Kalbim adeta horon tepiyodu. Biraz daha hafif kıpırdıyarak ona sokuldum ve uyumaya çalıştım. O da bana kollarını sararak uyumaya çalıştı. Acaba o benim hakkımda ne düşünüyodu?
Çağandan:
Uyumuştu. Çabuk kaybolduğu gibi, çabuk da uyumuştu. Uyurken öpsem mi diye düşünüyorum ama yapmasam daha iyi olur belki. Herşeyin ardından ben de uyuyabilmişim.Kestik!
Bölüm nasıldı?
Sizce geri dönebilecekler mi?
Yolu bulabilecekler mi?
Herşey diğer bölümde..
Diğer bölüm 16-24
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okuldaki takıntım
Romanceİlk okul gününden tehdit mi? Görücez "Okuldaki Takıntım" ismindeki ilk ve tek orjinal kitaptır.