[64] Yavaş geçen saatler

89 10 5
                                    

Tuanadan:
Yarım saat geçti, bir saat geçti, 2 saat geçti..
Yok. Ne giren var, ne çıkan. O kadar yavaş geçti ki saatler, kendimi iki yıldır büyük bir boşluktaymış gibi hissediyorum. Leya ve Alisa da gelmişti yanımıza. Onlar da kime üzülecek lerine, kime sevineceklerine şaşırdılar. Çağan ameliyata girdi diye üzülsünler mi, yoksa beni buldular diye sevinsinler mi?

Özellikle Leya çok korkuyor abisi için. Sanki ailesinden kalan son kişi Çağandı. Ne akrabaları kalmış, ne de bir ailesi kalmış gibiydi. Onun için ayrı üzülüyordum.

Birden Deniz konuşmaya başlayın.

Deniz: "Üzülmeyin ben Çağanı tanıyorum! O sırf aaa bir kurşuna mı öldü demesinler diye ölmicek. Yani sonuç olarak bişey olmicak. "

Yağız: "Deniz haklı. Hem Çağan güçlü
çocuk. Sağ salim atlatıcak bunuda. "

Bunları diyorlardı ve içim hafif de olsa rahatlamıştı. Ama yinede kalbim küt küt atıyordu.

Leya: "Niye bu kadar uzun sürdü ki? Ya bişey olduysa, ya bizden bişey saklıyorsalar? " ağlamaklı tonla söylemiştim.

Tuana: "Bişey olamaz Edemez, olamaz.. Beni annem ve babam gibi bırakıp gidemez.."

Alisa: "Kızlar aklımıza kötü şeyler getirmeyelim de, kötü şeyler olmasın. Allah korusun. "

Deniz: "Ben su almaya gidicem geliyor musunuz? Yada dur dur, nur yüzlüm sen gel şu alıp gelcez. "

Alisa: "Tamam geliyorum. "

Alisa ve Deniz gittiler.

Yağız: "Tuana benim sana söylemem gerek birşey var. "

Yerden kafamı kaldırdım ve Yağıza baktım. Sonra da Leyla'ya baktım bana başını konuş dercesine sallıyordu. Yavaştan ayaklandım.

Tuana: "Ne konuşucaksın? "

Yağız: "Nasıl söylenir bilemiyorum ama bir yerden başlamam gerek. Aslında belki doğru zaman şimdi değil ama artık içimde tutamıyorum. "

Tuana: "Yağız söylesene meraktan patlattın insanı! "

Yağız: "Tamam, fazla uzatmicam. Tuana biz kardeşmişiz. Hemde öyle üvey kardeş değiliz öz kardeşiz. Annem ve baban ölmemiş. "

Bunları duyduğumda kitlendim kaldım. Daha doğrusu felç geçirdim. Kıpırdayamıyordum. Yağızın dedikleri kulaklarımda yankı yapıyordu. Özellikle o son söylediği 'Annen ve baban ölmemiş'.

Gerçek olamaz bu. Ben kesinlikle şuan rüya görüyorum, hemde gerçek olmasını istediğim bir rüya. Ama malesef ki gerçek değil bu.

Tuana: "Yağız inan şu an şakalaşacak zaman değil. "

Yağız derin bir nefes alıp verdi.

Yağız: "Şaka değil, gerçek. Biz gerçekten kardeşiz. Hatta ikiziz. İkimizin de kaderlerini onlar belirlemiş. Benim zengin olmamı sağlamışlar, seninde fakir. Ama neden bizi hiç bir zaman karşılaştırmamışlar bilemiyorum. "

Bunları dediğinde inanmak istemezcesine baktım Yağız'a. Bir anne ve baba bunu nasıl yapabilir? Neden onun zorda kalmasını ister ki? Neden kendilerini öldü bilmelerini sağlarlar? Aklım almıyordu. İkiziz aynı zamanda da. Şaka gibi.

Tuana: "G-gerçek yani b-bu" sesim titriyordu."

Yağız: "Tuana bak senin için çok ama çok zor bir şey ama senin için ne kadar zor ise, benim için de o kadar zor. "

Tuana: "Neredeler şimdi? “ biraz sinirliydim, ama daha çok kırgındım onlara.

Yağız: " Bilmiyorum, bana sadece senin benim kardeşim olduğunu söylediler. Nerede olduklarını söylemediler. "

Kafayı yicem ya kafayı yicem! Nasıl olabilir böyle bir şey? Ben o gün kaza haberini aldığımda yerlebir olmuştum. Ağlamıştık, depresyona girmiştim, psikolojik destek bile almıştım ya! Ama onlar bizi kandırmayı seçtiler. Bizim hayatımızı hiç mi düşünmediler ya? Birden ameliyathaneden doktor çıktı. Hemen ayaklanıp onun yanına gittik. Arkadan Alisa ve Deniz de geliyordular. Allahım nolur güzel geçmiş olsun ameliyat, nolursun!

Kestikkk!
Bölüm nasıll?
Sizce diğer bölüm Çağana ne olacak?
Hayatı tehlikesi olabilir mi?
Bir yerinde hasar var mı?
İyileşebilcek mi?
Peki ya Tuana ve Yağıza ne olacak?
Ailelerini bulabilecekler mi?
Hepsi diğer bölümlerdeee.... Diğer bilim 10 oy 5 yorumda geliyoooo💕

Okuldaki takıntım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin