Okuldaki takıntım

[56] Kaçırma

Tuanadan:
Kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Nutkum tutulmuştu. Nefes almam durmuştu. Titriyordum. Bedenlerimizin arasında milimler vardı.

Çağan: "Nefes almıyorsun.. ve ellerin de titriyo " fısıldadım.

Tuana: "Olabilir" Tuana salak mısın ya, olabilir ne demek Allah aşkına!

Çağan: "Niye peki? Nedeni ne? "

Elalarını gözlerime dikmişti. Dudaklarım aralanmıştı. Diyecek laf bulamamıştım. Dudaklarıma doğru yavaş yavaş yakınlaştı ve....... HOOOOP TELEFON ÇALDI! Arayan Denizdi.

( Çağtufcnin yazara küfürleri)

Çağan: "Zamanlamanı sikeyim Deniz! "

Öyle içtenlikle söylemişti ki küfürü hoşuma gitti. Telefonu açtı ve konuşmaya başladılar. Okula gidip birkaç belgeye imza atması gerekiyormuş.

Çağan: "Denizcim ben bu şeyi neden senden öğreniyorum acaba, bunu bana açıklar mısın?"

Deniz: "Valla baban hocaya, hoca bana, bende sana dedim bilader napalım şimdi"

Çağan: "Babam mı" mırıldandım "İyi tamam gelicem birazdan"

Telefonu kapattılar ve bana doğru döndü.

Çağan: "Off niye şimdi ya? Benim gidesim yok ki. Neyse ben gidip hemen geleyim dimi. Öyle daha iyi olur. Ama öncee.." dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.

Tuana: "Hadi Efem, hemen git hemen gel"

Çağan: "Tamam Nazım, giyinmiştim zaten. Görüşürüz. "

Tuana: "Görüşürüz Efem"

Çağan otel odasından çıktı. Bende yalnız yalnız dışarısını izlemeye karar verdim. Ama açtım da. En iyisi telefondan otelde verebilecek bir yemek sipariş etmekti. Hemen çikolata ile kruvasan sipariş ettim. Canım çekmişti. Hatta yanına çilek bile ekledim.

Çok az bir süre sonra yemeklerim gelmişti. Açıp yemeklerimi tam alıcaktım ki adam bana çok tanıdık geldi.

Hayır... Hayır olamaz ya... Çağanın babasıydı bu...

Mert: "Afiyet olsun küçük hanım" kahkaha attım ve elimdeki bezi alıp ağzını kapattım.

Mayışmaya başlıyodum. Yumruklamaya çalışıyodum ama gücüm yetmiyordu. Ve birden kendimi kaybettim...

Kestik!
Bölüm nasıldı?
Sizce Tuanaya ne olacak?
Çağan ne diyecek? Ne düşünecek?
Hepsi diğer bölümlerde...
Diğer bölüm 16 oy 7 yorumda