Tuanadan:
Merdivenlerden çıkmıştım ve bakınmaya başlamıştım. Ama en iyisi bir üst kata da bakayım. Üst kata yavaş adımlarla ilerledim. Zaten sadece üç kat vardı, o yüzden bence bir orasını da görmeliyim. Sonunda varmıştım ve beni bir kapı karşıladı. Merakımdan yenik düşemeyip baktım. Kocaman bir teras vardı ve öğrenciler de burda konuşuyodular. Kapıyı kapattım ve arkamı döndüğümde iki kapı daha vardı. Koridor büyüktü, haliyle 2 tane daha oda vardı. İlk kapıyı açtığımda bir sürü kutu dolu bir odaydı. Tüm hijyen ürünleri sanırım burdaydı. İkinci kapıya baktığımda üstünde büyük harflerle "ÇEA" yazıyodu. Neydi ki "ÇEA"? Aman heralde özel oda falan, en iyisi sınıfımı bulmaktı. Zaten sadece 15 dakika kalmıştı, umarım bulabilirim. 1 kat aşağı indim ve bir bölüm vardı bütün kızlar neredeyse ordaydı. İçlerine hafif baktığımda hafif saçları kıvırcık, kravatı açık, serseri bakışlı bir çocuk vardı. Ay cidden buna mı aşık olmuşlar, yoksa okulun popüler çocuğu falan mı? Gülerek yanlarından uzaklaştım. Çok uzun sürmeden sınıfımı bulabilmiştim. Tam içeri giricektim ki bana çarparak içeri 3 kişi girdi. Terbiyesizin öz evlatları resmen! Hemen içeri girdim ve etrafa bakınmaya başladım. Sınıfta akıllı tahta ve iki kişilik sıralar vardı. Herkes bana bakmaya başladı. İçlerinde o serseri tipli çocuk da vardı. Bana doğru yaklaştı.Çağan: " Hayırdır sınıfını falan mı karıştırdın?! " üzerine yürüdüm.
Tuana: "13 B burası değil mi? " diyerek cevap verdim. Ne değişik çocuk ya bu?!
Çağan: " Sanki senin sınıfın da ciddi ciddi soruyosun, hadi ikile " kolundan tuttum ve dışarı ittirdim.
Tuana: " Sen kimsin olm beni sınıfımdan kovuyorsun, bak seni..." lafımı bitirmeme izin vermeden o konuşmaya başladı.
Çağan: "Ooo tehtit var bakıyorum, ama bu bende yaramaz bunu bir kenara yaz bence lazım olur! " kızın kolunu sıktım.
Tam bana bunları derken yanımıza iki kız geldi.
Leya: "Aaa abi napıyosun ya kıza?! " abim bana ters ters bakmaya başladı ve kıza döndüm. "İyi misin sen? " endişelenmiştim.
Tuana: "Ben...iyiyim " O çocuk halâ bana sert sert bakıyodu.
Alisa: "Çağan ilk günden yok artık cidden! Hemen kaos arıyosun! "
Çağan: "Siz karışmayın bana! "
Tam bu sırada zil çaldı ve annem karşımızda belirdi.
Afra: "Aaa çocuklar siz daha burda mısınız? Hadi çabuk içeri girin. " Onları kapıya doğru yönlendirdim ve Tuanaya baktım. "Bulmuşsun bakıyorum sınıfını, hadi gel içeri girelim de tanış bütün sınıfla.
Tuana: " Tamam hocam. " içeri girdik ve herkes ayağa kalktı, aynı şekilde herkes bana bakıyodu.
Afra: "Günaydın! Oturabilirsiniz! Bugün aramızda bir kişi daha var. Hadi kendini tanıt"
Tuana: "Ben Tuana Naz Tiryaki. 19 yaşındayım. Kendim için diyeceklerim bunlar"
Afra: " Tamam şimdi sen nereye otursan..heh buldum benim oğlumun yanı boş oraya otur. İsmi de Çağan tanışırsınız zaten"
Tuana: "Çağan kim? "
Çağan: Ayağa kalktım "Çağan ben. Memnun oldum"
Memnun olmadım Çağan!
Ona baka kaldım çünki genelde bırak erkeklerin yanına oturmayı, konuşmuyodum bile. Bana pis pis sırıtıyodu . Ne kadar da istemesem onun yanına geçmiştim.
Çağan: "Hoş..... Gelmedin" sadece onun duyabileceği bir seste söyledim ve ellerimi göğüsüme birleştirip arkama yaslandım. Annem dersi anlatıyodu.
Tuana: "Sen hep böyle misin ya? " Bana baktı ve cevap vermeden önüme döndü. Defterimi çıkarıp dersi not almaya başladım. Birden baktığımda eteğim yukarı çıkmıştı. Bundan nefret ettim ve eteğimi düzeltmeye başladım.
Çağan: Bacaklarını inceliyodum ve o bunu fark edip çantasından hırkasını çıkarıp bacaklarının üstüne serdi. Dişlerimi sıktım ve ona bakmaya devam ettim. İlk gelişinde zaten beni sinir etmişti. "Ay korktuğunu bu kadar belli etme ya? " alaycı bir ses tonuyla söyledim.
Tuana: "Kes sesini! " hocayı dinliyodum ama bana baktığını çok rahat anlayabiliyorum.
Çağan: "Çok zırlaksın! " elimi bacağına koydum ve gezdirmeye başladım.
Elini bacağımda gezdirmeye başlayınca huylanmaya başladım. Bana dokunulmasından nefret ediyodum o yüzden tırnaklarımı eline batırdım ama tepki vermedi. Sandalyesini bana doğru hafif yaklaştırdı ve elini gezdirmeye devam etti. En sonunda ayağına serçe bastım ve acıdan ayağını tuttu. Ondan sonra da eklemesi bir yerimi.
***
Son derse gelmiştik o ise boş dersti, o yüzden biraz okulu gezmeyi tercih ettim. Gerçekten çok büyük bir okuldu. Kantinden herkes bişey yiyodu ama ben yiyemiyodum. Neden? Çünki para sıkıntısı çekiyodum. Suyunu çıkardım ve bir yudum aldım. Halâ aklımda o oda vardı. Ben bunları düşünürken yanıma sabah tanıştığım kız, yani Afra hocanın kızı ve kızının arkadaşı geldi.
Alisa: "Hop burdayız! " Tuanaya arkadan omuzuna sarıldık.
Leya: "Nasıl beyendim mi okulu? "
Tuana: "Evet çok güzel. Abinle pek takılmıyo gibisiniz bakıyorum da? "
Leya: "Yani evet genelde takılmıyoruz, o Deniz ve Yağızla falan takılıyo. "
Tuana: "Anlıyorum.. E siz isterseniz gezinin ben sizi çok tutmiyim. "
Alisa: "Tamam o zaman tatlım bi şey olursa ararsın numaralarımızı verdik sana zaten" Başını salladı ve Leyayla kantine gittik.
Aklıma yine o yer geldi ve üst kata çıktım. Bakınırken birden belimde bir el hissettim ve o gizemli kapıdan içeri alındım. Arkamı döndüğümde tabikide o serseri vardı. Baya büyük bir odaydı ve yalnızca sadece ikimizdik. Kapıyı açmaya çalıştım ama kapıyı kilitleyip anahtarı cebine attı. Beni duvara yasladı ve bir elini duvara koydu. Ondan bakışlarımı kaçırıyodum. Noluyodu bana? Hemen kolunun altından kaçtım ve koltuğun olduğu yere gittim. Ama o bu sefer pis pis sırıtmaya başladı ve üzerime yürüdü. Arkama bakmadan ilerledim ve ayağım takıldığı için kendini koltukta buldum.
Çağan: "Ve küçük ceylan düşer" gülmeye başladım.
O bana bu lafları söylerken ben ise kalkmaya çalılıyodum.
Çağan: "Ay sen kalkmak mı istiyosun dur sana yardım edeyim! " Alaycı bir ses tonuyla söyledim.
Boynumdaki ailemden son kalan emaneti, yani kolyemi kopardı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyodum. Ki bir an gözlerim doldu. Daha ilk günden ya ilk günden! Orospu çocuğu! Kalktım ve kolyemin parçalarını topladım o ise bana kahkahalar atıyodu. İçim parçalanıyodu ama yapacak bir şey yoktu. Toplarken ayağa kalktım ve yüzüne baktım. Tam o sırada "oyun daha yeni başlıyo" diye kulağıma fısıldadı ve kapıyı açtı. Hiç düşünmeden hemen dışarı çıktım ve çantamı almak için sınıfa doğru ilerledim. Niye böyle yaptı şimdi?Ama sabah karşılaştığım kız bana söylemişti, hatta spoiler vermiş gibiydi. Son ders de bitmişti o yüzden çantamı alıp hemen işe gidicektim. Saatlik çalışıyodum ve bir saatine sadece 15 lira veriliyordu. Şuan saat 15:12 eğer oraya 15 dakika sonra gidersem işe başlayana kadar 15:30 olur. Zaten kafe 22:00 kadar açık. 20:00 den sonraya kalırsam da mesai diye sayılıyo ve iki katı ödeniyo. Bir saat da öyle kalsam yine biraz kurtarıyo gibiyim ama şimdi her şeyin fiyatı uçtu ya... Aklıma geldikçe sinirim bozuluyo. Çantamı alıp merdivenlerden inmeye başladım, Çağan ise bana yukardan bakıyodu. Hemen okuldan çıkıp işe, yani kafeye doğru yol aldım.
Kestik!
Bölüm nasıldı?
Tuana işten ne kadar para kazanacak?
Çağan Tuanayı takip mi edecek?
Çağan zorbalıklarına ve tecavüzlerine devam edecek mi?
Hepsi diğer bölümde...
Tamı tamına 1076 tane kelime yazmışım bu bölüm. Bunun için 1 saatimi ayırdım, hatta daha fazla.
Eğer daha çok böyle bölümlerin gelmesini istiyosanız oy verin ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Şimdiden çok teşekkür ederim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okuldaki takıntım
Romansİlk okul gününden tehdit mi? Görücez "Okuldaki Takıntım" ismindeki ilk ve tek orjinal kitaptır.