Çağandan:
Arabayla olabildiğince hızlı sürdüm. Tuana artık gözlerini kapatmış ağzından yavaş yavaş nefes alıyodu. İnşAllah çabuk toparlar. Hemen hastane önüne geldim ve bir hışımla arabadan indim. Kapıyı açtım ve Tuanayı içinden çıkarıp kucağıma aldım. Hızla acile gittim.Çağan: "DOKTOR! DOKTOR YOK MU? DOKTOR! "
Hızla yanıma hemşireler ve doktorlar koştu.
Doktor: "Çağan bey ne oluyo durum nedir?"
Hemen bir sedye getirdiler ve ona koyduk.
Çağan: "Ateşi çok yüksek! Zor nefes alıp veriyo. Lütfen bişey yapın,çabuk olun! "
Doktor: "Tamam merak etmeyin, elimizden gelen her şeyi yapıcaz! " hızla sedyede acile doğru taşımaya başladık.
Gözleri tamamen kapalıydı. Daha dün akşam bişey yoktu. Niye böyle olmuştu şimdi? Üşütmedi de. Üşütürse bile bu kadar kötü olmazdı. Herşey benim yüzümden, HERŞEY! İçeriye girdiler ve arkalarından kapı kapandı. Girmek istedim ama giremedim çünkü özel açılıyodu. Koltuğa oturup kafamı tuttum ve olanları düşünmeye başladım. Tam o sırada telefonum çaldı. Arayan: Leya🤍
Hemen açtım.Leya: 📞 " Abi nerdesiniz? Tuana nasıl iyi mi? Bir şeyi yok değil mi? "
Derin bir nefes verdim.
Çağan: 📞 "Hastanedeyiz Leya. Eve gitmedik. En son çok kötüydü. Az önce acile aldılar. Ateşi çok yüksek. Siz bizi merak etmeyin. "
Leya: 📞 "Peki abi. Bizde birazdan yola çıkıyoruz eve gelicez. Ama ben sizin yanınıza gelicem"
Çağan: 📞 "Hayır bizim yanımıza gelmiyosun Leya. Güzelce evde dinleneceksin. Hafize abla ile evde kalıcaksın. "
Leya: 📞 "Ama abi- "
Çağan: 📞" Aması maması yok Leya! Kalıcaksın. Neyse benim şimdi kapatmam lazım, görüşürüz! "
Arama sonlandırılmıştır.
Gelmesini istemiyodum çünkü gelirse stresten bayılabilirdi. Leya çok stresli bir kızdır. Bu riski de göze alamazdım. Bende öyle boş boş oturmaya devam ettim.
Saatler geçmişti. Ne gelen vardı, ne giden. Hemşireler arada sırada çıkıyodu ama onların da ağzından laf alamıyodum. Deliricem ya, içerde ne oluyo haberim yok! Birden hızla birisinin "abi" demesini duydum.
Leyaydı.
Koşa koşa geliyodu. Yağız, Alisa ve Deniz de yanındaydı. Hemen ayağa kalktım.
Leya: "Abi Tuana nasıl? İyi de nolur, iyi de. "
Çağan: "Bilmiyorum. Allah kahretsin ki bilmiyorum! Hemşireler arada sırada çıkıyodu, ama onlar da bişey demiyo. Ya daha neden böyle olduğunu bile bilmiyorum! "
Deniz: "Tamam olm sakın ol geçicek "
Çağan: "NASIL SAKIN OLAYIM?! "
Yağız: "Çağan kardeşim otur şuraya. Yeterince sinirlisin zaten. "
Yerime oturdum. Alisa ve Yağız da Leyayı oturttu. Bu Yağız niye hep Leyanın yanında bitiyo? Ne ara bu kadar yakınlaştılar? Bir şey var da benim mi haberim yok?! Neyse soruştururum ben. Birden bir hemşire çıktı ve hemen Leya ve ben onun yanına gittik.
Leya: "Hemşire hanım, arkadaşımız, arkadaşımız Tuana nasıl? "
Hemşire3: "Ben size bişey söyleyemem. Doktor hanım çıkınca o söyleyecektir. Biraz bekleyin çıkacak zaten. "
Alisa: "Ya en azından iyi mi, kötü mü onu söyleyin. "
Hemşire3: "Biraz sabredin. Doktor hanın her şeyi söylicek zaten. "
OFFFF! Özel hastane diye buraya getirdik, tepemize çıktılar!
Yağız: "Ne gıcık insanlar var ya! "
Deniz: "Dimi dimi söylese ölcek sanki. "
5 dakika sonra doktor da hemen çıktı. Yüzü gülüyodu. Hadi bakalım inşAllah güzel haberler alırız.
Çağan: "Doktor hanım Tuana nasıl? "
Doktor1: "Merak etmeyin. Kendisi sadece küçük bir havale geçirmiş (havale=çok ateşten dolayı bir baygınlık) korkulacak bir şey yok. Şimdi ateşini indirdik. Kendisini No:114 odaya aldık. Serum bitince gidebilirsiniz. Sadece evde dinlenmesi gerekecek birkaç gün. Geçmiş olsun! "
Rahatladım. Gerçekten sanki üstünden bir ton yük kalkmış gibi hissediyorum. Yine görebilcem o güzel yüzünü.
Leya: "Çok teşekkür ederiz doktor hanım. Abi hadi gel bakalım. "
Kafamla onayladım ve No:114 odayı aramaya başladık. Sora sora bulduk.
Sanki çıkmaz sokaklarda bakkal arıyosunuz.
Sen susmamış mıydın ya? Neyse şimdi hiç sırası değil iç ses. Hemen odaya geldik ve yavaşça kapıyı açarak içeri girdik. Uyanıktı ve etrafa bakıyodu.
Leya: "Tuana iyi misin? "
Tuana: "Siz mi geldiniz? Merak etmeyin ben iyiyim, sadece kendimi halsiz hissediyorum."
Alisa, Yağız, Deniz: "Geçmiş olsun! "
Çağan: "Geçmiş olsun Tuana. Emin misin iyi olduğuna bak istersen daha burda kalabiliriz birkaç gün. "
Tuana: "Teşekkürler. Yok gerçekten iyiyim ben. Biraz dinlensem iyi olucak sadece. "
Çağan: "Dur ben sana yemek alıyim sen dün akşam da, bu sabah da hiç yemek yemedin."
Alisa: "Ne?! Cidden yemedin mi? Niye yapıyosun Tuana bunu kendine? "
Tuana: "Abartmayın alt tarafı iki öğün yemedim. "
Çağan: "Sana hemen yemek alıp gelicem bekleyin beni burda "
Hızlı adımlarla çıktım. Pizza alıcaktım. Evet, belki çok mantıklı olmicaktı pizza almak ama amacım ona beğendirmekti. Ben de böyle biriyim. Hemen gidip sıcak çıkmış pizzadan 5 dilim aldım. Bence çok acıkmıştı. Hemen hastaneye geri döndüm ve odaya çıktım.
Çağan: "Hadi siz dışarı çıkın hatta siz evlerinize gidin biz Tuananın serumu bitince gelcez. "
Leya: "Tamam abi. Israr etmicem. Bi taksi bulup eve giderim ben"
Yağız: "Gerek yok ben seni eve bırakırım"
Ulan Yağız. Dua et ki arkadaşımsın. Yoksa bir yumrukta hallederdim seni.
Çağan: "Anında eve bırakıcaksın ama. Bak Hafize ablayı arar sorarım"
Leya: "Aşk olsun abi! Neyse Tuanama güzel bak enerjili gelsin eve "
Öyle yada böyle gittiler. Kaldık baş başa...
Kestik!
Bölüm nasıldı?
Sizce Çağan Tuana ya Leyayla ilgili sorular sorucak mı?
Sevgili olduklarını öğrenecekler mi?
Tuana nasıl olacak?
Hepsi diğer bölümde...
Diğer bölüm 17-22 oyda geliyooo...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okuldaki takıntım
Romanceİlk okul gününden tehdit mi? Görücez "Okuldaki Takıntım" ismindeki ilk ve tek orjinal kitaptır.