Herkese merhaba nasılsınız?
Umarım iyisinizdir.
Geçen bölümden sonras her kes bir anda Efese düşman kesildi,ama ben Efese de üzülüyorum.
Umarım bu bölümü beğenirsiniz💕Barlas'tan
Kapının önünde durduğum an buraya en son gelişimiz aklıma geldi,Daha 1 ay bile olmamıştı.Efesle içeride çift dövmesi yaptırdığımız da içimi dolduran huzur,mutluluk daha dün gibi tazeydi.
Oysa şimdi, gözlerimin altı ne kadar saklamak istesemde ağlamaktan şişmiş,
uykusuzluktan torba olmuştu.Durmadan ağlamak içimi dökmek istiyordum.
O günden Efes'in o kadını öptüğü günden beri haftalar geçmişti.Tüm görüş günlerinde o kadın gelmiş,tüm çarşı izinlerinde onunla gezmişti.Onunla iskeleye bile gitmişti...
Onu görmemeye,umutsamamaya,unutmaya çalışmıştım.Ama nasıl yapardım ki.Nasıl unuturdum onun yanındaki mutluluğumu,
huzurumu,sevincimi?
İçeri girmeliydim,sildirmeliydim bu kahrolası dövmeyi.Her baktığımda aklıma
o gelirken bu dövmeyle daha ne kadar kala bilirdim?Ama neden,neden bir adım daha atamıyordum,neden bu dövmeye kıyamıyordum?
Sadece kahrolası bir aptaldım...O an içeriden çıkan Ömerle birleşti gözlerim.
İlk beni gördüğüne şaşırmış gibiydi ama hemen sonra kendini toparladı."Merhaba,neden buradasınız?"diye sordu düz bir şekilde.O an arkasından başka bir adamda çıktı, gözleri bana değdiginde Ömer'in hemen arkasına geceker"Gidelim mi bebeğim?"diye sordu.Adamın kısa sarı saçları sert yüz hatları vardı.Omer denen adamdan daha büyük neredeyse benim boylarda ve yapılı biriydi.
"Gideriz de..."diyerek beni gösterdi.
"Ah ben geçen sefer yaptiginiz dövmeyi..."
yutkundum, kalbim sıkıştı"sile bilir misiniz diye soracaktım"dediğimde kaşları kalktı.
"Hatırladığım kadarıyla çift dövmesiydi?"
dediğinde yorgunca başımı salladım.Dostane bir tavırla"İstersen içeri geçelim" dediğinde başımla onayladım.
Önce o sonra sevgilisi içeri geçtiklerinde peşlerinden içeri doğru adımladım.
Koltuklardan birine çöktüğümde"kavga mı ettiniz?"diye sordu.Güldüm o an keşke sadece küçük bir kavga olsa diye geçti içimden"sadece vaz geçti benden."dediğimde güldü.
"çok aşık duruyordunuz"güldüm"demek ki değilmişiz"kalbim acıdı keşke öyle olsaydık.
"Belli ki içini dökmen gerekiyor anlat bakalım, neler oldu?"dediğinde sanki bu anı bekliyor gibi gözlerim dolup yeniden yanaklarımı ıslatmaya başladı.
Kendime hakim olamadan her şeyi anlattığım da bile sakinleşememistim.
"Onu seviyordum,ama o beni sevmedi..."
Dediğimde Ömer oturduğu yerden kalkıp yanıma yanaştı elleriyle sırtımı sıvazladı.
"Eger istersen silerim dövmeni"Başımı salladım,o benden aldığı cevapla eşyalarını hazırlarken,yeniden gözlerim dolmuş,ağlamaya başlamıştım.
O an karşımdaki dakikalardir ağzını açmayan adam"Yapma!"dedi.İlk Ömer'e seslendigini düşündüm ama benimleydi.
"Eğer buna hala hazır değilsen yapma!"
"Ama görmesi gerek,ondan vaz geçtigimi görmesi gerek."dediğimde güldü."Vaz geçtin mi gerçekten?"sorduğu şey duraklamama neden olduğunda,"şimdilik sadece üzerini ört.Fonfoten olur mesela."
Dediğinde gözlerim dövmeye kaydı."Fondoten?"dediğimde güldü,"git bir yerden bul"dediğinde"hayır...silsem daha iyi olur"
dedim.Ömer başını salladı,ama elimdekini dövmeme yaklaştırdığında gözlerim doldu.
Ömer yüzüme baktığında elindeki aleti sertçe yana bıraktı.
Sorar gözlerle ona baktığımda"Silmiycem!"
dedi"hem Ağlayıp zırlıyosun,hem de sil diyorsun""Ne yapmamı bekliyorsunuz,size de anlattım
olanları.Ne yapayım ha?Bu dövmeye her baktığımda acı mı çekeyim?"Önümdeki adam"Sadece emin ol,ve sonra ne istersen onu yap."
Elimdeki dövmenin üzerine avcumu bastırdı ğımda"Neden konu o olduğunda bu kadar duygulan olmalıyım ki?"diye sordum.
Ömer arkadaşça bir gülümseme sundu bana.
"Çünki insanları en çok üzen en çok sevdiklerinden gelendir.Ve sen Barlas sen Efese aşıksın!"
Güldüm bu bilmediğim bir şey değildi.
"O zaman sanırım şu fondöten denen şeye ihtiyacım var."Efesden
O günün üzerinden haftalar geçmişti.O gün Sılaya yetişmiş bir şeyler hissetmek umuduyla öpmüştüm onu.
Ama hissettiğim tek şey her zamanki gibi suçluluk duygusuydu.
Şimdiyse şu siktigimin dosyalarını Barlas'a vermeye beni göndermişlerdi.
Barlas'ın odasına görmek için kapıyı çaldigimda içeriden ses gelmedi.
Şükrederek dosyaları bırakmak için içeri girdim.Oda boştu masaya yaklaşıp tam dosyayı masaya bırakıcakken bir ses duydum,onun sesini"Ne işin var burada asker?"dedi sadece.Bu soruyu tamamen düz bir şekilde söylemişti.
Dosya elimde arkamı döndüğümde benden bir kaç adım uzaktaydı.
"Dosyaları getirmiştim komutanım"dedim sadece.Ona doğru uzattığımda gözlerim
bileğine kaydı o an yutkunamadım.Sildirmişti birlikte yaptığımız dövmeyi,çift dövmemizi sildirmisti.
Dosyayı aldığında avcum bilegime gitti,
gözleri elimi takib etti.
Öylece bileğimdeki dövmeye baktı.
Bense burukça gülümseyerek yanından geçip gittim o an adım atmak o kadar zor gelmisti ki...Sarhoşken kendimizde olmadan
yaptırmıştık dövmeyi,ama silmek bu aklımın ucundan dahi geçmemişti.Tam kapıdan çıkıp gidecekken"zaten hataydı öyle değil mi?"diye mırıldandı.
Gözlerim doldu, söyleyecek hiç bir şeyim yoktu.Ben tam bir aptaldım ve şimdi bu yüzden onu kaybetmistim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerim bxb
RomanceTamamlandı Bir binbaşı en fazla ne kadar takıntılı ola bilir? Barlas binbaşı Efese ne kadar takık olabilirse...