Herkese merhaba nasılsınız bakalım.
Umarım iyisinizdir,bir kaç gündür bölüm atmıyorum ne yazacağımdan emin değildim ama bölüm gerçekten güzel oldu ilk yakınlaşmalarımızı yaşadık hihihi🫠
Hadi bakalım umarım beğenirsiniz🌈💕🌈Sabah uyandığımızdan beri tüm koğuş büyük bir heyecen içindeydi.Bu gün önemli bir gündü,Barlas ve Çakır komutanın arasında rekabet günü.
Askerler ormanda bir yarış hazırlamışlardı.
Takımlar iki renge ayrılmış ve ormanda alanlar verilmişti.Yol göstermek için ağaçlara takımlara uygun renkde kurdeleler bağlanmıştı.İlk diğer qurupun bayrağını alıp bitiş çizgisine hangi qurup getirirse kazanan o olacaktı.
Ve sabahtan beri Barlas ve Çakır bir birleriyle atışıyordu.
Barlas bu yarışı kazanmazsak ebemizi sikeceğini söylediğinden beri yarışın gerçekten önemli olduğunu anlamıştım.
Barlas rekabeti seven biri değildi ama belli ki bu yarış onun için çok önemliydi.Bu yüzden bizde kazanmak için elimizden geleni yapacaktık.
Tabi istediğim tek şey yarışın hemen bitmesiydi,ormanda gece kalmak beni ürkütüyordu.
__________________
Barlas hepimizi küçük çocuklar gibi ormanda sıralamış,bu oyunu kazanmamız gerektiği hakkında konuşup duruyordu.
En sonunda her kese görevlerini dağıtmaya başlamıştı."Fatih sen bayrağın yanında nöbet tut,
Cüneyt Anıl siz doğu bölgesi tarafı,
Emir Salih siz de güney bölgesini araştırıcaksınız.Geride kalanlar içinizden bir kişi benimle gelsin."dediği an boru sesini duyarak oyunun başladığını anladık.
Fatih bayrağın yanında bekleyeceğinden o kalmış diğer quruplar dağılarak ormana ilerlemişti.Barlas önden gittiğinde diğerlerine onunla gideceğimi söyleyerek hızla peşinden koştum.Bir süre öylece yürüdükten sonra Barlas arkasını yoklayıp önüne dönerek konuştu.
"Neden şaşırmadım acaba?"gülerek "hadi hadi sende benim gelmemi istemeseydin öyle biri benimle gelsin diye ortaya atmaz, isim söylerdin."
"Hı hı"diyerek alayla güldüğünde"Fazla naz aşık usandırırmış,Barlas bey."diyerek güldüm.Bir anda arkasını dönüp bana baktığında çatık kaşlarına ve sinirli yüzüne Bakarak yutkundum."Yani ben usanmam ama öyle boş boş konuşuyorum işte,sen beni boş ver."Diyerek olayı toparlamaya çalışıp önüne geçtim hemen.
Arkamdan bir şeyler mırıldansa da ne dediğini duymadım.
"Hadi peşimden gel"diyerek ormanda bir ağacın arkasına saptığında yolumu değişerek peşine düştüm."Sen de iyi alıştın peşime düş demeye"
diyerek şikayet ettiğimde "Sus Efes,sus!'
dedi sadece."Susmazsan nolur?ne yaparsın mesela?"
Bana doğru dönüp bir kaç adım attı.
"Ağzımı mı bantlarsın? Haftalardır peşindeyim pişman olduğum ortada,tamam hata yaptım ama telafi etmek için de elimden geleni yaptım.Sence de biraz insafsız davranmıyor musun?""Efes..."dedi derin bir nefes alarak hemen ardından"sus yoksa ben sustururum!"dedi.
Sinirle"Kendin sustur,susmak gibi bir fikrim yok!"dedim.Aynı an kolumdan tutarak ağaçların daha sık olduğu bir kısma doğru sürüklemeye başladı beni.
"Ne o döverek mi susturucaksın?yoksa çenemi mi kıracaksın?"diye sorduğumda durarak bir anda bedenimi ağacın gövdesine doğru savurdu.Aynı an sırtımda büyük bir acı hissederek kıvrandığımda Barlas üstüme doğru geldi.
"Bu senin seçimindi"diyerek dudaklarını dudaklarıma yapıştırdığında ne yaptığını, neler olduğunu algılayamadım.
Dilini aralık dudaklarımdan içeri soktuğunda gözlerini kapadı bir eli tişörtümün altına girip karnımı daha doğrusu kaşlarımı okşadığında bedenim kasıldı.
Elleri daha yukarı çıkarken yavaşça bedenimi okşuyordu.Elleri göğsüme geldiğinde parmakları göğüs uçlarımı sıkıp bıraktı.Bunu yaptığında kendimde olmadan inledigimde elleri biraz aşağı doğru kaydı,sanki kendini ileri gitmemek için zor tutuyor gibi ellerini dışarı çıkarıp ağzıma doğru inledi.
Son kez dudakları alt dudağımı sararak emdi,ve geriye doğru çekildi.Alnını alnıma doğru yaslayarak"Efes..."dedi ve duraksadı
"sana susman gerektigini söylemiştim."Beynim durmuş gibi geri çekildiğinde bile hareket edemedim.Ballas gülerek"Gördün mü sustun işte."diyerek etrafa baktı.
Aynı an boru çalarken Barlas gülerek "kazandık"diye bağırdı.Daha o an ayılarak çalan borunun kızmızı takımın borusu olduğunu fark ettim.
Kızmızı takım yani Barlasın takımının borusunun sesiyle Çakır'ın takımı mavi takımın borusu ses olarak çok farklıydı.
Bunu ormanda daha bayrak arayanların hem oyunun bittiğini anlaması hem de kazanan takımı bilmeleri için hazırlamışlardı.Barlas"Bu sefer her zamankinden erken bitti."diyerek güldü.
"Hadi peşimden gel bakalım Efes "
dediğinde inadına yaparcasına bastırarak söylemişti.Hala tam olarak kendime gelemedigim sakince peşinden gitmiştim.
Gözüm yolda gördüğüm ağaca bağlanmış kumaşa kaydığında iz bırakmak adına gülerek kumaşa yaklaşıp uç kısımlarını iç içe geçirerek fiyonk yaptım.
Arkama dönüp Barlas'ın peşine takılıcakken Barlas'ın ağaca yaslanıp beni izlediğini fark ederek yutkundum.
Gülerek arkasını dönüp ilerlemeye devam ettiğinde yeniden peşine düştüm.
Bir süre dolandıktan sonra yorularak durduğumda Barlas da durarak bir süre nefeslendik tam yürümeye devam edicekken ağaçtaki kurdeleye kaydı bakışlarım "Barlas"dedim yutkunarak.
"Bakıyorum sonunda dilin açıldı Efes"
dediğinde onu umursamadan"sanırım kaybolduk"dedim sadece.Gülerek"imkansız"dediğinde arkasındaki biraz önce fiyonk yaptığım kurdeleyi gösterdim.
"Siktir"dediğinde tüm umutlarım sönmüştü kaybolmuştuk.
Ayyyyyy Barlas'ım keşke biraz daha ileri gitseydin...
Umarım beğenmişsinizdir🌈💕🌈
Belki akşama başka bir bölüm daha atarım hadi bakalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerim bxb
RomanceTamamlandı Bir binbaşı en fazla ne kadar takıntılı ola bilir? Barlas binbaşı Efese ne kadar takık olabilirse...