Hihihi geri döndüm naber bakalım?
Benim hep bir planım vardır, şerefsizlik yaptığıma göre hikayeye kaldığımız yerden devam 💕🌈💕
Umarım beğenirsinizBir anda duyduğum silah sesiyle bağırarak kalktım yattığım yerden.
Nefes nefese gözlerimden akan yaşları silerken yorgunlukla nefes verdim,
beynimin bana oynadığı oyunlar günden güne beni daha fazla yoruyordu.Cüneyt'in sesini duydum kapının diğer tarafından,zorla gir dediğimde Cüneyt girdi odaya.
Aynı an başucumda duran saate baktım,
04:32 daha çok erkendi.Endişeli haline karşı rahatlatmak adına gülümsemeye çalıştım.
Gözleri yorgunluktan çökmüştü, aylardır benimle bayılmalarım, ayılmalarım kabuslarım hepsiyle ilgilenmeye çalışırken çökmüştü.
"Yine mi o siktiğimin kabusunu gördün?",
diye sorduğunda başımı salladım.O gün Barlas'ın odasından çıkmadan önce bayıldığım zaman gördüğüm kabusu aylardır her gece rüyamda görüyordum.
Ne kadar kendimi iyileştirmeye çalışsam bile olmuyordu.
Cüneyt yatakta yanıma yattığında koynuna uzandım kolları belimi sararken gözlerimi kapadım"Uyu ben buradayım"diye fısıldadı bu günlerde hep yaptığı gibi.
O olmasa bu yaşadıklarımı nasıl atlatırdım hiç bilmiyordum.
O günden sonra Cüneyt daha fazla orada kalmama izin vermemiş ve benide alarak dilekçeleri beklediğimiz süre boyunca kendi memleketi olan Ankara'ya getirmişti.
Burada bir ev tutmuş ve birlikte kalmaya başlamıştık.
Bunu nasıl hallettiklerini sorduğumda Cüneyt Barlas'ın hallettiğini söylemişti.
En azından bana bunu borçluydu.Hayatımı cehenneme çevirmiş, rüyalarımı kabuslara mahkum etmişti.
Artık ismini duymak bile beni deli ediyordu.
Her gece her sabah her an onunla tanıştığım güne lanet ediyordum.
Barlas bir kaç kez beni aradıktan sonra bunu yapmayı bırakmıştı, çünki açmayacağımı biliyordu.
Onun yerine bir kaç kez Cüneytle konuştuğunu görmüştüm.
Bunun üzerine Cüneytle kavga ettiğimde sadece beni rahatsız etmesini istemediği için kendinin onunla muhattap olduğunu yoksa bunu asla yapmayacağını söylemişti.
Bunun karşılığında bir şey söylememiş ve o benim hakkımda onunla konuşmaya devam etmişti.
Bense asker olmaya devam etmek hayalleriyle her gün dilekçeme cevap beklemeye başlamıştım.
Ama aylardır cevap gelmemişti.Bunları düşünerek kendimi daha çok üzmemek adına en çok sevdiğim şeyi düşünmeye başladım.
Abimi, Cüneyti onunla gelecekte ne kadar mutlu olacağımızı.Bunları düşünürken zorla daldım uykuya.
_______
Gözlerimi açtığımda yanımdaki boşlukla yüzümü buruşturdum.
Ayağa kalkarak doğruca banyoya ilerlerken kıyafetlerimi çıkararak duşa girdim.
Kısa bir duşun ardından kıyafetlerimi üzerime geçirip saçımı kurutma gereği duymadan mutfağa doğru ilerledim.Tam kapıda durduğumda duyduğum ses nefesimin kesilmesine neden olurken,
kafamda hissettiğim acıyla kapı kenarına tutunurken"Efes kötü!"diyen Cüneytle bakışlarım ona ve hemen sonra yemek yaptığından hoparlöre alarak tezgaha bıraktığı telefona kaydı."Ama iyi olacak, yavaş yavaş toparlıyor"
dediğinde Barlas'ın sesi bir kez daha doldurdu kulaklarımı"Ona iyi bak olur mu?"Cüneyt'in alaylı gülüşünü duydum
"Utanmıyor musun?"dediğinde Barlas'ın nefesini verdiği.
"Bak bu çocuk kendine bir hayat kurmak istiyor, yaptıkların yetmezmiş gibi şimdi de onun için endişeleniyor gibi davranma."
Barlas'ın"Onun için endişeleniyorum"
demesiyle derin bir nefes aldım."Bak dilekçeye cevap geldi, bırak..."
dediğinde istemsiz bir şekilde"Ne?"diye sordum.Cüneyt anında bana dönerken Barlas'ın "Efesmi o?"demesiyle Cüneyte doğru yürüdüm.
Barlas aynı an "Efes..."diye seslendiginde tezgahta durak telefondan aramayı kapattım sadece.
Cüneyt mahçup bir ifadeyle bana baktığında"Cevap geldi mi?"diye sordum.
"Evet,askeriyeye yollamışlar Barlas haber verdi."demesiyle ellerini yanağıma atması bir oldu"Sakalların uzamış"dediğinde gülümsemeye çalıştım"Benim doğru düzgün sakalım bile yok"dememle güldü.
"Sen abine inanmıyor musun? Uzamış dediysem uzanmıştır."diye sitem ettiğinde güldüm.
"Kahvaltıdan sonra hallederiz"diyerek kollarımı ona sardığımda"yepyeni bir başlangıç yapacağız seninle!"diyerek yanağımdan öptü"Umarım"diye bildim sadece.
______Kahvaltı ettikten sonra Cüneyt beni banyoya sokup traş ederken"Özür dilerim"
diye mırıldandım.Kaşları çatıldı"Ne özrü?"diye sorduğunda yutkundum.
"Şu halimize bak,kendi sakalımı traş dahi edemiyorum.Çocuk gibi kabuslar görüp seni uykundan uyandırıyorum."dediğimde bir eliyle saçlarımı okşarken"Hiç kimseye bir özür borçlu değilsin!"diyerek devam etti."Heleki abine hiç"güldüm.
Abim olsa anca bu kadar yakın olurdum.
Kan bağımız olmasa bile ben onun küçük kardeşiydim,ve o benim abim.Yüzümü son kez yıkayarak elindeki havluyla yüzümü sildikten hemen sonra saclarıma küçük bir öpücük bıraktı.
Gözlerim buraya ilk geldiğimizde ayna olan kısma kaydığında bir kaç ay önceki anıları hatırladım.
Uzun zaman aynaya bakmamış bakmaya cesaret ettiğimde ise sinir krizi geçirerek aynayı yumruklamıştım.
Buna karşılık önlem olarak Cüneyt evde kendi odası hariç tüm aynaları toplamıştı.
Bunları düşünürken bile gözlerim doluyordu.
"Cüneyt"diye mırıldandım.
Sakallarımı traş ettiğinden etrafı toplarken "Hı?"diye mırıldandı.
"Dilekçeyi almak için İzmir'e mi gideceksin?"
Başını sallayarak onayladı beni."Bende gelsem?"diye sorduğumda kaşları çatıldı"Olmaz"dedi hiç tereddüt edmeden.
"Ama"diye mırıldandığımda"Oraya gidersen ne hale gelirsin düşünüyor musun sen?"diye sordu sinirle.Derin bir nefes aldım"Sen yanımda olmadığında ne hale gelirim onu düşünüyor musun sen hiç."
Bakışlarını kaldırarak"Hemen gidip gelicem" diye mırıldandı.
"Lütfen"diyerek oturduğum sandalyeden beline sarıldığımda"Benimle askeriyeye giremezsin"dediğinde başımı sallayarak onayladım onu.
Gülerek bir kez daha öptü saçlarımdan.
Onsuz hayatımı düşünemiyordum,o benim her şeyimdi.
Hihihihi burdan devam
Umarım beğenmişsinizdir 🌈💕🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerim bxb
RomanceTamamlandı Bir binbaşı en fazla ne kadar takıntılı ola bilir? Barlas binbaşı Efese ne kadar takık olabilirse...