'Neler ağırdır sırtımızda, acılarımız ya da anılarımız mı ?'
-Pablo Neruda;
■□■□■
"On dördüncü bölüm-Akşam yemeği"
'Çok heyecanlıyım, Sarp!'
'Sesinden belli,' dedi Sarp gülerek.
'Bana 'bize şans ver' dediler. İnana biliyor musun ?'
'Tabii ki diyecekler kızım. Kim senin gibi birini kaçırır ki ?' diye yarı alaylı bir şekilde konuştu Sarp.
'Sesindeki alayı duymamış var sayıyorum.'
'Say Elis'ciğim.'
'Çok korkuyorum. Ya başaramazsam ? Ya onlarda beni sevmezse ?'
'Seni sevmemek mümkün mü be ? Beni bilirsin dürüst insan'ım. O yüzden lafıma güven.'
'Atma Ziya, din kardeşiyiz.' dedim alayla.
Sarp ve dürüstlük ?
'Kalbimi kırıyorsunuz hanımefendi,'
'Bizde böyle aslan parçası.'
'İçindeki bu Bağcılar kekosunu özgür bırakma, Elis.'
'Konu nereden nereye geldi. Sen en son bana yardım ediyordun.'
'Vallaha ben şimdiden namazımda niyazımdayım. Dua ediyorum. Yani sana önerim yaradana dua et kanka.'
'Bazen gerçekten neden seninle arkadaş olduğumu sorguluyorum. Şimdiye seni şutlamam gerekiyordu.'
'Gözyaşım pıt kalbim çıt. Hem aşkım sen beni asla şutlamazsın.'
'Kesin öyledir.'
'Sen git kendi derdini çek zırto!'
'Zırto ? Her gün kelime dağarcığımı daha da genişlendiriyorsun Sarp.' dedim gülerek.
Sözlerim onu da güldürmüştü.
'Eh, var öyle etkilerimiz.'
'Hadi hadi kapatıyorum. Git uyu.'
'Ayy şapşik ya nasıl da beni düşünüyorr.' dedi harfleri uzatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
General FictionTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...