'İnce düşünen insanların sık yaptığı hata, kişiliği küçük insanlara büyük anlamlar yüklemektir.'
-Aldous Huxley;
■□■□■
"Yirmi dördüncü bölüm-
Tanışma yemeği"Burnuma vurulan unla kıkırdadım.
"Devran!"
"Efendim güzelim ?"
"Şu kıza un vurmaya son ver."
"Neden hayatım ?" dedi babam kekin malzemelerini çıparken.
"Nimet, nimet. Çarpılacaksın." demesiyle ikimizde güldük.
"Siz bana mı gülüyorsunuz ?!"
Annem'in bize katil bebek çaki gibi bakmasıyla bir adım geriledim.
"Haşa. Ne hattimize ? Öyle bir şey yaptık mı Tilya ?" dedi babam.
"Hayır, yapmadık." diye onayladım.
"Ah, ah! Dokuz ay karnında taşı. O gelsin her firsatta babasını korusun." diye yakınan kadına baktım.
Kızgınlığının sahte olduğunu anlayabiliyordum.
"Hadi güzelim gelde yardım et bana."
Anında kocasının yanına giden kadınla dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Bana diyordu; fakat asıl kendisi kocacıydı.
Gülerek tahtanın üzerine bıraktığım çilekleri temizlemeye başladım.
"Ben ne yapacağım bunlarla ?" dedim bir köşede adeta cilveleşen ikiliye bakarak.
Yemek bahane cilveleşmek şahane!
"Kardeşimin psikolojisini bozmayın anne!" diyen Cihangirle güldüm.
"Devran şu oğluna bir şey de,"
"Tamam yavrum, diyeyim." diyerek annemin saçlarından öpmüş, ardından Cihangire dönmüştü.
"Lan dümbük ne sinirlendiriyorsun beni ?" demesiyle kendimi daha fazla tutamayarak kahkaha arttım.
Dümbük..
Onlarlayken emin olduğum bir diğer hususta buydu: dışarîya karşı çok sert gözükselerde özlerinde komik ve eğlenceli insanlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
General FictionTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...