'Ben aşk nedir bilmem,
Eski kafalıyım.Bir seni bilirim,
Bir de adın geçince sıkışan kalbimi'-Attila İlhan;
■□■□■
"Elli beşinci bölüm-Film gecesi"
"Buradayım," dedim saniyeler sonra.
Dağhan gram umursamıyor, saçlarımla oynuyordu. Ben ise bu zor şartlar altında durumu idare etmeye çalışıyordum.
"Yasmin seni çağırıyor, bir elbise gösterecekmiş."
"Tamam, sen git yanına ben geliyorum."
Beni onaylayamasıyla derin bir nefes aldım.
"Ben çıkacağım önce. Biraz geçtikten sonra çıkarsın."
Bir şey demedi. Beni izliyordu. Bakışları çok güzeldi. Çok derin ve anlamlı..
Gülümseyerek yüzüne yaklaştım. Dudaklarımı yanağına bastırdım.
"Çok tatlısın."
"Bunu diyen ilk insansın," dediğinde istemsizce güldüm.
"Oyalama beni, biraz daha gecikirsem anlayacaklar."
"Siktir etsene." dedi yüzüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırırken.
"Olmaz." diyerek büyük bedenini ittirdim.
Normalde olsa yerinden bir milim bile oynatamazdım. Ama o daha fazla üstelemeyerek geri çekilmişti.
Dediğim gibi yaparak kabinden çıkmıştık. Yasminin yanına gelerek gösterdiği elbiseyi incelemeye başladım.
Fakat aklım tek bir şeyle oyalanıyordu.
Sevgili olmadığımızı iddia ediyordum.
Gereksizdi.
Sevgili gibiydik. Gibisi fazlaydı! Toprak gelmese muhtemelen orada öpüşecektik..
Kalbimin yine hızlanmasıyla tüm benliğimi onun rüzgarına kaptırmıştım.
"Güzel, alabilirsin." diyerek onayladım.
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
General FictionTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...