'Belki de insanlardan uzak olduğu için bu kadar güzel gökyüzü'
-Küçük Prens;
■□■□■
"Elli ikinci bölüm-Birlikte"
"Dağhan!" dedim pamuk şeker gören bir çocuğun heyecanıyla.
Anında bana döndü bakışları.
"Ne istiyorsun ?" dedi çarpık bir gülüşle.
"Dondurma yiyelim mi ?" derken heyecanım sesime yansımıştı.
Ben Dior'un makyaj ürünlerine, Hermes'in çantalarına, Louis Vuitton markasına ait ürünlere bile burun kıvıran bir kadındım. Fakat şuan onunla birlikte dondurma yeme fikri, kalbimi mest etmişti.
"Yiyelim, ne istersen onu yapalım Tilya." derken ikimizde yan yanaydık. Cadde de yürüyorduk.
Güzel bir kahvaltının ardından yürüyüşe çıkmıştık. Yürürken kollarımız birbirine temas ediyordu.
Biraz yürüdükten sonra bir dondurmacı bulmuştuk. Sadece külah dondurmaları vardı. İkimizde seçimimizi süt üzerinde değerlendirmiştik.
"Afiyet olsun," diyen adama teşekkür ettikten sonra yürümeye devam ettik.
{Görsel temsilidir}
Dağhan dikkatli bir şekilde dondurmasını yiyordu. Kendisi yalamıyor, ısırıyordu. Nedense yanında yalamaya utanmış, bende ısırarak yemeyi tercih etmiştim.
Kafama meteor falan mı düşmüştü, anlamıyorum ki. Utanç kelimesiyle asla yan yana gelemeyecek bir ikiliydik.
"Şu haline inanamıyorum." dedim gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
Narrativa generaleTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...