'Anlamadığı şey şuydu ki; karadayken bile denizlerde boğuluyormuş gibiydi.'
-Gary Small;
(Bir psikiyatristin gizli defteri)"Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfen 🦋"
■□■□■
"Yirmi beşinci bölüm-Piknik"
Kapının çalmasıyla Sara hanım, yani annem ayaklandı.
"Bende geleyim sizinle," diyerek onun peşine takıldım.
Onlara içimden bile anne baba demeye alışamıyordum. Deyince kendimi bir garip hissediyordum.
O kapıyı açınca görüş açıma Sarp girdi.
Siyah kısa kollu ve siyah pantolon giyinmişti. Elinde gördüğüm çiçek ve çikolatayla güldüm.
"Gerçekten çiçek çikolata mı aldın ?"
Sarp bana öldürücü bakışlar atıyordu.
"Bunlar size." diyerek elindeki çiçekleri anneme uzattı.
Annem gördüğü buketle adeta havalara uçmuştu.
"Ne gerek vardı evladım. Niye zahmet ettin ?"
"Estağfurullah efendim, ne zahmeti."
"Kapıda kaldın oğlum,buyur geç içeri."
Oğlum kelimesiyle Sarp sarsılmıştı. Belli etmemeye çalışarak içeri girdi. Becermişti. Sara hanım hiç bir şey farmetmemişti.
"Arda Turan, dağılmış." dedim gerginliğini ima ederek.
Kısık çıkan sesimi sadece o duymuştu. Bana ters bakışlar atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
General FictionTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...