'Genelde yaşadığımız acıların altında, en sevdiğimiz insanların imzası vardır.'
-Paul Auster;
■□■□■
"Yirmi üçüncü bölüm-Ailecek"
"Anne!" diye bağırarak merdivenleri inen Cihangirle bakışlar üzerine toplandı.
"Ne bağırıyorsun dört numara ?" diyen Devran'la göz devirdi Cihangir.
"Annem nerede ?"
"Geldim, geldim." diyerek salona girdi Sara.
"Ne oldu çocuğum ?"
"Tilya gelecek,"
"Ne ? Gerçekten mi ?" dedi şaşkınlıkla.
"Ben dün olanlardan sonra gelmez diyordum.." dedi kısık bir sesle.
Barın'ın söyledikleri herkesi şoka uğratmıştı. Babası tarafından tokat yemiş, Aziz ağabeyi tarafından resmen evden sürülmüştü.
Aziz, net bir şekilde ağırlığını ortaya koymuş ve Barın'ı bir süreliğine bir nevi kovmuştu.
"Tilya olgun bir kadın. Bazıları gibi yapmadığınız bir şey için sizi suçlayacak, önyargıyla yaklaşacak biri değil." diyerek kardeşlerine laf attı Cihangir.
"Dün gece neredeydin ağabey ?" dedi Alpay ona sokulan lafı görmezden gelerek.
"Tilya'ylaydım, Alpay. Bildiğin şeyleri neden soruyorsun ?"
"Onca saat onunla ne yaptınız ?"
"Bu seni hiç alakadar etmez." diyerek salondaki tekli koltuğa oturdu.
"Ama sana anlata bilirim anneciğim." diyerek göz kırptı.
"İyi ki yapmışım dediğim eserlerdensin, Cihangir. Anlat yavrum." diyerek üzerindeki önlükten kurtulmuş ve koltuğa kurulmuştu Sara.
"Meydanda önce güzel bir yürüyüş yaptık. Pamuk şeker, elma şekeri gibi şeyler alıp birlikte yedik. Sonra parka gittik. Birlikte bisiklet yarışı yaptık. Çok eğlenceliydi! Ve ben kazandım!"
"Ardından Behçet amcanın mekanına geçtik. Adanaları, iskenderleri gömdükten sonra onu otele bıraktım."
"Sana bu kadar bağlanmasının bir sebebi olmalı. Seni kullanıyor olmasın ?" diyen kişi tabii ki Alpay'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
General FictionTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...