'Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı, bu sesi duyanlar gülüyorum sanırdı.'
-Sabahattin Ali;
"Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🦋"
■□■□■
"On sekizinci bölüm-Ortak düşman mı ?"
"Konu..."
"Konuya geçmeden önce size bir soru sormam gerek,"
"Bir düşmanınız var mı ?"
"Deniz de kum bizde düşman," dedi Barın.
Ona bakmadım. Dedikleriyle ilgilenmedim. Bakışlarım ondan başka herkesteydi.
O bana önyargılı davranıyordu. Hayır, bu önyargı değildi. Barın basbaya benden nefret ediyordu. Bense onu görmezden geliyordum.
"Son zamanlarda ortaya çıkan veya kan davalı olduğunuz birileri ?"
"Bu neyin sorgusu ?" diyen Alpay'la konuştum.
"Az sonra anlarsın."
"Tilya,bizi telaşlandırıyorsun. Bir şey mi oldu ? Biri bir şey mi yaptı ?"
"Hayır, Devran bey. Biri bir şey yapmadı, henüz."
"Henüz ?" demişti Toprak.
Sesini çok az duymuştum. Ve ilk kez benimle muhattap olmuştu.
Takıldığın kısma bak.
Çantamdaki notu çıkartarak konuştum, "Tehdit ediliyorum. Üstelik sizinle.."
Sözlerimle büyük bir sessizlik oluşmuştu.
Şaşkınlıktan konuşamadıklarını bildiğimden devam ettim sözlerime.
"Geçen sefer yemekte bir arama geldi, hatırlarsınız belki. Robotik bir ses her an her şey olabilir diyerek tehdit etti. Ardından bu sabah şirkete gelen çiçekte bu not vardı." dedim bir çırpıda.
Gayet normal bir şekilde söylediğim şeyler onlar tarafından pek normal karşılanmamıştı.
"Ne ?!"
İlk tepki Sara hanımdan gelmişti. Ardından Devran bey konuştu,"Ne demek tehdit ediliyorum ?! Kim böyle bir şeye cüret edebilir!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
Fiction généraleTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...