'İnan bana sevgilim, inan,
Evimde şenliksin,
Bahçemde bahar,'-Cahit Sıtkı Tarancı;
∆§∆
~26.10.2026~
"Altmış dokuzuncu bölüm- Düğün/Mutlu Sonsuz..."
"Evet!" dedim neşeli bir sesle.
Salonda büyük bir alkış tufanı oluşmuştu. Dudaklarım benden bağımsız bir şekilde gülüyordu. Kalbim adeta bir kuş gibi çırpınıyordu. Heyecan, tüm bedenimi etkisi altına almıştı.
"Siz Dağhan Şahkan, Tilya Asilzade Devran kızını eş olarak kabul ediyor musunuz ?"
Nefesimi tutmuştum. Gözlerim diğer herkes gibi Dağhanın üzerindeydi. Hayır deyip içi ben karışık herkesi dumura uğratması yok mu ?
"Evet!" dedi gür bir sesle.
Her defasında sesinden etkilenmem şaka mıydı ? Gerçi onu yıllar sonra ilk kez gördüğümde de sesini çok beğenmiştim.
Bir alkış tufanı daha kopmuştu.
"Belediye başkanının bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum."
Artık salondaki alkış seslerini duymaz olmuştum. Sanki bir an da bir arafa girdim. Çok garip hissediyordum. Şimdi biz evleniyorduk öyle mi ?
Geriye sadece imzaları atmak kalmıştı.Heyecandan elim ayağım titriyordu. Dağhan bunu farketmiş, masanın altındaki elimi sıkıca tutmuştu. Beni sanikleştirmek için bir şey söylemedi. Onun da en az benim kadar heyecanlı olduğunun fakat belli etmediğinin farkındaydım. Elimi masanın altından çıkarmış ve dudaklarını bastırmıştı. Ona resmen aşkla bakıyordum. Dağhan, bu hayatta ki en doğru kararımdı. İki yılı aşkın bir süredir birlikteydik. Ve bu süre de bir kez olsun kararımdan pişman olmamıştım. Onunla geçirdiğim her bir saniye benim için vazgeçilmez bir güzellikte olmuştu.
"Siz şahitlik ediyor musunuz ?"
"Evet!" dedi Sarp sırıtarak.
Benden daha mutlu olabilirdi. Öyle sevinçliydi ki. Bunun sebebini biliyordum. Ben mutluydum. Ve bu onu mutlu ediyordu.. Sarp, bana dostluğu, kardeşliği öğreten kişiydi..
"Evet!" dedi Alparslan. Sarp gibi enerjik ve neşeli değildi sesi. Gür ve sertti.
Alparslan Dağhan'ın yakın arkadaşıydı. İki yıl önce sözlendiğimiz günün sabahı tanışmıştık. Dağhan gibi bir adamın yakın arkadaşı olmasını ilk garipsesem de Alparslanı biraz tanıdıktan sonra durumu çözmüştüm. Dağhan gibiydi. Hatta daha beter. İki yıl boyunca gülümsediğine pek şahit olmamıştım. Daima kaşları çatık, yüz ifadesi sert olurdu. Sert mizacının esas sebebi mesleğiydi. Askerdi... Garip bir tanışma hikayeleri vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
Fiksi UmumTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...