1.Taç ♛ Halktan Biri

254K 14.3K 6.2K
                                    

İşte hayatın ben hala buradayım dediği günlerden birindeyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İşte hayatın ben hala buradayım dediği günlerden birindeyim. Gerçekten çok ilginç şeyler yaşıyorum.

Her şey dünkü dersimde yaptığım ani çıkış yüzünden oldu. Normal bir şekilde uyanıp kahvaltı yapmıştım. Hatta tost yapacak vaktim bile olmuştu. Her şey bundan belliydi zaten. Ben hiç tost yapacak kadar erken kalkmazdım. Ama olmuştu.

Kahvaltımı, tostumu ve reçelimi yedikten sonra, ki reçel çok güzeldi, havaya bakarak güzel bir elbise giydim. Daha doğrusu tulum. Açık kahve saçlarımı at kuyruğu yaptım, bazı yerlerinde sarı da vardı, sonra evden çıktım. Mahallede tanıdıklarıma selam vere vere otobüs durağına geldim.

Okula vardığımda Sevda ve Gaye ile buluştum. İlk dersimize birlikte gittik. Her şey bundan da belliydi. Amfide bir kargaşa, uğultu vardı. Biz uzaylı gören masum köylü gibi bir yere geçip oturduk. "Bu insanlar neden böyle?" dedim Sevda'ya. Bilmem der gibi baktı. Gaye hızla birinin yanına gidip sordu. İşte belli olan şeylerin sonuca bağlandığı an.

"Prens burada olacakmış. İlk dersi yani, inanmıyorum!"dedi Gaye. Sevda gözlerini büyütüp bakarken ben de iç çektim. Böyle giderse prens gidene kadar evden çıkmayacaktım. İnsanların ona ilah gibi bakması sinir bozucuydu. O bir insandı. Allah aşkına biri bunu söylesin! Ayrıca neden benim üniversitem, benim fakültem ve benim amfim? Ankara'da en az on tane üniversite, her üniversitede yüz bölüm ve sayısız amfi vardı. Allah beni sınıyor olmalıydı.

"Derse girmesek mi?"dedim ve ikisi de bana delirmişim gibi baktı. Onay vermediklerini anladığımda kaderime razı geldim. O sırada içeri iki koruma ile birlikte prens girdi. Pardon prens hazretleri(!)

Bazı kızlar çığlık atarken, ki bence salağın önde gideniydiler, bazıları şok olmuş gibi bakıyordu. Bense gözlerimi devirip başımı masaya koydum. Prens bizim iki sıra arkamıza oturdu. Yanına da korumaları. Ne kadar da bizden biri gibiydi!!

İşte herkesin değişeceğini tam o an anladım. Bizim her zaman bakımsız, salaş ve huysuz bildiğimiz hocamız Erkan Kürkçü, son derece şık bir takım elbise giymiş güzelce temizlenip gelmişti. Bu daha çok göz devirttirdi.

"İngiltere prensinin dersime girmesi onurdur."dedi hoca. Herkes vereceği cevap için prense döndü. Gaye ve Sevda da dahil. "Bu onur bana ait. Ülkenizi tanımaya çalışıyorum."dedi Charles.

Bir video anlatıyor olsaydım durduracak ya da yavaşlatacağım an o an olurdu. Öncelikle yüz şeklimi incelerdim. Sinir, katlanamazlık, hırçınlık... Sonra vücuduma bakardım. Prense dönen bir gövde, ateş saçan saçlar, öfkeli ve bozuk bir ağız. Gerçekten oscar alabilirdim.

"Ülkemizi o otelde kalarak ve beş koruma ile gezerek mi tanımaya çalışıyorsunuz?"dedim. Herkes bana baktı. Eh yani. İngiltere veliahtına bunu soran deliyi herkes merak ediyordu. Büyük ihtimalle hoca bile şaşkındı. Yüzünü görmek isterdim. Oysa tek gördüğüm prensin şaşkın ve keyifli halinin harmanlandığı yüzüydü.

21.Yüzyıl PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin