"Evet, onu da dök bakalım." dedi ağabeyim. Domates sosunu yavaşça dökerken dikkatli olmak için ağzımı açmıştım. Çok saçma bir hareketti ama daha dikkatli olmamı sağlıyordu. "Aferin kızıma." dedi ağabeyim ve tavuklu mantarlı harika soslu yemeğini karıştırdı. "O ne öyle abi? Köpek sever gibi?" dedim ve aklıma hızla Chatya geldi. Ona mama vermemiştim.Hızla alnıma vurup mamasını ve suyunu doldurdum. "Hadi oğlum. Chatya." dediğimde dilini sallaya sallaya geldi ve yemeye başladı. Bunu hep Charles yapardı. Unutmam normal değil mi? Karnım guruldayınca yeniden ağabeyime döndüm. "Midem isyan bayrağını çekti. Hadi ama!" dedim ve zombi gibi durdum.
Sonra aklıma gelen aydınlık fikir ile ağabeyimin yanıma gittim ve kolunu ısırdım. Vampir kız iş başında! "Ah!! Kızım kuduz mu oldun?" dedi ağabeyim kolunu okşayarak. Bunun üstüne Chatya havladı. "Ayrıca misafirimiz var." dediğinde kim olduğunu soramadan kapı çaldı.
Merakla kapıya ilerliyordum ki, ağabeyim beni durdurdu. "Sen yemeğe bak." dedi ve önlüğü çıkardı. Geleni anlamıştım böylece. "Hoş geldin." dedi ağabeyim. İçeri giren Gaye'ye pis pis gülüyordum. Şu kızı görmediğim kadar çok görüyorum bu ara. Yemeğin tadına bakınca çok güzel olduğunu gördüm. Ağabeyim diye demiyorum çok güzel yemek yapar öküz.
Çalan telefonum ile heyecan yapıp arayana baktım. İşte o. "Siz oturun ben geliyorum." dedim ve hızla odama koştum. Önce boğazımı birkaç kez temizledim. Ardından saçımı düzelttim ve telefonu açtım. "Charles." dedim çok hevesli olmayan ama istekli duran sesimle. O nasıl oluyorsa artık.
"Daisy. Yemek yedin mi?" dedi onun enfes sesi. Ah şu an kesin bornozu ile yatağına oturmuş yemek yiyordur. Başımı sallayarak aklımdakileri kovdum. "Birazdan yiyeceğiz. Abim ve Gaye ile. Sen yedin mi?" dedim. Arkadaş sevgili gibiydik. Ama değildik. Yeter.
"Şu an yiyorum." dediğinde bornoz fikri yeniden aklıma yapıştı. Ben ve hayal gücüm. Hayal gücüm çok...çok sapık. "Ne güzel." diye mırıldandım. Charles da sesli bir iç çekti. Nefesini dinlemek zorunda mıyım be adam. "Evime ne zaman gelebileceğim?"
Evime?! Evim? Hızla atan kalbime elimi koyup sakin olmaya çalıştım. Hadi ama bunu farkında olmadan söylüyor. Evet, bile bile evim demesi çok farklı olurdu. Sanırım. "Ee... ağabeyim iki gün sonra gidecek. Yani iki gün sonra." dedim ve aptal cevabım için alnıma birkaç kez vurdum. Bu alın benden neler çekiyordu be!
"Peki...yarın okuldan sonra buluşabilir miyiz? Bilirsin gezmek için." dedi prens. Her şeyi bu kadar basit teklif edebiliyordu. Bu beni rahatlatan bir huyuydu. Beynim cevap ver komutunu verince dudağımı ıslattım. "Olur. Yani evet belki sinemaya gidebiliriz."dedim ve içimden düşündüm. Prens ile mi? Gerçekçi ol.
"O zaman sen daha fazla aç kalma." dedi Charles. Güzel bir telefon kapatma yöntemi. "Evet iyi olur. Yani gerçekten çok açım. Abimin kolunu yiyecek kadar." dedim gülerek. O da buna nazik bir kahkaha attı ve sessizlik oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Yüzyıl Prensi
Humor#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğrenmenin yanı sıra birçok ülkede eğitim almıştır. Bu ülkelerden biri Türkiyedir. Prens Charles daha ön...