Burnumu çekerek televizyona odaklanmaya çalıştım. Bilgisayarda açtığım Kore dizisini televizyona bağlamış, izliyordum. Oh My Venüs romantik komedi olsa da, ağlamadan duramıyordum. Psikolojim bozulmuştu. Oysa So Ji Sub ne kadar da tatlıydı.Sevda tedirgin bir şekilde bana bakarak dudağını ısırdı. Burnumu peçeteye silerken çok ses çıktı. Güya güçlü olacaktım, havalı olacaktım. Nerede? Charles gideli neredeyse beş gün oldu ve hepsinde deli gibi ağladım. Acaba o da ağlıyor mudur?
İlk gün çok daha kötüydüm. Yatağımdan kalkmayıp tavanı izlemiştim. İkinci gün en azından yataktan kalkıp salonda yatmıştım. Üçüncü gün Sevda ve Gaye gelerek beni dışarı çıkarmak için uğraştı ama yine evde kalıp dizi izledik. Ve Şimdi beşinci gün yine dizi izliyoruz. Adamın gülüşü anlaşılamaz bir şekilde Charles'ı hatırlatıyor.
"Papatya bu sahnede neden ağlıyorsun?" dedi Gaye gözlerini bana dikerek. Bu diziyi ikinci izleyişimdi ve bu en güzel sahnelerinden biriydi ama ağlamam durmuyordu. "Bilmiyorum." dedim kollarımı iki yana açarak. Sevda yerinden kalktı ve bir dakika olmadan geri döndü.
Bana döndürdüğü ayna gözümü aldı. "Şu tipe bak! Yüzünün içine ettin kızım!" dediğinde önce ona sonra aynaya baktım. Gözlerim kıpkırmızıydı, göz torbalarım ise davul gibi şişmişti. Saçlarım ise... ah o konuya girmeyelim.
Yavaşça yanağıma dokundum. Sevda umutla bakıyordu ve Gaye heyecanlıydı. "En son buraya dokundu." dedim ve yeniden ağladım. Sevda aynayı geri çekerek alnına vurdu.
"Papatya, o senden ayrılmadı ki, geri dönecek! Abartmıyor musun?" dedi Gaye. Yengeye bak sen. İleride görümcen olunca gösteririm bak.
"Özlüyorum. Çok fazla. Sen nasıl dayanıyorsun Gaye? Görmeden, dokunmadan, kokusunu içine çekmeden?" dedim, resmen öküz gibi hönküren bir sesim vardı. Gaye şaşkınlıkla bana baktı.
"Ne?" dedi hemen. Hadi ama. Ona hafif vurdum. "Abim ile ilişkini görmemek için kör olmak gerek." dedim burnumu çekerek. Sonra yine peçeteye sümkürdüm.
"Gaye?! Gerçekten mi? O kıro ile mi?" dedi Sevda ilk kez duymuş gibi. Bakınız fark etmeyen kör. Bir tane de Sevda'ya vurdum. "O kıro değil!" dedi Gaye ağabeyimi savunarak. Sonra boğazını temizledi. "Aslında çok tatlı ve yumuşak birisi." dediğinde ağlamam durmuş bir şekilde ona baktım.
"Aynı abiden bahsediyoruz değil mi? Serhat olan." dedim. Sevda da başıyla bana onay verdi. Benim kaç yıldır tanıdığım ağabeyim evet komik ve sempatikti ama kesinlikle yumuşak değildi. Hele tatlı asla! İmkânsız.
"Papatya!" dedi Gaye kaşlarını çatarak. Sonra bir nefes alıp devam etti. "İlk önce için yanıyor evet. Ama sonra eğer aranızda bir güven oluştuysa rahatlıyorsun. Ama sen beş gündür aynısın. Sevgine biraz güven." dediğinde alkışlamamak için zor durdum. Ne güzel konuştu be. Aferin sana yenge!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Yüzyıl Prensi
Humor#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğrenmenin yanı sıra birçok ülkede eğitim almıştır. Bu ülkelerden biri Türkiyedir. Prens Charles daha ön...