Işıklandırmanın göze battığı ve gözü yaktığı lanet mağazalardan birinde, rahat ile rahatsız arasında kalmış bir koltuğa oturmuştum. Kadınların deli gibi alışveriş yapması dışında olağan dışı bir şey yok gibiydi."Bu nasıl?"dedi Sevda. Son derece kırmızı, kısa ve resmen ben buradayım diye bağıran bir elbise gösterdi. Pardon kumaş parçası. "Görmemiş gibi yapacağım. Neden bu kadar kısa bu?" dedim.
Sevda yavaşça yanıma geldi ve elini omzuma koydu. "Bir erkek ne ister bilir misin? Basit düşün." dedi ve ben sessiz kalınca devam etti. "Uzun ve güzel bacaklar, dolgun bir kalça ve dik göğüsler. Bu elbise bunun için var. Cezbetmek için." dediğinde kolunu ittim.
"O abaza erkekler için geçerli olmasın? Charles tam bir İngiliz beyefendisi. Adam gibi üst bul Sevda." dedim. O sırada Gaye yanıma geldi ve son derece kahverengi, uzun kollu ve uzun etekli bir elbise gösterdi. "Bunu giyersem tüm gece yanarım. Bakın, bana güzel renkte diz boyu bir elbise bulur musunuz?" dedim yapmacık nazik tavrım ile.
Tam o sırada sanki bir ilahi ışık yandı. Zaman durdu. Her şey o elbisenin etrafında parladı. Krem renkli harika bir elbiseydi. "Ya da siz boşverin. Ben alırım." dedim havalı bir şekilde. Ayağa kalkarak elbiseye yürüdüm. Her adımımda heyecanım artıyordu. Tam kumaşı ellemiştim ki...
"Pardon?" dedi bir kadın. O da elbiseyi başka bir ucundan tutmuştu. Benim elbisemi! "Pardon?" dedim aynı sesle. "Bunu ilk ben gördüm." dedi kadın. Bak bak.
Gaye ve Sevda hızla yanıma geldi. "Hayır. İlk ben gördüm." dedim inatla. Kadın derin bir nefes aldı. Esmer yelloz! "Bakın. İki saattir burada geziyorum. İlk ben gördüm." dedi.
"Bakın." dedim taklit ederek. "İki dakikadır buradayım ve biz üç kişiyiz." dediğimde saçma bir şey dediğimi anladım. Elbiseyi kendime doğru çekince kadın da kendine doğru çekti.
O sırada Sevda öne çıktı ve kadının elini tuttu. "İlk biz gördük dedik be. Çok önemli bir yemek için gerek bu!" diyerek kadın ile kavga etmeye başladı. Ben de o sırada elbiseyi alarak kasaya ilerledim. Çalan telefonumu açarken nefes nefeseydim. "Alo?" dediğimde karşıdaki ses bir erkeğe aitti.
"Papatya?" cevabına karşılık. "Semih hemen atacağım adrese gelmen lazım. Çok acil." dedim ve telefonu kapatıp adres attım. Hızla parayı öderken Sevda çoktan kızın saçını çekmeye başlamıştı. Gaye de onları ayırmaya çalışsa da netice başarısız idi.
Anlamadığım şey bu mağazanın güvenliği yok mu? İnsan gelir de ayırır şunları.
Kasiyere teşekkür edip poşeti aldım. Sevda'nın yanına koştum adeta. "Ayrılın. Çoktan aldım bile. Hey!" dedim ama daha da kavga etmeye başladılar. Hadi ama. Bu esmer amma çirkef çıktı ya.
"Sevda!" dedim bağırarak. Ama o saçını kurtarmak için kızın saçını daha çok çekti. Bunun üzerine poşeti Gayeye verip esmerin arkasına geçtim. Kızın dizlerine sizinle vurarak dengesini kaybedip düşmesini sağladım. Böylece ayrıldılar. "Bana bak kadın. Kimse benim arkadaşımın saçını çekemez." dedim ve Sevda'yı da alarak uzaklaştım. Saçı kabarmış ve çok berbat bir görüntü sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Yüzyıl Prensi
Humor#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğrenmenin yanı sıra birçok ülkede eğitim almıştır. Bu ülkelerden biri Türkiyedir. Prens Charles daha ön...