36.Tasma♠Kahve

121K 7.8K 777
                                    

Derin nefes al kızım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Derin nefes al kızım. Hayır sadece sen bütünlemeye kaldığın için değil. Hayır üzgün falan değilim. Yapabilirim. Umarım.

Tüm yıl boyunca zevksiz kıyafet seçimi ile gözlerimi kanatan, adeta anamı ağlatan kadın içeri girdi ve bomboş olan amfiye baktı. Evet koca bölümde bir tek ben matematikten kalmışım. Olabilir.

Tam kendimi şirinleştirme moduna geçiyordum ki, kadın gözlüklerini düzeltip bana baktı. "Hoş geldiniz prenses. İngiltere nasıldı?" diye sorduğunda hafifçe yutkundum. Bunu çok tane tane söylüyor. Sanırım kıskandı. Çok güzel.

"Yağmurlu ve... hım ferah?" dedim. Kadın tek soru kağıdını düzelterek bana doğru geldi. "Prenses olmak çok güzeldir tabi ki. Ama bu sınavda prenseslere ayrıcalık yok." dedi ve kağıdı önüme koydu. "Süren başladı." der demez yanımdan uzaklaştı. Pis kıskanç.

İlk soruyu çözünce içimde bir umut ışığı yandı. Ama iki ve üçüncü soruda kalem oynatamam adrenalin seviyesini yükseltti ve elim hafif titredi. Bak ya. Bilerek kazık yapmış yine.

Can havliyle geçen bir buçuk saatin ardından hoca, "Süren doldu." diyerek kağıdı önümden aldı. O an o topuz saçlarını yolasım geldi ama yapmadım. Şimdi notta da cimri olur bu. Kalırsam yüzyılın en rezil prensesi olacağım. Ah! Belki de Charles benden utanacak ve bir daha benimle gezmeyecek.

Yerimde durup bunları düşünürken hocanın gidip, kocamın geldiği fark etmedim. Oysa yanıma bile oturmuştu. "Kötü müydü?" dediğinde başımla onay verdim. Prens elini sağ omzuma koydu. Adeta 'boşver' der gibiydi. Ona dönüp dudak büzmekle yetindim.

"Hey prenses. Gülümse." dedi Charles ama ben gülmeden kafamı masaya koydum ve homurdanmaya başladım. "Bu kadını köşede sıkıştırıp dövdüreceğim. Bu kadının o iğrenç cırtlak turuncu rujunu ona yedireceğim."

Charles açıkta kalan ensemi öpünce sustum. "Eve gidelim mi?" dedi sakince. Başımı kaldırıp ona baktım. Tişört birine anca bu kadar eğreti dururdu. Sanırım takım elbise ile çok daha iyi bu adam. "Dondurma istiyorum. Bir de çikolata. Hatta baklava ve mesir macunu da istiyorum." dedim arka arkaya. Bu durumlarda en iyi şey tatlı yemektir. Tatlı.

Charles tam ağzını açıyordu ki içeri girenler bütün bir gürültü oluşturdu. "Papatya. Nasıl geçti?" dedi Sevda adeta bağırarak. Ona gözlerimi kırpıştırarak baktım. "O cadı kadını boğmam gerek." diye cevap verdim. O sırada Semih'in elinin Sevda'nın belinde olduğu dikkatimden kaçmadı.

"Bence de!" dedi Gaye destek vererek. Yavaşça amfiden çıkarken kızların koluna girdim. "Size hediye getirdim kızlar. Ama şu sınav tüm heyecanımı kaçırdı." dedim dudak büzerek. İçimden bir his Charles şu an kalçalarıma bakıyor diyor.

"Ne getirdin?" dedi Sevda hızla. Maşallah ışık hızından hızlı. "Açınca görürsün. Çok istediğin bir şey ama." dedim ve içimden güldüm. "Ee saray nasıl?" dedi Gaye. Sanki her telefon konuşmasında anlatmıyorum gibi.

21.Yüzyıl PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin