29.Yüzük♦Uçak

133K 8.7K 1.5K
                                    

Yavaşça kalabalığa baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yavaşça kalabalığa baktım. Yaş ortalamasının 30 olması normal mi? Neyse. Önemli olan eğlenmek. Ben eğleniyorum ama Charles...

Zavallım bizim oyunları oynamaya çalışırken rezil oluyor. Neymiş harmandalı oynayabilirmiş!  "Haydi millet, oturmaya mı geldik?" dedi Sevda tuttuğu kişileri piste resmen iterek. Allah'ım deli bu.

"Charles üç deyince kaçıyoruz." dedim mırıltıyla. Charles 32 diş gülerek karşılık verdi. Ruh halim olmayan çocuklar için, çocukları pistten alın diyecek kadar bozuk şu an. Semih Charles'ı kolundan tuttuğu gibi koluna girdi.

Az önce harmandalıydı, şimdi damat halayına geçtik. Ne oluyor ya? Yine mi rüya yoksa?? Hayır gerçek.

Charles şaşkın şaşkın Semih'in serçe parmağına kendi parmağını geçirdi. Garibim nereden bilsin bu oyunu. İnsafsız arkadaş. Bir de her şeyi kayda alan kameramanlar var. Abi şaka mısınız ya!?

Gelinliğimin kuyruğunun izin verdiği kadar geri çekildim ve halayı izledim. Dans etmeyi hiç sevmem. Allah'tan takı kısmı bitti. Bir sürü altın taktılar. Charles da yine hiç bilmediği için masum masum baktı. Hatta ona altın takan biri sarılıp fotoğraf çekilince bile şaşkınlığı sürdü. Ama ben en başta uyarımı yapmıştım.

Ah anne ah. Yedi ceddini çağırmış.

Charles halayda alkış yapılması gereken kısımda öylece duruyordu, sonra yine halaya devam ediyordu. Onu oradan koparıp, adeta örümcek adam edası ile kaçasım geldi. Uçur beni sıpaydi!

"Sen de gel Papatya." dedi Sevda. Ona büyüyen gözlerimle bakıp kızdım. "Gelinliğim izin vermiyor." dedim uyarıcı sesimle. Sevda yavaşça kuyruğu süzdü ve başıyla onay verdi. İyi ki bunu almışım. Teşekkürler Türkiye!

Yavaşça oturanları izledim. Hepsi eğleniyor gibiydi. Prensi görüyorlar yani, hem de bedavaya. Bence de eğlensinler. Gaye ve ağabeyim koyu bir sohbete dalmış bir şekilde konuşuyorlardı. Onlara hafif gülerek Charles'a bakmaya devam ettim. Bu düğün neden salonda? Neden açık hava değil salon?

Uzun uzun geçen iki dakikanın ardından prensim yorgun bir şekilde yanıma geldi ve oturdu. "Bence buraya yapış ve bir daha kalkma." dedim. Charles nefes nefese olduğundan bir şey diyemedi. "Sizin... oyunlar... çok iyi." dediğinde ona yan yan baktım. Sağ ol koçum.

Bu arada giriş şarkımızı, yani dans şarkımızı, 'Olan var olmayan var' yapıp, karşılıklı göbek attık. Ee ama doğru. Prensi olan var olmayan var şimdi.

"Birazdan pasta gelecek. Çikolatalı mıydı?" dedim iştahla. Ayakta durmak yoruyor tabi. Ama çaktırmayın topuklu değil de babet giydim. Yaşasın özgürlük! "Evet ama biraz büyük." dedi Charles. Şimdi korktum işte. Büyük dediğine göre gerçekten çok büyük olmalı.

Charles elimi tutup biraz bana yaklaşınca kendimi geri çektim. "Bak saat üç yönündeki teyze bizi izliyor. O yüzden yakınlık yok." dedim kaşlarımı çatarak. Charles dediğim yere bakıp teyzeye güldü. "Neden hemen bakıyorsun?!" dedim ve derin bir nefes aldım. Düğünleri sevmem, düğünleri sevmem, düğünleri SEVMEM!

21.Yüzyıl PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin