Yavaşça güneş gözlüğünü indirip, kocama baktım. Charles o güzel vücudunu güneşe adıyormuş gibi uzanıyordu. Sonra yeniden etrafa baktım ve yalnız olduğumuza emin oldum."Artık girsek mi havuza?" dedim merakla. Kocam gözlerini açtı ve başını bana doğru çevirdi. "Önden bayanlar." dedi pis pis.
Havuzu kapattırdı. Bunu artık normal karşılıyorum. Baya normal bir rutin oldu. Oğlumuzu ise annemlere bıraktık. Aslında şöyle oldu.
Normal bir şekilde uyanmış kahvaltı hazırlamaya gidiyordum ki kapı sertçe vuruldu, zil çalındı. Dedim gazeteciler geldi. Sonra bir baktım annem ve babam gelmiş. Her neyse ağabeyim işi olduğu için gelememiş. Bizde Charles ile havuza gidelim dedik ve sonuç şu an bu.
Yavaşça ayağa kalktım ve terliklerimi çıkardım. "O zaman gidiyorum ben." dedim ve havuza ilerledim. O sırada beni izleyen kocam, arkadan ıslık çalmayı ihmal etmedi. Gülerek havuza atladım ve serinletici su ile buluştum. Allah'ım teşekkürler. Bu sıcakta ölebilirdim.
Ankara her zamankinden çok daha sıcak bir yaz ile ciğer söküyor.
"Su çok güzel." dedim Charles'a doğru. Sakince havlusunu kenara bıraktı ve saatini çıkardı. Bende sırt üstü yüzerek onu izledim. Harika yüzerim. Küçükken senkronize atlama dalına merak salmıştım. Yüzme ile alakası yok ama demek istedim.
"Geliyorum." dedi Charles ve arkama döner dönmez suya atladı. Böylece yüzüme yiyeceğim litrelerce su sırtıma geldi. Çok zekiyim çok.
Kafası sudan çıkınca yüzü gülüyordu. Bu gülüşü biliyorum.
"Oğlum ne yapıyordur acaba?" dedim iç çekerek. "İyi olduğuna eminim." dedi Charles ve suyun altından elini beline doladı. "Annem patates yedirmeye çalışmasın. Patates püresi!" dedim bir an. Kendi kendime endise yaratıyorum arkadaş. Sus Papatya.
"Patates püresi iyidir." dedi Charles ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Bende hemen onu iterek havuzun diğer köşesine kaçtım. Yani çalıştım en azından. Suyun altında hareket etmek zor tamam mı?
"Koskoca prensi ittin." dedi gülerek. Ona dil çıkarıp saçımı geri attım. "Uslu dur. Sadece yüz!" dedim ve sakince yüzmeye başladım. O sırada içeri giren garsonlar havuz kenarına, meyve, soğuk içecekler ve birkaç küçük pasta bıraktı.
"Charles bir ara Dubai'ye mi gitsek? Bir otel vardı, çatı katında havuz vardı."
"Burj Al Arab? Gideriz tabi. Yarın gidelim mi?" dedi kocam ve yine göz devirmeme neden oldu. "Bir ara dedim aşkım. Önce Türkiye'yi gezeceğiz." dedim ve havuz kenarına gidip tabaktan bir üzüm aldım. Soğuk.
"O zaman artık rotayı çizelim güzelim." dedi Charles ve hemen yanımda durdu. "Bu arada sana bikini çok yakışıyor."
Yavaşça vücuduma baktım ve yutkundum. "Bence de. " dedim normalce. Charles bikinin arkasındaki iplere dokununca gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Yaramaz adam." dedim geri çekilirken. Charles tam ağzını açıyordu ki içeri girenler onu durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Yüzyıl Prensi
Humor#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğrenmenin yanı sıra birçok ülkede eğitim almıştır. Bu ülkelerden biri Türkiyedir. Prens Charles daha ön...