46.Bağ|İzin

108K 6.4K 2.7K
                                    

Ellerimi şişkin ve çıplak karnıma koyup iç çektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ellerimi şişkin ve çıplak karnıma koyup iç çektim. Charles bey horlaması ile uykumu dağıttı sağ olsun. "Senin bu baban makine oğlum." dedim gayet sesli bir şekilde. Ama hala uyumaya devam ediyordu.

Tabi ki çok önceden kalkıp, çıplak gövdesini uzun uzun süzdüm. Saçıyla bile oynadım. Tahmin ettiğim gibi yavaş yavaş kas yapmış bu adam. Allahım çok seksi.

"Uyumadan önce masal da okumuyor bize görüyor musun oğlum? Hep ben mi yapacağım bunları?" dedim karnımı okşarken. "Çokta yakışıklı pislik. Her gün daha yakışıklı oluyor. İyi tavlamışım değil mi oğlum?"

Charles'a bir bakış atıp devam ettim. Tabi ki yaramaz oğlum tekmeleri ile yanıt veriyordu. Bu sohbet çok eğlenceliydi. "Senin annen görebileceğin en çılgın kadın. Bu sarayda çürümene izin vermeyeceğim bebeğim."

Yavaşça doğruluk saçımı topladım ve yeniden kocamı süzdüm. Öpülesi dudaklar, batası sakallar. "Umarım babana çekersin. Ona söyleme ama, o dünyanın en tatlı kocası. Üstelik artık menemen seviyor." dedim ve kıkırdadım.

Aniden bacağıma dokunan el ile sıçradım. "Teşekkür ederim leydim." Dudağımı ısırarak ona baktım. "Oğlum ile sohbetimi bölme lütfen. Horlamaya devam et."

"Hep sen sohbet ediyorsun. Sıra bende." dedi mızmız bir halde. Ben sakince arkama yaslanırken o saçlarını karıştırdı ve uyku dolu gözlerini ovdu. Sonra karnıma başını yaklaştıracak kadar aşağı indi. Nefes kesici.

"Merhaba oğlum." dediğinde içimden ağlamak geldi. Bebek büyüdükçe bu istekte büyüyor sanki. "Bir güne daha bu harika manzara ile uyandım. Ne zaman geleceksin? Orada havalar iyi galiba." dediğinde hızla araya girdim.

"Doğru düzgün konuş çocukla Charles." dedim. Halbuki içim çikolata gibi erimişti. Tatlı, çok tatlı bu herif.

"Anne hep böyle yapıyor değil mi oğlum? Bizi kıskanıyor. Baba ve oğul bambaşkadır, bunu çok iyi biliyor. Çok zeki bir annen var." dediğinde karnında arka arkaya üç tekme hissettim. Charles da hissetmiş olacak ki otuz iki diş sırıttı. Bir an karnımı ısıracak sandım.

Karnıma küçük bir öpücük kondururken derin bir nefes aldım. "İlk kelimenin baba olacağına eminim Arthur." dedi keyifle. Hemen müdahale ettim tabi ki. Çocuğu yanlış yönlendiriyor resmen. Çok ayıp.

"Hey, hey. Doğum öncesi müdahale kurallara aykırı. " dedim ve ben konuşurken Charles başını hızla benim hizama çıkardı. Yüzü yüzümün yanına gelene dek durmadı.

"Sen her sabah çocuğu dolduruyorsun ama Daisy." dedi ve şok oldum. Kuru iftira. "Kendi taşıdığım, evladım, bana 12.5 yanlış duymadın 12.5 kilo kazandıran bebeğim ile konuşmak hata ise evet yaptım. Her sabah yapıyorum tamam mı, horlama makinesi!"

Buna kahkahalarla karşılık verirken göbeğimin üstüne pike çektim. Charles yanağını uzattı ve keyifle öptüm. "Günaydın." dedik aynı anda. Güneş doğalı çok oldu. Saat de en az on olmalı. Kahvaltı kaçtı.

21.Yüzyıl PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin