51. Emzik ♪ Kayıp

89.5K 5.6K 683
                                    

"Hadi kızım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hadi kızım." dedim şiş karnı ovarken. Chatya'nın eşi Pie doğum yapmak üzereydi. Önceki doğumundan olan iki yavru çoktan büyümüştü. Şu an Pie kendi rekorunu kıracak gibi duruyor çünkü karnı çok şiş.

Veterinerin yaptığı işe bakamadım. Kan. Her yer kan. İlk yavru çıkınca biraz da olsa mutlu oldum. Sonra iki... üç... oha dört mü? Beş! Tamam dur artık. Altı. Ocağıma incir ağacı diktiler!

Altı yavru doğuran tüylü köpeğe şaşkın şaşkın bakarak güldüm. Sen güçlü bir annesin Pie. Köpekler bir battaniyeye sarılarak temizlendiler. Hemen ardından anne de temizlendi. O sırada Charles kucağında oğlum ile yanıma kadar geldi.

"Altı demek. Altı iyidir." dedi bana bakarak. Altı çocuk mu istiyor şimdi? "Arka arkaya fırtlattı." dedim Türkçe. Sonra oğlumun ağzında olan elini yavaşça dışarı çıkardım.

Anne yavruları emzirmeye başlamıştı bile. Şu iş bitsin tüm bebeklerin fotoğrafını çekeceğim. Aynı Chatya. "Baba nerede?" dedim etrafa bakınarak.

"Bahçede sanırım." dedi Charles ve oğlumun saçını öptü. "Chatya!" diye bağıra bağıra bahçeye çıktım. Chatya beni duymuş olacak ki yanıma kadar geldi. "Bir kez daha baba oldun oğlum. Hadi içeri." dedim içeri iterek. Hemen yolu biliyor gibi koştu ve Charles'ın dibine gitti. Hain. Benden kaçtı.

"Nerede kalmıştık? Altı yavru." dedim üstümü düzelterek. Charles kıkırdadı. Komik, çok komik. Bir süre sonra yavruları oğlumun yanına koyarak fotoğraflarını çektim.

"Oğlum anneye gül bakalım." dedim bebeğimi kucaklarken. Charles ile birlikte odadan çıkıp köpekleri rahat bıraktık.

"İnanmıyorum!" diye neredeyse çığlık atarak bebeği Charles'a verdim. Derin nefes al Papatya. Evet sakin. "Ne oldu?"

Hızla kocama telefonu çevirdim. "Görüyor musun? Beckham oğlumuzun fotoğrafını beğenmiş. Bizim oğlumuzun!" dedim keyifle. Charles göz devirdi ve oğluma daha çok sarıldı. Bana da sarılsana.

"Farkında mısın bilmiyorum Daisy ama senin kocan İngiltere prensi."

"Aslında bazen unutuyorum. Sen çok tatlısın çünkü." dedim ve yanağına öpücük bıraktım. Charles gülen gözlerle bana çevirdi bakışlarını. Gözlerinin bebeğini yerim.

"Bugün prensin ilk basın fotoğrafı çekilecek." dedi konuyu değiştirerek. Benim minik orangutanım dünyaya açılacak. "Çok tatlı benim oğlum. Penguen kostümü giyecekmiş." derken Charles kaşlarını çattı.

"Ne pengueni? Tabi ki taç ve takım giyecek." dedi ciddiyetle. Ama penguen bir kuş. "Ama onlar çok tatlı. Oğlum gibi." diyerek bebeğimi kucakladım. Charles zorlasa da pes ederek bıraktı.

"Sevgilim basına ilk poz." dedi kocam elini belime sararak. Biliyorum bebeğim sadece sinir etmek hoşuma gidiyor. Because I like it.

21.Yüzyıl PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin