Sakin kalamıyorum. Elim ayağım birbirine dolandı resmen. Derin nefes al Papatya. Derin derin. "Yardım edin!" diye adeta İngilizce çığlık atarken ellerim titriyordu. Hemen önümde kocaman karnı ile acı çeken Diana'ya göre daha sakin olmam gerekiyordu oysa.
"Diana. Derin nefes al tamam mı? Bir iki, bir iki." dedim ellerimle de konuşarak. Diana iki kere derin derin nefes aldı hemen sonra "Aa!" şeklinde kısa ama öz bir tepki verdi.
Allah'ım sanırım bu acıyı tahmin bile edemem.
Hızla içeri koşan iki hizmetçi de en az benim kadar şaşkın görünüyordu. Onlardan önce kendime gelerek "Çabuk arabayı çıkarın, doktor çağırın bir şey yapın!" diye bağırdım. Galiba bağırmam Diana'yı daha çok strese sokuyordu. Öyle ki neredeyse ağlayacaktı.
"Biriniz William'ı çağırsın hemen!" dedim ve Diana daha sık ve düzenli nefes almaya başladı. Titreyen ellerim az da olsa durulunca telefonumu alıp Charles'ı aradım. Oysa normal bir şekilde oturup beş çayı içiyorduk. Nereden geldi bu sancı?
"Daisy?" sesi ile daha da sakinleştim. Sesini duymak bile bende ağlama hissi uyandırıyor şu an. "Charles. Diana'ya doğum sancısı geldi. Charles.... Charles ne yapmam lazım?" dedim titreyen bu sefer dudağımdı. Ben burnumu çekerken telefonun diğer tarafı az da olsa sakin ve sessiz duruyordu. Yavaşça Diana'ya baktım. Suyu gelmişti bile. Hastaneye yetişemezdi.
"Saint Mary's Hastanesi'ne gitmeliyiz." dedi Charles o sırada. "Bu imkansız." dedim az önceki düşüncemi konuşturarak. "Doktor gönderiyorum. Sakin olmaya çalış Daisy." dedikten sonra telefon kapandı.
Hızla Diana'nın yanına oturdum. "Geliyorlar. Sakin ol prenses. Çok sağlıklı bir oğlun olacak. Ama önce sakin kalmanız lazım. Derin nefesler al tamam mı?" dedim. Bunları nasıl diyebildim bilmiyorum ama işe yaramıştı. Diana ne kadar düzgün olabilirse o kadar düzgün bir şekilde nefes alıp karnını tutuyordu. Bende o sırada hizmetçilerden sıcak su, pamuk, battaniye ve bez istedim. Doktorun bunlara ihtiyacı olurdu sanırım. Umarım.
On dakika daha sanki ben doğum yapıyormuşum gibi, Diana ile nefes alıp verdim. Elini sıkıca tutup destek oldum. Az sonra o karından bir prens çıkacak.
İçeri giren beyazlar içindeki doktor ile rahatlayarak neredeyse gülme krizine girecektim. Şaka gibi gerçekten. Diana bir sedyeye alınarak daha önce hiç görmediğim beyazlar içinde bir odaya getirildi. Odanın ortasındaki tezgaha uzandı ve üzerine çarşaf örtüldü.
Burası gerçekten çok temiz görünüyordu. Kısmen ameliyathane miydi acaba? Belki burada yakalanan casuslar doğranıyordur.
Bu çocuk doğmadan psikolojimi alt üst etti.
O sırada daha önce görmediğim hemşireler tarafından dışarı çıkarıldım. Tablolarla dolu koridora bakarak iç çektim ve olduğum yere çöktüm. Şu an psikolojim 600 sayfalık kitabın 560. sayfasında öldürülen karakterin verdiği acı gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Yüzyıl Prensi
Humor#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğrenmenin yanı sıra birçok ülkede eğitim almıştır. Bu ülkelerden biri Türkiyedir. Prens Charles daha ön...